• DOLAR 32.277
  • EURO 34.84
  • ALTIN 2440.947
  • ...

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı öncesi Türkiye’deki gençlerin durumu bu zamana dek en kapsamlı araştırmalardan birine konu oldu.

Habitat Derneği, 2017 yılında başlattığı Gençlerin İyi Olma Hali Raporu’nun ikincisini kısa süre önce yayımladı. Rapor, Türkiye’de kentsel gençlik nüfusunu temsil eden 16 ilde, 18-29 yaş arasında 1.214 gencin katılımıyla hazırlandı.

Infakto RW tarafından yapılan ve 6-18 Nisan 2019 tarihleri arasını kapsayan araştırmada, yüz yüze görüşmeler yapıldı. Görüşülen kişilerin yüzde 44’ü çalışan, yüzde 31’i işsiz, yüzde 13’ü iş arayan ve yüzde 11’i evde oturan gençlerden oluşuyor

Türkiye’de ekonomik krizin gençlerdeki memnuniyetsizlik oranını artırdığını ortaya koyan rapora göre, her dört gençten biri başka ülkelere yerleşip orada eğitim görmek, çalışmak istiyor.

Geleceğe dair umut düşüyor
Araştırma sonuçları 2017 yılı verileriyle kıyaslandığında, gençlerin yaşam memnuniyetinde yüzde 71’den yüzde 60’a doğru 11 puanlık bir düşüş gözlemleniyor. Aynı şekilde gelecekten umutlu olduklarını belirtenlerin oranı da yüzde 67’den yüzde 55’e düştü. Erkeklerde umutlu olma hali (yüzde 26), kadınlara göre bir nebze daha yüksek (yüzde 21).

İş arayan gençlerin oranında da %8'den %13'e doğru bir yükselme var. Öğrencilerin iş arama oranı ise, 2017 yılında %27 seviyesinden bu yıl %31'e çıkmış. İş aramaktan vazgeçenlerin oranı ise yüzde 9’a yükselmiş. Gençlerin yarısı, yaşadıkları yerlerde yeterli iş imkanının olmadığından şikayetçi. 2017 yılında gençlerin %69’u iş bulmanın zor olduğunu ifade ederken, bu oran 2019 yılında %71,5’e yükselmiş.

Bu rakamlar, 15 Mayıs’ta yayımlanan ve her dört gençten birinin işsiz olduğunu kaydeden Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerini de destekler nitelikte. Türkiye İş Kurumunun (İŞKUR) nisan ayı kayıtlı işsizlik verilerine göre ise, Türkiye’de 831 doktora mezunu ve 18 bin 802 yüksek lisans mezunu iş kuyruğunda bekliyor.

Gelecek planlarını erteliyorlar
Ekonomik krizin etkileri gençlerin gelecek planlamalarına da yansıyor. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 28’i, gelecek ile ilgili planlarını erteliyor.

Infakto RW araştırma şirketi kurucu ortağı Emre Erdoğan, gençlerin geleceğe dair daha umutsuz olmalarının iş bulamamalarıyla yakından alakalı olduğunu kaydediyor.

"Türkiye'de özgürlüklerin durumu ve yaşam tarzı konusundaki algılar da gençlerin yurtdışına gitmelerini tetikliyor."
Dr. Emre Erdoğan 
Infakto RW Kurucu Ortağı
Euronews Türkçe’ye konuşan Dr. Erdoğan, “İş aramak için tanıdık gerektiğini düşünüyorlar; kurumsal dünyada iş aramayı bilmiyorlar. İş dünyasında yer edinmek için yeni beceriler konusunda bilgili değiller,” diye açıklıyor.

“Yurt dışında gelecek hayali kurmalarının temel sebebi ise Türkiye’de özgürlükler ve yaşam tarzı konusundaki algıları” diye ekliyor.

Yerel yönetimlere çok iş düşüyor
Ancak Dr. Erdoğan’a göre genç işsizliğinin ve bununla bağlantılı olarak genç beyinlerin göçünün önüne geçmek için makro politikaların yanı sıra yerel yöneticilerin de sorumluluk üstlenmeleri gerekiyor.

“İstihdam piyasası, bölgeler-arası, bölge-içi, sektörler-arası ve sektör-içi farklılıklar gösterir. Farklı iş kolları ve alanlarına farklı çözümler ve farklı yetenekler gerekir. Her sektörün beklentileri farklı. Dolayısıyla kentin genç dostu olması ve gençlere iş olanağı sağlaması gerekiyor,” diyor Dr. Erdoğan ve ekliyor:

“Şu anda Trabzon ve Diyarbakır gibi kentlerde her iki genç erkekten biri işsiz. Yerel politikacılara çok iş düşüyor.”

Pozitif gündem gerek
IDEMA Uluslararası Kalkınma Danışmanlığı’nın kurucu ortağı Dr. Ali Ercan Özgür, “gençlerin önüne pozitif gündem, umut ve dinamizm koymamız gerekiyor” diyor.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) 2008 Türkiye İnsani Gelişme Raporu’na göre, “nüfus artış hızı düşerken, çalışma çağındaki nüfusun artmaya devam etmesi durumunda oluşan demografik dönüşüme “demografik fırsat penceresi” deniyor ve böyle bir olgu, bir ülkenin tarihinde ancak bir kez rastlanan bir fırsat”.

UNDP Raporu 11 yıl önce yayımlanmış olsa da, bugün Türkiye’de gençleri ilgilendiren tespiti halen geçerli:

“Eğer Türkiye, gençleri için doğru fırsatları yaratabilirse ve onları geleceğin yüksek getirili iş pozisyonlarına hazırlamak için eğitimlerine yeterli yatırımı yaparsa, demografik fırsat penceresini etkin bir şekilde kullanmış olur. Ama eğer bu fırsat kötü yönetilirse, ülkede ciddi oranda işsizlik, yoksulluk ve sosyal huzursuzluk baş gösterebilir.”

Dr. Özgür’e göre ise henüz geç kalmış sayılmayız.

“Bugün doğanlardan başlayarak 2040 yılını hedefleyip 20 yaşına geldiklerinde iş bolluğunun olduğu bir ortam yaratmalıyız. Avrupa Birliği üyeliği hedefinde, girişimcilik, yeni nesil iş piyasasını kolaylaştıran reformlara odaklamalı, en az bir yabancı dil öğreniminin yanı sıra iyi bir okul-öncesi ve ilköğretim eğitimi sağlamalıyız,” diyor ve ekliyor:

“Mesleki eğitimi temel alan ve kız çocuklarının okul çağında devamlılığını sağlayan bir vizyon, beyin göçü ve genç işsizliğinin önüne geçilmesinde önemli katkılar sağlayacaktır.”