• DOLAR 34.388
  • EURO 36.852
  • ALTIN 2968.442
  • ...
Türkiye'de hukuk sisteminin nasıl işlediğine örnek bir dava!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Sanık avukatları, kızları ve tüm sermayelerini kaybeden karı koca aleyhine 18 yıllık masraflarına karşılık 24 bin liralık tazminat davası açtı. 20 hakimin değiştiği ve röntgen sonucunun kaybolduğu dava sonucu suçlu bulunan aile, 15 bin liraya yakın da mahkeme parası ödeyecek.

Buharkent ilçesinde, 2001 yılında evinin önünde oyun oynarken otomobil çarpması sonucu felç geçirdiği iddia edilen Hediye Demirpolat'ın ailesi, kızlarının bedensel ve zihinsel engelli kalmasına neden olduğunu öne sürdükleri otomobil sürücüsü H.Y.'ye 200 bin liralık tazminat davası açtı. Kuyucak'ta açılan dava dosyası, mahkeme kapatılınca Nazilli'ye gönderildi. 18 yıldır süren dava sürecinde 87 duruşmaya katılan baba Alican Demirpolat, hak arama mücadelesinde evlerinden 45 kilometre uzaklıktaki Nazilli Adliyesi'ne kızını sırtında taşıdı. Sonuçlanmayan davada sanık avukatları 4 kez rapora itiraz etti. Dosya, 4 defa Adli Tıp Kurumu'na gitti ve 9 hakimin görev yeri değişti. Baba Alican Demirpolat, 2012'de davanın hakimiyle tartıştı. 9 ay hapis cezası alan baba, Denizli Sarayköy'de 5 ay hapis yatıp tahliye oldu.

Hediye davanın sonucunu göremedi

Adliye girişinde babasının sırtında çekilen fotoğraflarla Türkiye gündemine oturan Hediye Demirpolat, 2015 yılında hukuk mücadelesinin 15'inci yılı geride kalmışken hayatını kaybetti. Hak arayan Hediye'den geriye, ailesi tarafından kendisine yılbaşı hediyesi olarak alınan bir çift ayakkabı ile mantosu kaldı.

Dava 18 yıl sonra sonuçlandı.

2 mahkeme, 18 hakim ve 6 savcının değiştiği, 3 ayrı Adli Tıp Kurum raporunun alındığı, 706 sayfalık raporun yazıldığı mahkemede, sanık avukatları Adnan Menderes Üniversitesi'nin Hediye için verdiği "Kaza sonrası engelli kalmıştır" yönündeki raporuna itiraz etti. Baba Alican Demirpolat, kızını sırtında taşıyarak ikinci kez heyet karşısına çıkardı. Adli Kurumu verdiği raporunda, "Kaza ile illiyet bağı kurulamamıştır, röntgen ve MR filmleri yok. Onları görmeden karar veremeyiz" şeklinde karar aldı.

Ailenin avukatları, dosyada var gözüken röntgen filmini göndermek için aradı ancak bulamadı. Röntgen filmi 2 yıl sonra bulundu ve eklenerek Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Kurum bu kez de, “MR filmi çekilmemiş, bir karar veremeyiz. MR olmadan illiyet bağı kuramayız” diye yanıt verdi. Bunun üzerine aile ilk tedaviyi yapan doktor hakkında suç duyurusunda bulundu.

15 yıl sonra hakim karşısına çıkan emekli doktor, "MR cihazı yoktu" dedi.

Alican Demirpolat, bu yaşananlara ilişkin olarak Adalet Bakanlığı'na dilekçeyle müracaat etti. Bakanlık, dosyanın bitirilmesi talimatı verdi ve bir savcı atadı. Ancak, 4 ay sonra savcı başka yere tayin edildi. Mahkeme son olarak dosyayı Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi'ne gönderdi. Gelen rapor yıllar önce verilen raporla aynı oldu. İhtisas Dairesi, MR çekilmediği için “Hediye Demirpolat'ın engelli olmasının kazayla illiyet bağı kurulamamıştır” diyerek dosyayı kapattı.

Kızını yıllarca sırtında mahkemelere taşıyarak adalet arayan, duruşmada hakime bağırdığı için cezaevinde yatan baba Alican Demirpolat, ayrıca 15 bin TL'ye yakın da mahkeme parası ödeyecek. Mahkemeden çıkan sonuçla yıkılan Demirpolat, sanık avukatlarının 18 yıldır mahkemeye gidip gelmelerine karşılık olarak kendisi ve eşi Kadriye Demirpolat aleyhine ayrı ayrı açılan 12 bin TL'lik maddi tazminat davası karşısında ise büyük hayal kırıklığı yaşadı.

Baba Alican Demirpolat karara tepki gösterdi. Baba Demirpolat, “Sırtımda engelli kızımı taşıyarak adalet aradım. Hep adaletin bir gün geleceğine inandım. Ama mahkeme yıllardır bizi süründürdü. 18 yıl sonra ölen kızımı suçlu buldu ve davayı bitirdi. Bir de mahkeme masraflarını ben ödeyeceğim. Bu kararı verenlere ‘Adaletin bu mu mahkeme' diyorum. Alınan bu kararı Türk yargısına havale ediyorum. Bu konuda gerekenin yapılmasını talep ediyorum” dedi.

2 ayrı tazminat davası açılınca şok oldu

18 yıllık hukuk mücadelesi boyunca çok sıkıntılar yaşadıklarını kaydeden Demirpolat, şöyle konuştu:
“Çok zor günler geçirdik ama sonuç olarak haklıyken haksız duruma getirildik. Ben çocuğumu ve hak arama mücadelemi kaybettim; bir de bu yetmiyormuş gibi şimdi sanık avukatları 18 yıldır davaya gidip geldikleri için ben ve eşimden 12'şer bin liralık tazminat talep ediyor. Ben bu yolda tüm sermayemi bitirdim, işimi gücümü kaybettim. Çocuğumun ölümünü hiçe sayıp bir de tazminat istiyorlar. Ben haksızlığa uğradım, devletimizden hakkımı istiyorum.”

“AİHM'ye gideceğiz”

Ailenin avukatı Alime Özcan da, raporun bir önceki raporla aynı olduğunu söyledi. Özcan, “Önceki raporu kopyalayıp yapıştırmıştır. Kaza tarihine kadar gayet sağlıklı olan bir çocuk kazadan sonra yavaş yavaş tüm motor gücünü kaybediyor yatağa bağımlı hale geliyor ve sonrasında yutma yeteneği de kayboluyor ve ölüyor. Son raporda Adli Tıp neden illiyet bağı kurulamadığı konusunda yeterince veri eklememiştir. Yargıtay'a başvuracağız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde hakkımızı arayacağız” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir