• DOLAR 34.419
  • EURO 36.27
  • ALTIN 2847.301
  • ...
​"Amritsar Anlaşmasıyla Keşmir uluslararası bir problem haline getirildi"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

AGD Adıyaman şubesi tarafından dernek binasında yapılan basın açıklamasını okuyan Şube Başkanı Bedrettin Beyazkaya, bugün Keşmir topraklarının büyük bir kısmının Hindistan işgali altında olduğunu ve son günlerde yaşanan sıcak gelişmelerle Keşmir'de insani bir krizin kapının eşiğinde olduğunu belirtti.

Keşmir'in Birleşmiş Milletlerin çözülmemiş sorunlar listesinde yer aldığını belirten Beyazkaya "Keşmir, Pakistan, Hindistan ve Çin arasında yer alan, halkının çoğunluğu Müslüman olan bir bölgedir. Keşmir, 24 Ekim 1945'de kurulan Birleşmiş Milletlerin çözülmemiş sorunlar listesindedir. Keşmir sorunu nedeniyle Pakistan ve Hindistan arasında bugüne kadar 3 kez savaş yaşanmıştır. Bugün Keşmir topraklarının büyük bir kısmı Hindistan işgali altındadır. Son günlerde yaşanan sıcak gelişmelerle Keşmir'de insani bir kriz kapının eşiğindedir. İşgal altındaki Keşmir'de Müslüman halk için zaten şartlar çok zordu, Hindistan'ın kabul edilemez uygulama ve kararlarıyla Keşmir bir ateş hattı olmak yolunda ilerlemektedir. Keşmir sorunu, II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere'nin çekildiği topraklarda bıraktığı üç sorundan biridir." dedi.

"Balfour Deklarasyonu ve Sykes-Picot ile Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırıldı"

İngilizlerin Ortadoğuyu anlaşmalarla karıştırdığını vurgulayan Beyazkaya, "Kıbrıs sorunu, 1974 Barış Harekatı ile çözülmüştür. Ancak Filistin ve Keşmir Sorunları devam etmektedir. Keşmir, 8'inci yüzyılda İslam'la tanışmıştır. Keşmir, 14'üncü yüzyıldan itibaren de yoğun bir şekilde İslamlaşmıştır. Bir ara Moğolların hakimiyet kurduğu bölge sırasıyla Afganların, Sihlerin ve İngilizlerin kontrolüne geçmiştir. Balfour Deklarasyonu ve Sykes-Picot ile Ortadoğu'yu istikrarsızlaştıran İngilizler, Amritsar Anlaşması ile de Keşmir'i uluslararası bir problem haline getirmişlerdir." ifadelerini kullandı.

İngilizlerin, 16 Mart 1846'da imzalanan Amristsar Anlaşması ile halkının çoğunluğu Müslüman olan Keşmir'i 7.5 milyon Rupe, bir at, 12 keçi, 6 kaşmir örtü karşılığında Hindulara sattığını belirten Beyazkaya "Halkın kabul etmediği bu satış, günümüze kadar devam eden sorunların da temelini oluşturmuştur. Keşmir'de nüfusun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen İngilizlerin bölgenin yönetimini Hindulara bırakması bilindik İngiliz siyasetidir. Pakistan, Keşmir Sorunundan dolayı ilk kez 22 Ekim 1947'de Hindistan'la savaştı. 1 Ocak 1949'da Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre iki ülke de askerlerini geri çekecek Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılacak halkoylamasıyla Keşmir'in geleceği karara bağlanacaktı. Ancak Hindistan, aynı israil gibi anlaşma maddelerine hiçbir zaman uymadı. Hindistan ordusu geri çekmediği gibi Müslümanların çoğunlukta olduğu Cammu Keşmir'i de kendine bağladı. İşgalden sonra Cammu Keşmir'i daha özerk bir şekilde yöneten Hindistan, 1963 yılında aldığı bir kararla Cammu Keşmir'i eyalet ilan edip bölgeye vali atadı." şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletlerin siyonistler karşısında etkisiz kalması gibi Hindistan'a da bir yaptırım uygulamamasının Pakistan'ı 1965 ve 1999'da iki kez daha Hindistan'la karşı karşıya getirdiğini ifade eden Beyazkaya şöyle devam etti:

"Hindistan'ın iki hafta önce, Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan anayasanın 370'inci maddesini iptal etmesi ve bölgenin özel statüsünü ortadan kaldırması bardağı taşıran son gelişme oldu. Hindistan tek taraflı olarak, Cammu Keşmir'in, kendi anayasasına sahip olmak, savunma, iletişim ve dış ilişkiler dışındaki tüm meselelerde karar almak gibi birçok ayrıcalığını sona erdirmesi, işgalini kalıcı bir duruma dönüştürme hamlesidir. Bu niyet ve bu doğrultuda atılan adımlar hem kabul edileme hem de Keşmir sorununu asla çözmez. Keşmir sorununun çözümü için öncelikle Keşmir halkı bir nesne olarak görülmemelidir. Keşmir'in geleceğine ve statüsüne Keşmir halkı karar vermelidir." dedi.

"Sandıktan çıkan sonucu bölge ülkeleri ve küresel güçler kabul etmelidir"

"Birleşmiş Milletlerin aldığı kararlar gereği plebisit yapılmalı, sandıktan çıkan sonucu bölge ülkeleri ve küresel güçler kabul etmelidir." diyen Beyazkaya, "Keşmir sorunun bölgede birden çok ülkenin içinde yer alacağı büyük bir savaşa dönüşme ihtimali göz ardı edilmemelidir. Her durumda başta Hindistan ve Pakistan olmak üzere taraflar arasında diyalog kanalları açık tutulmalı, nükleer ya da konvansiyonel her türlü savaştan kaçınılmalıdır. Hindistan, Keşmir halkına rağmen bölgede asker bulundurma tutumundan vazgeçmelidir. Aynı şekilde işgalci Hindistan yönetimi Keşmir halkına karşı kullandığı orantısız şiddete son vermelidir. Halkın insanî hak talepleri karşısında güvenlik güçlerinin hukuksuz uygulamalarına fırsat vermemelidir. Hindistan, aynen israil gibi Keşmir'deki demografik yapıyı lehine çevirme girişimlerinden vazgeçmelidir. ABD başta olmak üzere küresel güçler, Keşmir'de meydana gelebilecek çatışma ve gerilimler üzerinden çıkar hesapları yapmayı bırakmalıdır." ifadelerini kullandı.

Beyazkaya, son olarak "Türkiye hükümeti, Keşmir halkının sesine ses olmalı, Keşmir halkıyla dayanışma imkânlarını artırmalı, bölgede çözüme dair daha etkin bir politika izlemelidir. Keşmir halkının hak ve adalet taleplerinin ve bu yöndeki gösterilerinin Hindistan ya da başka aktörler tarafından terör faaliyeti olarak gösterilmesine engel olunmalıdır. Camilerin ve mescitlerin Hindistan tarafından terör yuvaları olarak, toplu ibadetlerin terör eylemi olarak lanse edilmesinin önüne geçilmelidir." dedi. (Cemİl Özdaş-İLKHA)





Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir