“İnsanlık tarihinin en eski mesleklerinden birini icra ediyor”
Şanlıurfa’da yaşayan Mustafa Yeşilkaya, 45 yıldır kürk ve bendir yaparak unutulmaya yüz tutmuş, insanlık tarihinin en eski mesleklerinden birini yaşatmaya çalışıyor.
Şanlıurfa Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) tarafından hizmete açılan Rızvaniye - Balıklıgöl El Sanatları Külliyesi'nde unutulmaya yüz tutmuş kürkçülük ve bendir mesleğini yaşatan Mustafa Yeşilkaya, insanlık tarihinin en eski mesleklerinden birini icra ettiğini söyledi.
Yaklaşık 45 yıldır hayvan derilerinden kürk ve bendir (def) yapan Yeşilkaya, mesleğinin unutulmaya yüz tuttuğunu, kimsenin çıraklık yapmak istemediğine dikkat çekti.
Yapmış olduğu bendirlere başta Göbeklitepe olmak üzere çeşitli figür ve desenler işlediğini belirten Yeşilkaya, bendir satışlarının iyi olduğunu ifade etti.
Şanlıurfa’nın sıcak ve kışının kısa sürmesinden dolayı kürklere rağbetin bitme noktasına geldiğini belirten Yeşilkaya, 45 yıllık mesleğini İLKHA mikrofonlarına anlattı.
Yaptığı mesleğinin insanlık tarihinin bilinen en eski mesleklerinden biri olduğunu belirten Yeşilkaya, “Yaklaşık 45 yıldır bu mesleği yapıyorum. Bu meslek çok eski bir meslektir, dünyanın ilk mesleklerinden biridir. Çünkü ilk insanlar giysi yokken yapraklarla afedersiniz! Kendi kendini kapatırken hayvan derileri ile buluştular. Hayvan derilerinden kendileri için giysi yaptılar. Bu kürkçülük mesleği de bunun devamıdır. Bunun yanı sıra da bendir (def) yapıyorum; çünkü Urfa yazın çok sıcak olduğundan dolayı kürk fazla kullanılmıyor ve satılmıyor. Kürkün yanında bendir sattığım için birbirini tamamlıyor.” diye konuştu.
"Anadolu'da ‘bendir’, doğuda ‘erbana’ derler"
Mesleği amcasının çocuklarından öğrendiğine değinen Yeşilkaya, “Aslında ‘def’ Farsça bir kelimedir. Anadolu'da ‘bendir’, doğuda ‘erbana’ derler. Benim amcam oğulları kürkçüydü. Ben de bu mesleği amcam çocuklarından öğrendim. Hatta TRT o zaman gelip bu meslekle ilgili bir belgesel çekmişti. Ben de onlardan öğrendim ve usta oldum. Allah'a çok şükür satışlarımız iyidir. Urfa sıcak olduğundan dolayı kürk yazın satılmıyor; bendir ise kış ve yaz her zaman satılıyor. Bu sene Göbeklitepe yılı ilan edildikten sonra birkaç gün önce 100 tane bendir yapıp sattım. Müzeler ve benzeri yerlerden istekler var. Allah’a şükür işler iyidir.”
“Kullandığımız deri zayıf ve yağsız olduğu zaman randıman verir”
Deriyi işlerken dikkat ettikleri hususları anlatan Yeşilkaya, “Deriyi, dericilerden alıyoruz. Fabrikaya gelmeyen zayıf derileri kullanıyoruz; çünkü deri yağlı olduğu zaman ses çıkmaz. Bir de hava sıcak olunca deriden yağ akar. Kullandığımız deri zayıf ve yağsız olduğu zaman randıman verir. Kuzu derisi kullanıyoruz. Yaşlı hayvan derisi fazla randımanlı değildir. Deriyi en başta suya koyuyoruz, bir gün suda kalıyor, yumuşuyor. Bir gün sonra çıkarıp etini alırız, ilaçladıktan sonra 6 veya 7 saat o şekilde kalır. Sonra tüylerini alırız bir daha ilaçlarız. Daha sonraki gün deri çekilmeye hazır duruma gelir.” diye konuştu.
Bendirleri ucuza sattıklarını sözlerine ekleyen Yeşilkaya, “Bendirlerin küçüklerini 30 TL'ye, büyüklerini de 40 TL'ye satıyoruz. Dışarıdan isteyenler olduğu zaman dışarıya da satıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Eskiden her evde iki üç tane kürk olurdu”
Eski insanların soğuktan korunmak için kürk kullandığını teknolojinin ilerlemesi ile birlikte kimsenin kürke ihtiyaç duymadığına dikkat çeken Yeşilkaya, “Kürk kuzu derisinden olması lazım… Doğduktan hemen sonra soğuktan, hastalıktan ve benzeri nedenlerden ölen kuzuların derilerini kullanılıyoruz. Kürk yapıyoruz, yelek yapıyoruz. Kürk de Urfa'nın kışı 2 ay sürdüğü için ancak 2 ay kullanılıyor. Ondan sonra kürkü kimse giymiyor. Eskiden her evde iki üç tane kürk olurdu. Eskiden elektrik, araba yoktu. Adam şehirden köye, köyden şehre merkeple gittiği zaman kürk giyerdi. Kürk kalorifer görevi görürdü. Kürk insanı sıcak tutar; ama şimdi arabalar elektrikli ve klima çıktığından sonra kürkün modası kalmadı. Kürk alan kişiler de 'Benim dedemin, babamın ve amcamım bir kürkü vardı, benim de bir tane olsun.' diyerek, alıyorlar. Kürk şu anda ihtiyaç olmaktan çıkmış, keyfi bir giysi olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Kürk fiyatları ile ilgili bilgi veren Yeşilkaya, “Kürk fiyatları ise 2 bin ile 8 bin lira arasında, kalitesi ve derisine göre değişiyor. En iyi deri kıvırcık ve hafif olan derilerdir. Zaten kürkün astarı 2,5 kilo geliyor. Onun için kürk ne kadar hafif olursa o kadar makbul olur.” diye konuştu.
“Çırak bulmakta çok zorlanıyoruz”
Mesleklerinin bitme noktasına geldiğinden çırak bulamadıklarından dert yanan Yeşilkaya, “Mesleğimiz unutulmaya yüz tutmuş bir meslektir. Biz isteriz ki, halk eğitim üzerinden kurslar verelim, insanlar öğrensinler. Birçok kişiye bu mesleği öğrettik; ama devlet işi buldukları zaman adam mesleĞi bırakıp gidiyor. Benim Mustafa isminde bir talebem vardı. Gitti imtihana girdi, Ceylanpınar TİGEM’i kazandı. Adam devlet dairesine girdikten sonra bu mesleği yapar mı? Onun için çırak bulmakta çok zorlanıyoruz. Bundan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Bu mesleği şu anda Urfa'da yapan iki veya üç kişi var. Bir elin parmaklarını geçmez. Kürk çok sağlıklı bir giysidir. Kürtçe hatta bizim yeleklerimizi böbrek hastası olanlar kullanır. Kürklerimizden, Cumhurbaşkanı'mıza ve Abdullah Gül'e de hediye ettik.” dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)