"İtikaf, Allah'ın emirlerine amade olduğumuzu gösterme zamanıdır"
İtikaf sünnetinin nefsi terbiye olduğuna dikkat çeken imam hatip Mehmet Ali Aysu, itikafı Allah'ın emirlerine amade olduğunu nefse gösterme zamanı olarak tanımladı.
İçerisinde bulunduğumuz Ramazan ayının son 10 gününün tekli gecelerinde ifa edilen İtikaf sünneti hakkında açıklamalarda bulunan Hacı Sıddık Camii İmam Hatibi Mehmet Ali Aysu, itikafı Allah'ın emirlerine amade olduğunu nefse gösterme zamanı olarak tanımladı.
Ramazan ayını Peygamberimizin 'başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluştur' hadisiyle tanımlayan Aysu, bu ayda yapılan ibadetleri ve itikaf sünnetini değerlendirdi.
Aysu, "Ramazan ayına girdiğimizde yemeden, içmeden Allah rızası için belli bir süreliğine vazgeçiyoruz. Onun dışında boş konuşmaktan, dedikodu yapmaktan yani dilin afetlerinden de vazgeçiyoruz ama bunlarda yetmiyor. Çünkü Resulullah Medine'de Mescid-i Nebevi'yi imar ettikten sonra Ramazan ayının son 10 gününde Mescid-i Nebevi'de daima itikafa girmiştir." dedi.
"İtikaf; orucun devamında dünyevi işlerden çekilip tefekkür etmektir"
İtikaf ibadetinin hikmetine değinen Aysu, "Biz Ramazan gelince yemeden-içmeden elimizi çekiyoruz. Yani bir nevi nefsimize, 'Ey nefis! Rabbim ye yediği zaman yiyeceğim, yeme dediğinde de yemeyeceğim' diyoruz. Ramazan ayının son 10 günde itikafa girilmesinin hikmetlerinden birisi de biz kendi nefsimize şunu söylüyoruz: Ey nefis! Biz Ramazan'da yemeden-içmeden vazgeçtik ama Allah dilerse ticaretimizden de işimizden de evimizden de arabamızdan da dünyalığımızın hepsinden vazgeçip Allah'ın evine gidip, misafir olup Allah'ın emrini yerine getirmeye amade olduğumuzu belki de nefsimize göstermemizin zamanıdır. Yani itikaf yemeden, içmeden kesildiğimiz, orucun devamında tüm dünyevi işlerden elimizi çekip sırf Allah rızası için belli bir sürede ibadet etmek kastıyla beş vakit namaz kıldığımız camide Allah rızası için tefekkür etmek ve ibadet edebilmek için beklemektir." ifadelerini kullandı.
İtikafın sünnet-i kifaye olduğuna dikkat çeken Aysu, "Efendimiz hayatının Medine'de geçen kısmında daima Ramazan'ın son 10 günü, hatta rivayetlere göre vefat ettiği yıl son 20 günü camide itikâfla geçirmiş ve biz buna sünnet-i kifaye yani ümmetin bir kısmının bunu yapması gerektiğine dair bir sünnettir. Çünkü gerçekten bir yılın bütün günlerini dünya meşgalesi ile uğraşınca artık kalbimiz dünya meşguliyeti ile dolup taşıyor. En az bir 10 gün de olsa dünyadan sıyrılıp kendimizi Allah-u Teâlâ'nın ibadetine, Kur'an okumaya, tefekkür etmeye adamımız lazım ki bu kulluğumuzun bilincine varalım." şeklinde konuştu.
Aysu, "Ramazan ayında birçok hasenatlar yapıyor, kendimizi Allah-u Teâlâ'nın istediği şekilde bir kalıba sokmaya çalışıyoruz. Ama Peygamberimizin 'cehennemden kurtuluştur' dediği sonra 10 gün de biz de bu dünyalığı terk edip bir camide Allah'a kendimizi ibadete verirsek belki bu dünya sevgisi bir nebze de olsa kalbimizde azalır." temennisinde bulundu.
"İtikaf sünnetinde toplumumuzda bir gevşeklik var"
Toplumun itikaf sünnetine olan yaklaşımını da değerlendiren Aysu şunları söyledi:
"İtikâfın sünnet olması konusunda toplumumuzda bir gevşeklik var. Belki de toplum bunu yeterince okumamış, görmemiş, fazlaca dünyaya dalmışız. Belki de şeytan bunun sevabını çok iyi bildiği için bu sevaptan de bizi mahrum etmek için içimize vesveselerin koyuyor, bizi camiden uzaklaştırmak için çaba sarf ediyor. Elhamdülillah artık camilerimiz bunun için gerek fiziki anlamda gerekse diğer konularda müsaittir. Yani bu fırsatları değerlendirmek lazım. Özelikle Ramazan'ın son 10 gününde en yakın camide itikafa girip Allah'ı tefekkür etmek için fırsat oluşmuş, onu değerlendirmek lazım. Daha önceki yıllarda itikafa giren kardeşlerimiz vardı ama bu yıl itibariyle maalesef şu anda itikafa giren yok. Kadir Gecesine inşallah sabaha kadar camimiz açık olacak. Bununla ilgili sahurluk için yemek fabrikalarına siparişlerimizi vermişiz. Bütün kardeşlerimize en azından yılda bir gün de olsa sabaha kadar camide kalmalarını tavsiye ediyoruz. " (Ramazan Zeren – İLKHA)