“Eğitim politikaları ortak aklın ürünü olmalı”
Eğitim Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Eyyüp Değer, eğitim politikalarının ortak aklın ürünü olması gerektiğini söyledi.
Memur Sen ve Eğitim-Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Eyyüp Değer, 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sona ermesi nedeniyle açıklamalarda bulundu.
Fedakârca çalışmalarından dolayı tüm eğitim çalışanlarına teşekkür ettiğini ifade eden Değer, “Öğretmenlerin işlerinden memnuniyetleri ya da memnuniyetsizlikleri, eğitimin niteliğini, dolayısıyla ülkenin geleceğini ilgilendirmektedir. Öğretmenlerin umutsuzluğa kapılmalarını önlemek ve onlardan kaliteli hizmet almak için, kendilerine en başta iyi bir eğitim sistemi, iyi çalışma ortamı ve iyi imkânlar sunulmalıdır. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, sorumluluk sahibi herkes, öğretmenlerin içinde yaşadığı durumun ‘mutsuz mecburlar’ üretme potansiyeline sahip olduğunun farkına varmalı ve bütünsel çözüm üretme gayreti içine girmelidir. Yeni döneme eski sorunlarla girilmemeli, beklentileri karşılayacak adımlar atılmalı, vaatler icraata dönüştürülmelidir.” diye konuştu.
“Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı”
Kamu personel sisteminin temel yaklaşımı; insan onurunu öncelemek, insan haklarına saygılı olmak, saygın iş ilkesine dayanan mali, sosyal ve özlük hakları ile çalışma şartlarının olması gerektiğine değinen Değer, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu eksende öğretmen istihdamında sözleşmeli öğretmenliğin temel istihdam şekli olarak kabul edildiği algısını güçlendiren adımlar ve uygulamalar, büyük ve güçlü Türkiye iddiası ve hedefiyle bağdaştırılabilir değildir. Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından 6 yıl boyunca ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilmeleri süreçlerine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere, kadrolu öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlere verilen sözler yerine getirilmeli; kadroya geçiş sürecine yönelik 3+1 konusunda yasal düzenleme Meclis tatile girmeden bir an önce çıkarılmalıdır.”
“Ek gösterge vaadi artık yerine getirilmelidir”
Ek gösterge düzenlemesinin ne zaman gerçekleşeceği konusundaki belirsizliğin ivedilikle giderilmesi gerektiğini kaydeden Değer, bu konuda verilen vaadin yerine getirilmesinin eğitim çalışanlarının en büyük beklentisi ve haklı talebi olduğunu belirtti.
Değer, “Siyasi irade tarafından verilen sözün üzerinden bir yıl geçmesine rağmen henüz somut bir adım atılmamış olması, haklı beklentinin hüsrana dönüşmesi tehlikesini içinde barındırmakta ve sosyal maliyeti artırmaktadır. Eğitim çalışanlarına karşı tehdit, cebir ve şiddet kullanan kişilere yönelik hapis cezası verilmesi, eğitimcilere yönelik şiddet eylemlerinin tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve şiddet mağdurlarına bakanlıkça hukuki yardım yapılması noktasında yasal düzenleme yapılmalıdır.” diye konuştu.
“Yeni ortaöğretim modeli mağduriyet üretmemelidir”
“Yeni ortaöğretim sisteminin kamuoyuna açıklanmasının ardından, konuya ilişkin muhtelif ek açıklamalar yapılmıştır.” diyen Değer, “Önerilen sistem ile ilgili en önemli ve temel belirsizlik, sistemin hangi okul türlerinde uygulanacağına dair bir açıklama yapılmamış olmasıdır. Yeni model ile birlikte imam hatip liseleri, meslek liseleri ile fen ve sosyal bilimler liseleri gibi lise türlerinin de ortadan kalkacağı konusunda bir kaygı ve belirsizlik olduğu görülmektedir. Ortaöğretim ders çizelgelerinin değiştirilmesi, öğretim programları, ders kitapları ve öğretmen norm kadro hesabını doğrudan etkileyen çok önemli bir husustur. Öğretmenleri ve öğrencileri doğrudan ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ortaya çıkacak pozitif ve negatif durumların çok iyi hesaplanabilmesi için bu değişim sürecinin sahada olan, emek veren, ter döken, işin içinde yoğrulan taraflarla olgunlaştırılması daha isabetli sonuçlar ortaya çıkarabilir. Eğer bundan sonrası için belli bir olgunlaştırma takvimi izlenecekse tüm paydaşların bu sürece dâhil edilmesi yerinde olacaktır. Ciddi bir pedagojik gerekçe olmadan, ders sayısı ve sürelerinde büyük bir azaltmaya gitmek sorunludur. Bizim talebimiz, açıklanan çizelgenin bir taslak olarak düşünülmesi ve paydaşlarla istişare edilerek olgunlaştırılmasıdır. Bakanlık, bir sunumla açıkladığı ders çizelgelerine ilişkin kapsamlı bir dosya hazırlamalı ve kamuoyuyla paylaşmalıdır.” ifadelerini kullandı.
2023 Eğitim Vizyonundaki belirsizlikler giderilmesi ve hedeflerin öngörülen takvim dâhilinde gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getiren Değer, “2023 Eğitim Vizyonu Belgesi, eğitim sistemimizde gerçekleştirilmesi düşünülen dönüşüm alanlarının tespiti ile bu dönüşümün kapsamını belirlemesi ve buna dair bir yol haritası ortaya koyması yönüyle, eğitim sisteminin günübirlik politika değişikliklerinden korunması, eğitimin aktörleri ve paydaşlarına bir gelecek vizyonu çizmesi, eğitim politikasının karar alma ve icra makamlarına politika ve program belirleme noktasında kılavuz olma imkânı sağlaması açısından önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır. Ancak Belge’de bazı belirsizlikler de mevcuttur. Öngörülen dönüşümlerin, eğitim çalışanlarının mevcut özlük haklarına ve çalışma şartlarına muhtemel etkileri de göz önünde bulundurularak bu alanda oluşabilecek olumsuzluklar giderilmelidir. Ekonomik beklentileri karşılayacak adımların, hazırlık ve tasarım sürecinde mutlak surette göz önünde bulundurulması gerekmektedir.” dedi.
“Değişim süreçleri paydaşların katkılarına açık hâle getirilmeli, ortak akıl ürünü politikalar üretilmelidir. Böylece meşruiyet düzeyi yüksek, sosyal kabulü geniş kararları hayata geçirmek daha kolay olacaktır.” diyen Değer, son olarak şunları söyledi:
“Bu vesileyle, büyük bir özveriyle geleceğimize katkıda bulunan eğitim çalışanlarımıza iyi bir dinlenme dönemi diliyor; öğrencilerimize kendilerini geliştirecek, kültür, sanat ve spor faaliyetleriyle donanımlarını artıracak güzel bir tatil dönemi geçirmelerini temenni ediyorum. Mezun olanlara yeni hayatlarında başarılar diliyor, eğitim yöneticilerinden ise bu dönemi eski sorunlardan kurtulma zamanı olarak değerlendirmesini bekliyoruz.” (M. Salih Keskin – İLKHA)