Innsbruck`ta Saidi Nursi Camii`nde Kerbela Programı
Avusturya Innsbruck`ta bulunan Said-i Nursi Camii`nde Hz Hüseyin ve Kerbela anıldı.
Saidi Nursi Camii tarafından Innsbruck`ta düzenlenen Kerbela Programı, cami cemaatinin yoğun katılımıyla gercekleşti.
Program, Recep Abay’ın okuduğu Kuran-ı Kerim Tilaveti ile başlayıp, Camii öğrencilerinden Emir, Bilal, Serhat ve Yunus’un seslendirdiği, birbirinden güzel ilahiler eşliğinde devam etti.
Okunan ilahi ve ezgilerin ardından Konuşma yapan Çetin Tufanoğlu, konuşmasında günün anlam ve önemini anlattı. Tufanoğlu konusmasını şöyle sürdürdü,, Muharrem ayı Islam tarihinde bazı nişanelerin oluşmasıdır. Adem (a.s)’ın tevbesinin kabulu, Hz. Ibrahim`in Nemrut`un ateşinden kurtuluşu ve daha bircok mucize Muharremin onunda olmuştur. Bu mucizeler hakikaten doğrudur. Medine’de Aşura günü oruç tutan Peygamberimiz (s.a.v), Yahudilerin de oruç tuttuklarını görünce onlara neden oruç tuttuklarinı sordu. Onlar da, Allah’ın İsrail oğullarını düşmanından kurtardığı bir gündür, Musa (a.s) bu günde oruç tuttuğu için bizde tutuyoruz dediler. Resulullah (s.a.v) de, Müslümanların bugün oruç tutmalarının sebebini anlatmak için, Ben Musa (a.s)‘a sizden daha yakınım dedi.
Muharrem ayi Islam Alemi için yastır, kederdir. Kimler birbirine bu olayı unutturmak istiyorsa onlar cahildir. Mümin olarak herbir taraftan ısırılıyoruz ve kimin yaptığını bilmiyoruz. Kuran-ı Kerim`de şöyle buyuruluyor "Mümin kimse bir delikten iki kere ısırılmaz." Insanlar öyle bir hale gelmişlerki bir taraftan müslümanlar öldürülürken, bir yandanda hainlik yapmasaydılar diyor ve dün Filistin bombalanırken bazı müslümanlar iyi yapmışlar diyebiliyorlardı. Aynı zamanda Muharrem ayı bir dehşettir, Kuran-i Kerim Israiloğullarını anarken "onlar kendi Peygamberlerini katlettiler ve Allah`ın laneti üzerlerine olsun“ denmiştir. Çünkü onlar kendilerine yol gösterici ve rehber olarak gönderilen Peygamberleri yok etmiştir ki bundan dolayı lanetlenmiştir ve bunlar Kuran-i Kerim‘de sabittir. Bizler Peygamber torununu ve hanedanini katlettik evet bu hadiseyi anlatmak zor geliyor ama anlatilmasi gereken bir meseledir. Peygamberimiz yol göstericiler yetiştirmiş ve sahabeyi oluşturmuştur.Veda hutbesinde Resulullah (s.a.v) orada toplanan müslümanlara "görevimi yerine getirdim mi?" diye sormuştur ve hep bir ağızdan evet denmiştir. Ve iki emanet birakıyor Efendimiz (s.a.v) biri Kuran-i Kerim o Allah indinde koruma altındadır, ikincisi ise Ehlibeyttir. Ehlibeyt odur ki Peygamberimizin Soyağacından olup ve bununla yetinmeyip pratiğe dökmektir. Peygamberimiz vefat etti ve aradan 50 yıl bile geçmedi. 50 Yıl sonra birileri Islam devletinin başina geçti. Peygamberin kurduğu düzen yavaş yavaş çöküyordu.Işte bunları düzeltecek olanlar Peygamberin yarenleridir.Herkes biliyorduki bu düzeni bozmaya calışanlar islam teknesinin kaptanı olamazlardı ama bazıları kılıç ve paradan dolayı, bazılarıda rahat yataklarından kalkmadılar ve görmezden geldiler. Hz. Huseyin o zamanlar Medine`de kalıyordu ve o zalimler Hz.Huseyin`i ortadan kaldırmak istiyordular. Hz.Huseyin bunu duymuştu ve Medine`nin kana bulanmasını istemiyordu. Çünkü orası dedesinin bulunduğu yerdi. Medine`den Mekke`ye gidiyor ve haber alıyorki Mekke`de hainler, casuslar vardır ve bu arada Kufe Ehli onu cağırıyor ve Hz. Huseyin onlara elçi yolluyor ve herkes ona tabii oluyor bunu duyan zalimler oradaki halkı kışkırtıyor. Bununla ilgili bir şairin anlamlı bir sözü var; "onların gönlü seninle ama kılıçları sana karşı“
Çoğu ülkeler Kuran-ı Kerimi çıkarları için kullanıyorlar. İşte Hz. Huseyin, Kuran-ı Kerimi çıkarları için kullanmasınlar diye canını feda etmiştir. Kerbelayı anlamamız için bunları tekrarlamamız lazımdır ki ilerde aynı olaylar olursa farkında olalım.“ diyerek sözlerini sonlandırdı.
Konuşma esnasında hüzünlü anlar yaşandı. Konuşmanın ardından camii gençlerinin okuduğu ilahi ve marşlar ile devam eden program okunan kapanış duası ve verilen aşure ikramı ile sona erdi.
(Recep Abay, KasımTufan, Sadık Tufan-Hürseda Haber)