Mersin'de Muhammedî sevdadan yansıyanlar
Her yıl düzenlediği etkinliklerle yüzbinleri meydanlara toplayan Peygamber Sevdalıları Vakfı, Mersin'de gerçekleştirdiği "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" programıyla bir kez daha Peygamber âşıklarını bir araya getirdi.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından "Ahlak ve Adalet Rehberi Hazreti Muhammed" temasıyla Mersin'de düzenlenen "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliği Amfi Tiyatro'da gerçekleştirildi.
Sık sık tekbirler ve salavatların getirildiği programda, ses sanatçıları ilahi ve marşlarını seslendirdiler.
Peygamber Sevdalıları Vakfı Akdeniz Koordinatörlüğü tarafından geleneksel hale getirilerek düzenlenen etkinlikte bir araya gelen Peygamber aşıkları, aynı amaç etrafında buluştu. Etkinliğe gelenler, meydanın çevresinde kurulan kontrol noktalarından geçtikten sonra alana girdi. Programda erkekler ve kadınlar için ayrı alanlar oluşturuldu. Etkinlik alanında ayrıca kermes de açıldı.
Etkinlikte, Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın üyelerinden oluşan görevlilerin vatandaşların programdan azami derecede istifade etmelerini sağlamak için görev yerlerinden program boyunca ayrılmadılar.
Etkinlik alanında sağlık ekipleri olası bir duruma karşı hazır bekletilirken Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın Tertip Komitesi tarafından yine halka dağıtmak için alana çok sayıda su taşındı. Etkinlik alanında misafirleri ağırlamak için bir tribün hazırlandı. Etkinliğe, toplumun her kesiminden katılım sağlandı.
Saat 20.00'de başlayan etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından ilahilerle devam etti. Ardından salâvat ve tekbirlerin sık sık getirildiği programda, Hazreti Muhammed'in üzerine yazılan ilahi ve ezgiler seslendirildi.
Programa konuşmacı olarak katılan İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, bugün bütün dünyanın İslam'ın, Hazreti Muhammed'in ve Müslümanların adaletine muhtaç olduğunu belirterek, dünyaya tekrardan adaletin gelebilmesi için Müslümanların yeryüzünün hâkimi olması gerektiğini söyledi.
"Müslümanlar yeryüzünün hâkimi olmalıdır"
Dünyaya adaletin gelebilmesi için Müslümanların yeryüzünün hâkimi olması gerektiğinin altını çizen Göktaş, "O peygamberin yerine o halde 'Yeryüzünde Allah'ın adaletini sağlayan, Allah'ın yeryüzündeki şahitleri siz olacaksınız.' diye Allah bize böyle bir görev veriyor. Evet, Allah peygamberini aldı ama bu görevi ahir zaman ümmeti olarak bizim omuzumuza yükledi, bunu biz götüreceğiz. O'nun her konudaki özellikle adaletini yeryüzüne biz taşıyacağız. Başka insanlara, toplumlara Hazreti Muhammed'in (Aleyisselam) adaletini biz taşıyacağız, biz göstereceğiz. Allah bu görevi bize veriyor. Bu çok önemlidir. Demek ki buradan bize bir görev daha çıkıyor. Birilerinin adaleti uygulayabilmesi için hâkim olabilmek lazım değil mi? Hâkim olamayan nasıl hüküm edebilir. Onun için Allah'ın Müslümanlara verdiği bir görevi nedir? Müslümanlar yeryüzünün hâkimi olmalıdır. Bulundukları yerlerin hâkimi olmalıdır." dedi.
Müslümanların yeryüzünün hâkimi olmasını Allah'ın istediğini belirten Göktaş, bundan dolayı da tüm Müslümanların kendilerini böyle bilmesi, omuzlarında böyle bir yükün olduğunu farkına vararak ve kendilerini böyle yetiştirmeleri gerektiğini vurguladı.
"Peygamber sevdalısı topluluğu basit görmeyin"
Müslümanların yeryüzünün hâkimi olabilmesi için şu üç özelliğe sahip olması gerektiğine işaret eden Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Âlimlerimiz derler ki; bir insanın adaletli olabilmesi için hikmet sahibi olması lazım. İffet sahibi olması lazım. Bir de şecaat sahibi olması lazım. Bu üç özellik bir insanda bulunmazsa adil olamaz ve adaleti uygulayamaz. Hikmetin içinde ilim, siyaset, feraset ve basiret var. İffette terbiye, hayâ, edep, utanma ve yüz kızarması vardır. Bir de şecaat sahibi olması lazım. Bunların biri eksik olursa yeryüzünde adalet uygulanamaz. Bugün acı yönlerimiz var. Bir zamanlar bütün dünya, bütün İslam coğrafyasının içindeki gayrimüslimler bile bizden adalet alıyorlardı. Bizden adalet öğreniyorlardı. Bizim hükmümüzün altına giriyorlardı. 'Bizi Müslümanlar idare etsin, bizi Muhammed'in (Aleyhisselam) ümmeti idare etsin, biz onların idaresine, biz onların mahkemesine gitmeye ve biz onların adaletine sığınmaya razıyız.' diyorlardı. Yüzyıllarca Ermeniler böyle söyledi. Daha nice gayrimüslimler bırakın Müslümanları imanı olmayanlar bile yüzyıllarca peygamberin adaleti, peygamberin ümmetinin adaletiyle idare edilmeyi tercih ettiler. Ama bugün öyle bir noktaya geldik ki maalesef hak ve hukuk diye Strazburg'a gider olduk. Avrupa insan hakları mahkemelerine düşer olduk ve kâfirlerden adalet dilenmeye kalkıştık. Maalesef böyle bir acı noktaya geldik. Onun için siz şu topluluğu, peygamber sevdalısı topluluğu basit görmeyin."
"Peygamber sevdası Allah'ın izniyle büyüyor"
Göktaş, "Birileri Peygamber sevdalısı olmanın sadece kuru bir iddia olmadığını, peygamberin ahlakını, edebini, merhametini, hayatını ve her şeyini bulunduğu memlekete, zamana, iş yerine okula ve üniversiteye taşıması demektir. Bu sevda Allah'ın izniyle her geçen büyüyor. Türkiye'deki siyasi gelişmeler nasıl gelişirse gelişsin, istediği kadar zikzak çizsin ama peygamber sevdasından bir zikzak var mı? Allahın izniyle yok. Peygamber sevdası Allah'ın izniyle yukarı doğru gidiyor. İşte, azalmadan gidiyor." ifadelerini kullandı.
"İslam'da lider denince akla ilk adalet gelir"
Hazreti Muhammed'in adaletli, adil bir lider olduğunu ve Müslümanların liderlerine de adil ve adaletli olmalarını emrettiğini aktaran Göktaş, "Peygamber Efendimiz bize 'Müminlerin adaletli önderi, imamı ve lideri olmaya bakınız.' diyor. Bu bir emirdir, bu bir tavsiyedir. Lider ve yönetici denince akla adaleti gelir. Onun için Müslümanlar şu anda dünyada maalesef bunun imtihanını tam olarak veremiyorlar. Bazı yerlerde bazı yerlere geliyorlar ama maalesef genellikle imtihanı kaybediyoruz. Çünkü bir hata yapılıyor. Özellikle şu anda İslam adına söz söyleyen, konuşan yönetimde olan herkese sesleniyorum; bu bizim görevimizdir ve diyoruz ki; 'Ey dindar, ey adı İslam adına öne çıkmış liderler, önderler! Sizler dindarlığınızı Allah'a gösterin.' İnsanlar böyle diyor. Teheccüd kılıyormuşsunuz o Allah'ı ilgilendirir. Recep ve Şaban ayında oruç tutuyormuşsunuz, geceleri, seher vakti zikir yaparmışsınız onları Allah'a gönderin, Allah'a gösterin. 'Bize insanlığınızı ve adaletinizi gösterin.' diyoruz. Onun için lider adaleti ile ölçülür. Müslüman lider, önder, işveren, fabrikatör, yönetici, denilince akla onun teheccüdü, kuşluk ve evvabin namazı gelmez, tövbe ve istiğfarı gelmez. Adaleti gelir, adil mi, adalet sahibi mi herkes onu görür ve onu görmek ister. Bunun için bizler insanlara bunu göstermeliyiz." şeklinde konuştu.
"Yeryüzüne adaleti hâkim kılacak olanlar Müslümanlar olmalıdır"
Dünyanın bugün zülüm ile inim inim inlediğine dikkat çeken Göktaş, bugün insanların sığınacak bir liman aradığını belirterek, "Milyarlarca insan yeryüzünde zulümden, haksızlıktan cayır cayır yanıyor. Sığınacak bir kale, bir bayrak, adalet ve mahkeme arıyor. Onun için yeryüzüne adaleti hâkim kılacak olanlar Müslümanlar olmalıdır ve Müslümanlar olmak zorundadır. Aksi takdirde ise unutmayalım ki adaleti gerçekleştiremediğimiz zaman yeryüzüne adalet gelmez." dedi.
"Yeryüzüne adaleti Müslümanlar getirmelidir"
Allah'ın Müslümanları yeryüzünün varisleri kılmak istediğini aktaran Göktaş, "Bu bir emirdir. Bu emir göz önünde bulundurulmalıdır. Müslümanlar öyle kolay kolay her şeye kanmamalı, aldanmamalıdır. Müslümanlar basit şeylere aldanmamalıdır. Yeryüzünün adaletini Allah Müslümanlarla özellikle de Hazreti Muhammed'in ahir zamanın son ümmeti ile yeryüzünde yüzlerce yıl bizatihi bunun tatbikatını gösterdi. Bundan sonra da yine de gösterecektir. Onun için biz buraya talip olmalıyız. Müslümanlar olarak bizim hedefimiz; yeryüzüne adalet örneği, adaletin timsali olmak ve bunun hesabını Allah'a vermektir. Aksi takdirde unutmayalım ki yeryüzünde zülüm ile yönetilenler kolay kolay iflah olmazlar. Müslüman önde olmalıdır. Müslüman bu sadece nefsimize hoş geldiği için ve basit bir yarış olduğu için değil, Allah bizi böyle görmek istiyor. Allah'ın yeryüzündeki halifeleri olarak her yerde bizi önder ve önderlik yaparken görmek önderlik yaparken görmek istiyor. Bu bir yüktür, mükellefiyettir." diye konuştu.
"Yarınlar Allah'ın izniyle Peygamber Sevdalıları'nın olacaktır"
Göktaş, "Biz Peygamberin sevdasını yüklenmişsek bunun aynı zamanda bir bedeli vardır. Peygamberin sevdasını yüklenenler, peygamberi bulundukları okulda, binada, işyerinde kampüste temsil etmelidir. Bu sevda ancak bu şekilde gösterilir. Aksi takdirde 'sadece seviyorum' demekle olmaz. Ama biz şuna inanıyoruz ki eğer sevgiyi başarmışsak onur sevdiysek, bunun arkası da gelecektir. Biz inanıyoruz ki yarınlar Allah'ın izniyle Peygamber Sevdalıları'nın olacaktır. Nasıl ki dün peygamberi biraz sevenler insanların arasından sıyrılıp öne çıkmışsa bu asırda da Hazreti Muhammed'İ (Aleyhisselam) sevenler ve ona sevdalı olanlar sıyrılacaklar, fark edilecekler. Dikkatler onların üzerine çekilecek. Onlar nurun indiği merkezler olacaklar, hatta şu anda da bu böyledir. Bulunduğunuz yerde eğer birisi Hazreti Muhammed'İ (Aleyhisselam) azıcık fazla seviyorsa inanın hemen fark ediliyor. Hemen dikkat çekiyor." diyerek konuşmasını noktaladı.
Yapılan konuşmaların ardından bir kez daha sahnedeki yerini alan sanatçılar, ilahi ve ezgilerini seslendirdiler.
Program yapılan duayla son buldu. (İbrahim Koçyiğit–Cemil Özdaş-İLKHA)