"Cami alanında imar değişikliği yapılması belediyenin neyi amaçlandığına işaret etti"
Diyarbakır İslami STK'ları, Büyükşehir Belediyesinin 4 cami hakkında imar değişikliğine gitmesine tepki göstererek belediyelerin halkın inancını dikkate alması ve toplumu provoke edecek faaliyetlerde bulunmaması gerektiğini vurguladı.
Diyarbakır İslami STK'ları, HDP'li Büyükşehir Belediyesinin, Kayapınar ilçesinde cami yapımı için belirlenen alanların farklı amaçlarla kullanımı amacıyla imar planını değiştirmesine tepki gösterdi.
Diyarbakır İslami STK'ları tarafından yapılan yazılı açıklamada, ""Allah’ın mescitleri içinde, Allah’ın isminin anılmasını men eden ve o mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! İşte o zalimler yok mu, onların bu mescitlere korka korka girmekten başka hakları yoktur. Bunları yapan o zalimlere, dünyada büyük bir felaket ve mahrumiyet, ahirette de büyük bir azap vardır." (Bakara 114)" ayetine atıfta bulunarak, "Her ne iş yaparsanız yapın halkın inancına, değerlerine, kutsallarına göre adım atmak zorundasınız. Halka rağmen halkçılık olmaz, olamaz. İnsanların kutsallarını ötekileştirip ideolojik bağnazlıklarla bir şehri yönetemezsiniz. Özellikle yerel yönetimler bu anlamda oldukça hassas olmalıdır." denildi.
"Cami yapımı için alan oluşturmak da bir mükellefiyettir"
Bir şehrin yerel yönetiminin, o şehrin ihtiyaçlarını, halkın taleplerini karşılamakla mükellef olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Hanelere su taşımak, ulaşımı kolaylaştırmak, sokakları temizlemek, altyapı ve üst yapı gibi temel hizmetler yapmak nasıl bir mükellefiyet ise halkın inancını yaşamak için ihtiyaç olan bölgelerde cami yapımı için alan oluşturmak, buna göre imar planı hazırlamak da bir mükellefiyettir. Hele de halkının tamamı Müslüman olan kadim bir kentte bunun aksini yapmak, sadece art niyet olarak değerlendirilmez." ifadelerine yer verildi.
"Cami alanında imar değişikliği yapılması belediye kararının aslında neyi amaçlandığına işaret etti"
Bu minvalde, geçtiğimiz günlerde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclisinin aldığı bir kararın basına yansıdığı ve kent halkını şok ettiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "21 Haziran 2019 tarihli 180 no'lu belediye meclis kararında; 1894 ada 1 nolu parsel, 1847 ada 1 nolu parsel, 2454 ada 1 nolu parsel, 0 ada 8022 nolu parsel, yürürlükteki imar planına göre, 'dini tesis' ve park alanıyken, sadece park alanı yapılmak üzere hazırlanan imar değişikli planı kabul edildi. Yani bu alanların parka çevrilmesi kararlaştırıldı. Buraya kadar her şey normalmiş gibi görünüyor. Ancak detaylar incelendiğinde imar değişikliği yapılan söz konu alalarda hali hazırda cami inşaatlarının olması dikkat çekti. Fırat mahallesi 1894 nolu parselde Ebu-l Hasal El Harakani Camii, yine Fırat Mahallesi 1730 parselde Hoca Ahmet Yesevi Camii, Mezopotamya Mahallesi 2454 nolu parselde Yunus Emre Camii ve 8022 parseldeki cami alanında imar değişikliği yapılması belediye kararının aslında neyi amaçlandığına işaret etti."
Açıklamada, "Halkın yoğun tepkisinin ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi SMS ile bir mesaj göndererek cami yıkım kararı almadıklarını savundu. Ancak altında; Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Belediye 1. Meclis Vekili Gülseren Akkum, Katip Ronda Bat ve Katip İlyas Güneş'in imzası ile basına yansıyan belgeler, gerçeğin çarptırıldığını gösterdi." ifadelerine dikkat çekildi.
"Bu yanlış yoldan derhal dönülmelidir"
"Hali hazırda cami inşaatlarının sürdüğü ve kimisinin bitme aşmasına geldiği alanları park veya adına sosyal alan dediğiniz farklı mekanlara çevirmeniz halinde bu camilerin akıbeti ne olacak?" sorusunun yöneltildiği açıklamada, şöyle denildi:
"Yaklaşık 400 bin nüfusu Kayapınar ilçesinde hâlâ cami eksikliği varken ve de kentin altyapı ile üst yapıya dair sıkıntıları sürüyorken belediye meclisi hangi amaçla camilerin bulunduğu bölgelerde imar değişikliğine gitmeyi öncelemiştir.
Diyarbakır halkının hassasiyetleri ile oynanmamalı, girilen bu yanlış yoldan derhal dönülmelidir. Halka hizmet ile yükümlü olan belediyeler, toplumu provoke edecek faaliyetlerde bulunmamalıdır. Büyükşehir Belediyesi camilerin yıkılmayacağı konusunda kamuoyuna net ve tatmin edici açıklama yapmalıdır. Alınan kararı savunma gibi yola tevessül edilmemelidir. Kamuoyunun beklentisi, bu yanlış kararın bir an önce düzeltilmesidir." (Ramazan Zeren- İLKHA)