Kürdlerin Hiroşiması: Halepçe
Dr. Öğrt. Üyesi Hemin Omar Ahmad, Hiroşima'da yaşananların bir benzerinin Halepçe'de Kürd milletine yaşatıldığına dikkat çekerek Halepçe'de meydana gelen katliamın Batılılarla olan anlaşmanın bir neticesi olduğunu vurguladı.
16 Mart 1988 yılında yaşanan Halepçe katliamının yıl dönümü dolayısıyla konuşan Bingöl Üniversitesi Dr. Öğrt. Üyesi Hemin Omar Ahmad, Halepçe'de yapılan katliam ile birlikte bir milletin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını vurguladı.
Ahmad, Halepçe katliamında yaşanan acının üstünden seneler geçse bile anlatılması ve unutulmaması için çaba sarf edilmese gerektiğini vurguladı.
Ahmad, Aynı bölgenin bir insanı olarak, Halepçe katliamının dünü ve bugününü İLKHA'ya anlattı.
Sözlerin başında, İLKHA’ya teşekkür eden Ahmad, "Dünyanın Halepçe Katliamı'na sessiz kaldığı bir dönemde, Kürd milletine karşı yapılan soykırımlar konusunda sessiz kalmayıp her sene bu konu hakkında haber hazırladığı için teşekkür ediyorum. Çünkü yaptığı haberlerle Halepçe katliamını ve yapılan soykırımları gündemde tutmaya ve de unutturmamaya çalışıyor." dedi.
"Batı, terör fikrinin baş aktörü ve satıcısıdır"
Halepçe'nin Güney Kürdistan'ın kadim şehirlerinden bir tanesi olduğunu dile getiren Ahmad, "Osmanlı döneminde de ilçe olarak biliniyordu. Halepçe katliamı üzerinden bugün tam 31 sene geçti. Kürd milletine karşı başlatılan büyük operasyonların neticesinde, özellikle 1980'li yıllarda -bunun içerisinde Enfal merhalesi yer alıyor- Baas rejimi bilhassa Irak'ta Kur’an’ın ayetlerini kullanarak, İslami sembolleri kullanarak, kendisini Batı için özel bir temsilci olarak göstermeye çalıştı. Gerçekten bizler biliyoruz ki şimdiye kadar Batı, terör fikrinin baş aktörü ve satıcısıdır. Çünkü silah ve mühimmat satıyor. Geçen yüzyılda Müslüman milletlerin ve Kürdlerin içerisinde çıkan fitneler ve meydana gelen olayların hepsinin sebebi Avrupa ve Batı’dır." ifadelerini kullandı.
Dr. Öğrt. Üyesi Ahmad, Halepçe'de meydana gelen katliamın Batılılarla olan anlaşmanın bir neticesi olduğuna dikkat çekerek, "Baas Partisiyle yapılan anlaşmalar neticesinde Halepçe'de büyük bir katliam yapıldı ve bölgede 182 bin Kürd öldürüldü, siviller canlı olarak toprağın altına gömüldü. Bunlar Baas Partisi'nin ve Irak Hükümetinin eliyle yapıldı. Baas Partisi son merhalede işlediği suçlar ve katliamlara doymadı ve içinde sivil halkın bulunduğu Halepçe şehrini hedef aldı.Ve Halepçe'de sadece birkaç dakika içerisinde 5 bin den fazla sivil kişi şehid edildi, 15 bin kişi yaralandı ve binlerce kişi yerinden, yurdundan edildi. Göç edenler genellikle İran ve çevredeki yerlere göç etiler. Bu katliam bize, bizlerin ve Müslümanların tarih içerisinde nasıl bir seviyede olduğumuzu gösteriyor." diye konuştu.
"Avrupa’da Müslümanlara karşı katliamlar yapılmaktadır; Halepçe de onlar gibidir"
Ahmad, konuşmasına şöyle devam etti: "Müslüman milletlerin sessizliği ve dünyadaki diğer milletlerin sessizliğinden bahsetmek istiyorum. Şimdi de Avrupa ülkelerinde Müslümanlara karşı katliamlar yapılmaktadır; Halepçe de tıpkı onlar gibidir, ikisini birbirinden ayıramayız. Diğer bir deyişle Halepçe katliamını, Ortadoğu ve diğer Avrupa ülkelerinde Müslümanlara karşı yapılan katliamlardan ayıramayız. Bir milletin, varlığının, birliğinin ve kendisinin yok edilmesi için çok fazla çaba sarf edildi. Bu geçen 100 yıl içerisinde yapıldı. Fakat maalesef üzülerek söylüyoruz ki insanlık bu yapılanlara karşı sessiz kaldı. Şimdi biz birçok yerde görüyoruz ki özellikle Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde çok küçük bir olay dahil meydana gelse dahi biz o olaya bile karşı çıkıyoruz. Çünkü aynısı bizim de başımıza geldi. Biz onların acısını anlıyoruz ve nasıl biz ne durumlarda olduklarının da farkındayız.Bundan dolayı çok üzülüyoruz, fakat insanlık çok adaletsiz. Özellikle bize karşı yapılan bunca katliam ve soykırımlara karşı çok adaletsiz."
"Halepçe katliamının acısı üstünden seneler geçse bile anlatılmalı ve unutulmamalıdır"
Ahmad, "Dile getirmek istediğim başka bir husu da şu: Bu yapılan katliam sözde Müslüman olan biri tarafından yapıldı. Fakat bu kişi ismen Müslüman olan biridir ve bu kişi Batının temsilciliğini de yaptı. Maalesef Arap medyası, İslam medyası o dönem yapılan katliamlara çok sessiz kaldı ve bu katliamlara karşı sessiz kalan İslam ülkelerinin başında bulunanlar sözde Müslümandılar, özde değil. Çünkü her biri Avrupa'nın birer temsilcisiydiler. Bundan dolayı Halepçe katliamında yaşanan acının üstünden seneler geçse bile anlatılmalı ve unutulmaması için çaba sarf edilmeli. İnsanlık bu katliamı bilmeli. Katliam, tarihteki yerini alsın ki Baas sisteminin Kürd halkının başına neler getirdiği, mazlum, suçsuz ve günahsız olan Kürd halkına neler yaptığını insanlar bilsin." dedi.
"Halepçe olayı öyle büyük bir olaydı ki şimdi bile yüzlerce kişi hala kayıp, yüzlerce kişi hala yaralı"
Halepçe katliamının üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen o katliamdan yaralı olarak kurtulanların olduğunu ve halen yaralarının acılarını çektiğini ve bazılarının şehid olduğunu ifade etti.
Katliamdan sonra aradan geçen onca yıla rağmen kayıp kişilerin de olduğunu ve bazılarının ailelerine kavuştuğnu aktaran Ahmad, ailelerin, kayıp olan yakınlarının özlemiyle yanıp tutuştuğunu dile getirdi.
"İnsanlar Halepçe’ye gittiği zaman korkuyla gitmekte"
"Halepçe katliamının neticesine baktığımızda öyle trajik bir neticedir ki sadece insanların üzerinde etkisini bırakmamıştır, bütün toprağın, tabiatın üzerinde etkili olmuştur." diyen Ahmad, şunları söyledi:
"Halepçe katliamında kullanılan kimyasal silahlardan dolayı toprak ve toprağın üzerindeki bütün bitkiler kimyasal silahlardan etkilendi. Hatta aradan geçen onca uzun zamana rağmen hâlâ etkileri devam etmektedi. İnsanlar Halepç0'yee gittiği zaman korkuyla gitmekte. Çünkü hâlâ kimyasal silahların etkisi Halepçe topraklarında var ve bu uzun bir süre daha devam edecek. Bundan dolayı çevredeki ülkeler ve dünya sadece Halepçe'de insanlara karşı yapılan katliama sessiz kalmadılar; aynı zamanda doğaya karşı yapılan katliama karşı da sessiz kaldılar."
"Hiroşima nasıl büyük bir aci ise Halepçe de bizim milletimiz için büyük bir acıdır"
Halepçe'de meydana gelen bu katliamın şimdiye kadar dünya ülkeleri tarafından soykırım olarak tanınmadığını hatırlatan Ahmad, "Halepçe katliamının meydana gelmesine sebebiyet veren kişiler ve Halepçe katliamını yapan kişiler arasında yakın bir irtibat vardı; onlar birbirlerine dost ve kardeştiler. Bunun neticesinde yapılan katliam onlar için sıradan bir olaymış gibi gözükmektedir.Bu sepeblerden dolayı Hiroşima'da yapılan katliam Hiroşima halkı için nasıl büyük bir aci ise Halepçe de bizim milletimiz için büyük bir acıdır." dedi.
"Katliam tarihteki zalimler için kara bir leke oldu"
Ahmad, Halepçe'de yapılan katliam ile birlikte bir milletin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını belirterek, "Fakat bunu başaramadılar, Kürd milletinin dilini ve varlığını ortadan kaldıramadılar.Fakat bu yapılan katliam tarihteki zalimler için kara bir leke oldu. Yine bu terör fikrini yaratıcıları olan, bombaların üreticileri olan, silahların sahibi olan için de bu katliam kara bir leke oldu. Çünkü şimdiye kadar bizim milletimiz ve diğer milletlere onların silahları altında inliyor." diye konuştu. (Nihat Kanat-İLKHA)