"Beraat Kandili Ramazan ayına hazırlık için bir fırsattır"
Beraat Kandili'nin insanların kendi özüne dönmeleri açısından büyük bir fırsat olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Mustafa Ünverdi, bu gece en fazla yapılması gerekenlerin; ibadet, tövbe ve dua olduğunu söyledi.
Mübarek on bir ayın sultanı Ramazan ayının müjdecisi olarak kabul edilen Hicri takvime göre Şaban ayının 15'nci gecesi olan Beraat Kandili yarın idrak edilecek.
Beraat Kandili münasebetiyle İLKHA'ya konuşan Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Ünverdi, bu mübarek gecede Müslümanların kendilerini hesaba çekmeleri ve İslam kardeşliğinin yeniden tesisi için ise bol bol dua edilmesi talebinde bulundu.
Bu gecenin af, merhamet ve mağfiret gecesi olduğunu ifade eden Ünverdi, Beraat Kandili'nin Ramazan ayının müjdecisi olarak kabul edildiğini ve bu gecenin bir muhasebe gecesi olduğunu belirtti.
Bu tür gün ve gecelerin müminler için bir fırsat olduğunu belirten Ünverdi, geçmişi muhasebe etmek ve geleceğe yönelik hayırlı adımlar atmak için Allah'ın kullarına ikram etmiş olduğu mübarek gecelerin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Ünverdi, Beraat Kandili'nin Müslümanların içerisinde bulunduğu buhranlı günlerden en yakın zamanda kurtulmasına vesile olmasını temenni etti.
"Beraat; en temel manada kurtuluş, arınmak demektir." diyen Ünverdi, "Beraat; kişinin gerek içindeki kötü duygulardan, hasetten, kinden ve kıskançlıktan arınması için bir vesiledir. Gerekse de geçmiş hayatında işlemiş olduğu hatalardan, kusurlardan, günahlardan kurtuluşudur. Yani Beraat; bu yönüyle iki temel noktaya işaret eder. Hem günahlardan arınmak, Allah'a yönelip nefsimize uyarak yapmış olduğumuz günahlardan kişinin arınmasıdır. İkincisi de kalbindeki kötü duygulardan arınmasıdır." dedi.
"Allah bizi af ediyorsa biz neden insanları affetmeyelim?"
Ünverdi, "Bu anlamda Beraat Kandili ile alakalı olarak eğer Allah bizi af ediyorsa biz neden insanları affetmeyelim? Bu anlamda buna 'Beraat Kandilinin sosyal yansıması' diyebiliriz. Bu gece gerek aile içi ve komşuluk ilişkilerinde, gerek yaşadığımız alanda, mesleki hayatımızda, arkadaşlıklarımızda affedici olmayı bize hatırlatır. Yani biz Allah'a yönelip 'Rabbim bizi affet, bu gece senin rahmetine muhtacız ve bizi bağışla' diyorsak bu gece de biz af tarafı, affedici olarak aramızdaki kırgınlıkları giderilebilecek bir gecedir. Beraat gecesinin böyle bir anlamı vardır." ifadelerini kullandı.
"Ramazan ayının hemen öncesinde bu gece bize bir fırsat sunar"
Kandillerin toplumsal ritüelleri olan gün ve geceler olduğunu söyleyen Ünverdi, "Toplumların kendi dünyalarında inşa ettikleri özel anlam yükledikleri geceler de denilebilir. Biz eğer Kur'an'dan bir ayet bulacaksak, arayacaksak Duhan suresinin üçüncü ayetini belki buna bir gerekçe olarak gösterebiliriz. Kur'an-ı Kerim'in indirildiği mübarek bir gecedir diye ifade ettiği ayette aslında bu geceye işaret eder. Ama Kur'an-ı Kerim'in indiği gece olarak daha çok Kadir gecesini kabul ediyoruz. Fakat aslında bu gece Peygamber efendimizin hadislerine dayanıyor diyebiliriz. Peygamber efendimizin 'Şaban ayının 15'nci gecesi geldiği zaman o gecenin gündüzünü oruçlu, gecesini ibadetle, duayla geçirin' diye tavsiyelerini görüyoruz. Bundan dolayı geleneğimizde bu geceye yani Şaban ayının 15'nci gecesine özel bir önem verilmiştir. Cenab-ı Allah bu gece adeta kullarının kendisinden rahmet dilemesini, af dilemesini, rızık dilemesini ve kendilerini bekleyen, gelecek ömürlerinde iyi bir hayat dilemelerini istemektedir. Yani hepimiz çeşitli dönemlerde hastaneye gideriz, kendimizi yenileriz. Maddi, manevi hayatta bir takım bazı böyle dönüm noktalarımız vardır. Aslında yıl içerisinde kandil gecelerinin böyle bir fonksiyonu vardır. Kendimizi güncellediğimiz, yenilediğimiz, iç dünyamıza yolculuk yaptığımız ve kendi kendimizle baş başa kaldığımız, tefekkür ederek 'benim hatam, kusurum var' diyerek bu yönde bizi bekleyen çok önemli bir zaman dilimi olarak Ramazan ayının hemen öncesinde bu gece bize bir fırsat sunar. 'Artık iki hafta kaldı, kendine dön, hatalarını gözden geçir, Rabbinden bir rahmet, mağfiret dile' şeklinde bir fırsat sunar. Çünkü bu gece rahmet kapılarının açıldığı gecedir." şeklinde konuştu.
"Bu geceyi ibadetle geçirmeliyiz"
Beraat gecesinin ibadetle geçirilmesinin önemine değinen Ünverdi, "Kişinin bildiği bir şekilde Kur'an-ı Kerim'i okuması, Kur'an-ı Kerim'i hem ibadet hem de tefekkür niyetiyle okunması yani Kur'an-ı Kerim okunmasıyla ibadet edilen fakat aslında tefekkür edilerek yaşanılan bir kitaptır. Bu mübarek gece kişi mümkünse gündüzünü oruçlu geçirsin. Akşam ve yatsı namazını camide cemaatle kılsın. Bu gecelerde bir araya gelmek de yani nasıl toplumsallaşmak da önemlidir. Toplumla beraber olmak, selamlaşmak ve geleneğimizde Osmanlı'dan gelen komşulara bir kandil simidi, kandil lokması ikramında bulunmak ve bu anlamda akşam ile yatsı namazları arasında Kur'an-ı Kerim okumak, Allah'tan rızık dilemek, af dilemek, bir de sağlık dilemek gerekir. Hastaların, hepimizin şifaya ihtiyacı var. Bu niyetlerle yani rızık, şifa ve bir de günahların affını istemek… Özellikle bu üç noktada dua etmeliyiz. Bunu bizler Peygamber efendimizin hadisine dayalı olarak söylüyoruz. Yatsı namazını da cemaatle beraber kılıp caminin o manevi ikliminden istifade edip yatsı namazından sonra gelip evinde yine bu geceyi bir vesile kılarak uzun süredir görüşmediğimiz akrabalarımızı telefonla arayıp hatır sorabiliriz. Ben acizane bu önemli gecelerde soğuk kandil mesajları yerine insanların birbirlerine daha sıcak bir biçimde gönderdikleri mesajların ya da telefonlaşmaların çok daha kıymetli olduğuna inanıyorum. Bu işin sosyal boyutudur." diye konuştu.
"Manevi olarak Ramazan ayına daha güçlü girmeliyiz"
Ünverdi, "Bir de kişinin kendi iç dünyasına yönelerek bu gece yatsı namazdan sonra çocuklar uykuya çekildiği vakit kendimizle baş başa kalarak elimize bir tespih alarak tefekkür ederek bu manevi fırsatı yakalamak kendi kendimizle baş başa kalmak, belki bir gözyaşı dökmek ve böylece de bir yenilenmeyi sağlamak önemlidir. Çünkü hayat çok zor ve sabah kalkıyoruz işe gidiyoruz, sürekli bir koşturmaca, çocuklarımızın sorunları bunların hepsinden soyutlanıp kendi iç dünyamızla baş başa kalmak, Allah'a bütün samimiyetimizle yakarmak, el açıp dua etmek gerekir. Belki inşallah bu gecenin sabahında da kendimizi rahatlamış ve huzura ermiş bir şekilde bulacağız. Böylece Ramazan ayının öncesinde de Ramazan ayına girerken adeta daha güçlü bir biçimde girmiş olacağız." şeklinde konuştu.
"Ramazan ayına hazırlık yapmamız gerekir"
Ramazan ayına hazırlık yapılması gerektiğini belirten Ünverdi, "Ramazan ayı yılda bir kez gelen ve kişinin bütün hayatına müdahale eden bir ay. Gündüzleri yemiyor, içmiyoruz. Geceleri de sahuruyla bir gün teravihiyle, ibadetiyle, hayatımız bambaşka bir formata gidiyor. Bu anlamda Ramazan ayına hazırlık yapmamız gerekir. Ramazan ayına hazırlık belki de bizim geleneğimizde üç ayların yani Recep ve Şaban ayının böyle bir boyutu var. Bu kandillerde adeta devam edip giden yolda duraklardır. Bizim durup kendimizi kontrol ettiğimiz, yeniden güncelleyerek devam ettiğimiz anlardır. Beraat Kandilinin böyle bir fonksiyonu var. Bu yüzden es geçmemek, sıradan bir geceymiş gibi düşünmemek ve özellikle kendi iç dünyamıza yolculuk yapmak, kusurlarımızı, etkinliklerimizi, düşünmek ve manevi anlamda en yüksek bir noktada Ramazan'ı karşılamalıyız." dedi.
"Bu gece kendimizi muhasebeye çekmeliyiz"
Bu tür gecelerin kişinin kendisini hesaba çekmesi için önemli olduğunun altını çizen Ünverdi, şunları söyledi:
"Birer Müslüman, birer fert olarak bizim özellikle siyasete ilişkin konuları çözebilmemiz veya bunların üstesinden gelebilmemiz belki söz konusu değildir. Fakat burada herkes kendisine bakıp 'ben nerede hata yapıyorum, ben bu dünyada olmasaydın ne eksik olurdu, akrabalarım, ailem veya komşularım içerisinde ben olmasaydım acaba eksilen bir şey olur muydu? Ya da benim varlığım bulunduğum ortama zarar veriyor mu? Benim varlığımdan rahatsız olan insanlar var mı?' Bu soruları sorup önce kendimize düşeni arınmayı, beraatı sağlamamız gerekiyor. Her insanın kendi temsil ettiği makam her neyse o makamın gereklerini yerine getirme adına bu gece bir iç muhasebe gecesidir. İşte doğuda Kudüs'te, Uzakdoğu'da Arakan, Uygur Türkleri yine coğrafyamızın güneyinde Irak ve Suriye'ye yani baktığımızda dört bir yanımızda Müslümanların sıkıntı içerisinde görüyoruz. Yani burada bize düşen iki temel nokta var. Birincisi fiilen bizim kendi çevremizden başlattığımız iyi insan olma tutkusu veya heyecanı, bu gece böyle bir niyet ortaya koyabiliriz. Dargınlık varsa bunu giderebiliriz. Kendi ailesinde kardeşiyle, annesiyle, babasıyla, akrabasıyla dargın olan bir insan, İslam aleminin sorunlarına nasıl bir çözüm üretebilir? Önce insanların kendi dünyasına bakması gerekir." diye konuştu.
"Hiçbir zaman duayı küçümsememek gerekir"
Bu gece dua etmenin de önemli olduğunu ifade eden Ünverdi, son olarak ise şu tavsiyelerde bulundu:
"Müslümanlar, dua etmenin ehemmiyetini iyi bilirler ve hiçbir zaman duayı küçümsememek gerekir. 'Tüm bu olup bitenler halen bizim dualarımıza rağmen olup bitiyor, öyleyse dualar neredeyse anlamsızlaştı' dememek lazım. Belki de bunun daha beteri bizim dualarımız vesilesiyle engelleniyor. Bunu kim garanti edebilir? Belki bunun daha kötüsü olacak. Biz Müslümanların içinde bulunduğu belki iç çatışmalar, tembellikler aslında daha kötü bir sonuca gebe iken bizim, mağdurların, mazlumların, kadınların, yaşlıların ve çocukların duaları mübarek geceler zamanlarda dua bunların daha da kötüye gitmesine engel olmaktadır, bunu bilemeyiz. Bunun için bütün bir inançla dua etmek, Cenab-ı Allah'a yakarmak, dua noktasında da bize bir şey düşüyorsa bu yolda hazır olduğumuzu beyan etmek gerekir. Bu gecede bunları tefekkür ederek 'benim eğer kendime ve çevreme bir faydam yoksa İslam âlemine benim nasıl bir faydam olacak?' diyerek, hataların ve kusurların temizlendiği bir gece olsun, olmalıdır. Bu gece böyle bir niyet ortaya konulabilir." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)