Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: Tehdit, şantaj ve baskılara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz!
Tehdit, şantaj ve baskılara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz! Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, “Çalışanların özgür sendikal tercihini baskıyla değiştirmeye kalkanlar, üyelerimizin itibar ve itimat etmediği, teveccüh göstermediği sendikalara geçmeleri için tehdit ve baskı yoluna başvuranlar tarih, millet ve yargı önünde hesap vereceklerdir. Memur-Sen’in örgütlü gücü karşısında duramayacakladır. Kazanmanın kibriyle şımaranlara uyarı eylemiyle ihtar çektik. Biz, bu güne kadar tehdit, şantaj ve baskılara boyun eğmedik, bugün de yarın da asla boyun eğecek değiliz. Bu böyle bilinsin.” Dedi.
EKONOMİ SERVİSİ
1 milyonu aşkın üye sayısıyla Türkiye’nin en büyük emek hareketi olan Memur-Sen’in 6.Olağan Genel Kurulu, Ankara’da gerçekleştiriliyor.
Kurula, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Çalışma, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, Memur-Sen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen önceki genel başkanları; Fatih Uğurlu, Ahmet Aksu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Hüda Par Genel Sekreteri Sehzade Demir, Memur-Sen Yönetim Kurulu üyeleri, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkan ve yardımcıları, Memur-Sen bünyesinde faaliyet gösteren komisyonlar, 6. Olağan Genel Kurul’da oy kullanacak olan delegeler, 107 ülkeden, 13 uluslararası kuruluş ve 300’ü aşkın emek temsilcisi katıldı.
“EN ZENGİN 8 KİŞİNİN, 3.6 MİLYAR İNSANIN TOPLAMINDAN DAHA BÜYÜK SERVETE SAHİP“
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın kurulda yaptığı konuşmada, her 5 saniyede bir çocuğun açlıktan öldüğü, her gün, 800 çocuğun susuzluktan hayatını kaybettiği bir dünyada yaşandığına dikkat çekti.
Yalçın, en zengin 8 kişinin, 3.6 milyar insanın toplamından daha büyük servete sahip olduğunu kaydederek, “Milyarderlerin serveti son 1 yılda 762 milyar dolar arttı ve bu tutar, küresel yoksulluğu tam 7 kez sona erdirebilir. Gelişmemiş bir ülkedeki işçinin hayatı boyunca kazandığı parayı, ünlü bir markanın CEO’su 4 günde kazanıyor. Yani arada binlerce kat gelir ve paylaşım adaletsizliği var” dedi. Dünyada siyasi kamplaşmaların arttığını ve emperyalist güçlerin sömürü düzeni kurma noktasında arayışlarının sürdüğünün altını çizen Genel Başkan Ali Yalçın, Memur-Sen olarak buna tepkisiz kalmayacaklarını bildirerek, her zaman özgürlüğün önünün açılması için ter akıttıklarını ifade etti.
HAK MERKEZLİ BİR SENDİKACILIK
Yalçın, 1992’de başlayan örgütlenme maratonuyla 2015’de 836 bin sayısına daha sonra ise 1 milyonun üzerine çıkarak ilk ve tek konfederasyon olduklarını söyledi.
Memur-Sen olarak kıtaları aşan bir sendikal hareket vizyonu geliştirdiklerini aktaran Yalçın, Memur-Sen olarak ILO’da temsil tekelini yıktıklarını, 4 kıtadan yüzlerce ülkeden sendika ve bölgesel çatı örgütlerin temsilcilerini ülkede ağırladıklarını ifade etti.
Yalçın bununla birlikte insan ve hak merkezli bir sendikacılıkla nerede zulüm varsa oraya uzandıklarına da dikkat çekti.
KAMU GÖREVLİLERİNİN SORUNLARI
Tüm bunların yanı sıra ana gündemlerinden de kopmadıklarını söyleyen Yalçın, ana gündemlerinin kamu görevlilerinin sorunları ve talepleri olduğunu belirtti.
Yalçın şöyle devam etti: “Önümüzde bir toplu sözleşme süreci var. Yasanın ve masanın bütün zaaflarına karşın, bu toplu sözleşmede de kazanımlarımızı koruyacak, yeni kazanımlara imza atacağız. Mesela; Sözleşmeli istihdam konusu… Kamuda tek istihdam şekli kadrolu olmalı; sözleşmeli istihdam son bulmalı diyoruz. Sözleşmeli istihdam kaldırılıncaya kadar; Mevcut bütün sözleşmeliler arasındaki izin, sosyal hak ve tazminatlar eşitlenmeli. 3600 ek gösterge, tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmeli; kadro ve derece sınırlamaları kaldırılmalı. 4688 Sayılı Toplu Sözleşme Kanunu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyumlu hale getirilmeli. Hem masa, hem de yasa daha adil bir toplu pazarlık düzeneğine kavuşmalı. Kamu görevlilerinin bütçeden aldığı pay artmalı, Enflasyon farkı 6 aylık dönemlerde değil, Eşel Mobil sistemine göre verilmeli.”
HAKLI TALEPLER
Kamuya personel alım sisteminde karşılaşılan sorunların da artık giderilmesi gerektiğini belirten Yalçın, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının tüm kurumlarda açılması gerektiğini de sözlerine ekleyerek talepleri sıralamaya devam etti:
Fiili Hizmet Zammının Kapsamı Genişlemeli, KİT’lerde de sicil uygulamasına son verilmeli; bir defaya mahsus olmak üzere başarı ücreti oranı olan %8 temel ücrete eklenmeli. KİT’lerde fazla çalışma ücreti ödenmesinde 30 saat sınırlaması kaldırılmalı, fazla çalışmaya karşılık; ücret veya izin kullanılmasına imkan sağlanmalı.
Emekliye ayrılan kamu görevlileri, Aile Yardımı Ödeneği almaya devam etmeli, Gelir Vergisinde Oran %15’de sabitlenmeli, Kamu görevlilerine, emeklilerde olduğu gibi Dini Bayram İkramiyesi verilmeli. Bayramlarda görev yapan personele fazla mesai verilmeli; fazla mesai ücretleri günün şartlarına göre belirlenmeli. Harcırahlar, günün şartlarına göre yenilenmeli, harcırah ve gündelik gibi haklar bütçe kanunuyla değil toplu sözleşme hükümleriyle belirlenmeli.
Kamu görevlileri il içi veya il dışı hastalık ve tedavilerinde refakatçi oldukları süre izinden sayılmalı. İzinler iş günü esasına göre verilmeli. Kamu personel sisteminde sıkıntı olan performans, rotasyon gibi uygulamalara son verilmeli. Mazerete dayalı tayin talepleri öncelikli olarak değerlendirilmeli. Devlet memurlarının siyaset ve grev hakları tanınmalı.”
Seçim gündemine de değinen Genel Başkan Yalçın, önümüzde 4.5 yıllık seçimsiz bir süreç olduğunu belirtti.
Yalçın bu süreçte ekonominin aldığı yaraların sarılması gerektiğini belirterek, kamu görevlilerinin artan sorunlarının da çözülmesi gerektiğini söyledi.
“BUGÜNE KADAR TEHDİT, ŞANTAJ VE BASKILARA BOYUN EĞMEDİK, EĞMEYECEĞİZ”
Genel Başkan şöyle devam etti: “Seçim demişken önemli bir konuyu daha burada vurgulamak istiyorum: Ağızlarından özgürlük, demokrasi ve insan haklarını düşürmeyenler, seçimlerin hemen ardından el değiştiren belediyeleri üyelerimize dar etmeye kalktılar. Daha mazbatalar bile verilmeden üyelerimize istifa baskıları başladı. Seçimlerden önce kurdukları cümleler reklam yüzleriydi.
Şu anki halleri gerçek yüzleri. Şu ana kadar 2 bini aşkın üyemiz tehdit ve baskıyla istifa ettirildi. Binlerce üyemiz ise istifa tehdidine direniyor.
Arka bahçesi oldukları partilerin kazandığı belediyelerde terör estiren sağımızdaki ve solumuzdaki sendikalar, Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmeler tarafından teminat altına alınan “örgüt kurma ve örgütlere katılma hakkı”nı açıkça çiğnemektedirler.
Eğer çalışanların iradesine konulmak istenen bu ipotekten, parti ve belediye başkanlarının bilgisi yoksa bu çok vahim…
Yok, eğer bu ahlaksızlık başkanların bilgisi dâhilinde oluyorsa bu daha da vahim!
Çalışanların özgür sendikal tercihini baskıyla değiştirmeye kalkanlar, üyelerimizin itibar ve itimat etmediği, teveccüh göstermediği sendikalara geçmeleri için tehdit ve baskı yoluna başvuranlar tarih, millet ve yargı önünde hesap vereceklerdir.
Memur-Sen’in örgütlü gücü karşısında duramayacakladır. Kazanmanın kibriyle şımaranlara uyarı eylemiyle ihtar çektik. Biz, bu güne kadar tehdit, şantaj ve baskılara boyun eğmedik, bugün de yarın da asla boyun eğecek değiliz. Bu böyle bilinsin.”