Haçlı terörüne bir tepki de Silopi'den
Yeni Zelanda'daki camilere yönelik Haçlı terörüne bir tepki de Silopi'den geldi.
Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki Al Noor ve Linwood camilerine yönelik gerçekleştirilen ve 50 Müslümanın şehid olduğu Haçlı katliamına tepkiler gelmeye devam ediyor. Şırnak'ın Silopi ilçesinde Anadolu Gençlik Derneği öncülüğünde bir araya gelen birçok sivil toplum kuruluşu, haçlı terörüne sert tepki gösterdi. Basın Açıklamasına Peygamber Sevdalıları Vakfı, Eğitim-Bir-Sen, Sağlık-Sen ve TÜGVA'da destek verdi.
Akşam namazına müteakip Çarşı Camii'nde kılınan gıyabi cenaze namazının ardından basın açıklamasını AGD Silopi İlçe Teşkilat Başkanı Aşkın Öztürk okudu.
Teröristin saldırıdan önceden internet üzerinde yayımladığı mesajda, daha önce Fransa'da ırkçı grupların kullandığı "Büyük Yer Değiştirme" kavramının geçmesi, Müslümanların Avrupa’yı terk etmesine ve Ayasofya'nın kiliseye dönüştürülmesine dair cümlelerin yer almasının, saldırının birkaç kişinin işi olmadığını, yükselen bir ırkçı akımın neticesi olduğunu belirten Aşkın, ırkçı emperyalist Batı zihniyetinin, İslam'a, Müslümanlara ve Hazreti Peygamber'e (s.a.v) karşı oluşturulmuş nefret dilini ifade özgürlüğü ve demokrasi olarak nitelendirmeye devam etmelerinin bu tip saldırıları daha da arttıracağına vurgu yaptı.
"Masum insanlara yönelik hiçbir saldırı kabul edilemez"
Müslüman ya da gayrimüslim, cami de ya da bir başka mekânda, masum insanlara yönelik hiçbir saldırının kabul edilemez, insana kasteden hiçbir saldırı karşısında sessiz kalınamaz olduğunu belirten Aşkın, "Bu saldırıda tetiği çekenleri de bu saldırının planlamasında yer alanları da bu saldırı planı üzerinden bir hesap içerisinde olan tüm çevreleri de en ağır şekilde kınıyoruz. Müslüman ya da gayrimüslim, cami de ya da bir başka mekânda, masum insanlara yönelik hiçbir saldırı kabul edilemez. İnsana kasteden hiçbir saldırı karşısında sessiz kalınmaz. Dün Yeni Zelanda'da meydana gelen cami katliamını bir iki kişinin sapkınlığı olarak görmek, olayı bireysel bir suç olarak ele almak, dünyada yükselen ırkçılığı, farklılıklara düşmanlığı okuyamamaktır." dedi.
"Yükselen bir ırkçı akımın neticesi"
Bu tür terör saldırılarının bizzat Batılı kirli merkezler tarafından üretilen İslamofobi'nin neticesi olduğunu söyleyen Aşkın, "Saldırganın önceden internet üzerinde yayımladığı mesajda, daha önce Fransa'da ırkçı grupların kullandığı 'Büyük Yer Değiştirme' kavramının geçmesi, Müslümanların Avrupa'yı terk etmesine ve Ayasofya'nın kiliseye dönüştürülmesine dair cümlelerin yer alması saldırının birkaç kişinin işi olmadığını, yükselen bir ırkçı akımın neticesi olduğunu göstermektedir. Biz şuna inanıyoruz ki bu saldırılar bizzat Batılı kirli merkezler tarafından üretilen İslamofobi'nin neticesidir. Yine şu bir gerçek ki bu saldırıdan sonra yapılan açıklamalar ve ortaya konulan tepkiler Batılı kirli merkezlerin Müslümanları kötü istatistiklerden öteye görmemektedir. Diğer taraftan katliamın sosyal medya hesaplarından canlı olarak paylaşılması, bilgisayar oyunlarındaki Müslüman avıyla birebir örtüşmektedir. Bu zihniyet, 'Tüm Müslümanlar öldürülmelidir, çünkü tüm Müslümanlar teröristtir.' düşüncesindeki bir zihniyettir. Irkçı emperyalist Batı zihniyetinin, İslam'a, Müslümanlara ve Hazreti Peygamber'e karşı oluşturulmuş nefret dilini ifade özgürlüğü ve demokrasi olarak nitelendirmeye devam etmeleri bu tip saldırıları daha da artıracaktır." dedi
"Tek bir Müslümanın saçının teline zarar gelmesine kayıtsız kalamayız"
Aşkın, konuşmasının devamında,
"Kanada'dan Yeni Zelanda'ya, Arjantin'den Japonya'ya dünyanın her ülkesinde az ya da çok bir Müslüman nüfus vardır ve bu Müslümanların can güvenlikleri de temel hakları da tüm Müslümanların bir meselesidir. Yeryüzünde tek bir Müslüman'ın bir ırkçı saldırıyla saçının teline zarar gelmesine kayıtsız kalamayız. Kaldı ki biz inancımız gereği Müslüman olsun ya da olmasın tek bir masumun saçının teline zarar gelmesine izin veremeyiz. Bizim bu saldırılardan ötürü bütün Yeni Zelanda halkını sorumlu tutmamız ve onlara karşı nefret beslememiz söz konusu olamaz. Ancak bu saldırılardan Müslümanlara karşı nefret diliyle konuşan tüm siyasetçiler ve popüler ırkçı söylemin oluşmasına katkıda bulunan tüm merkezler sorumludur. Batı coğrafyasında ve denizaşırı sömürgelerinde Müslüman göçmenlerin ve işçilerin varlığının sebebi bizzat Batı'nın önceki yüzyıllarda gerçekleştirdiği işgaller, katliamlar, köleleştirme politikaları, yağma ve talanlardır. Ayrıca İslam belirli bir ırkın dini değildir. Batı, kendileriyle aynı ırklardan olmayan tüm insanlara karşı bir izolasyon politikası izlese bile ırkçılığı telin eden İslam’ın yayılmasına engel olamayacaktır. Avrupa'nın içlerinde de denizaşırı sömürgelerde de Fransızlardan, İngilizlerden, Almanlardan ya da çok farklı ırklardan Müslümanlar topluluklar mutlaka oluşacaktır." şeklinde konuştu.
"Bu çirkin politikalardan vazgeçilmelidir"
Aşkın, son olarak şunları kaydetti:
"Biz inanıyoruz ki Batılı siyasetçiler kendi halklarına İslam’dan nefreti etmeyi değil de kendilerinden olmayanlarla birlikte yaşayabilme kültürünü öğretirlerse dünya daha huzurlu bir yer olacaktır. Batı'da ırkçılık, kin ve nefretin büyütülmesi sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlar için dünyayı cehenneme çevirir. Bu çirkin politikalardan ve bu politikaların tezahürü olan tüm yaklaşımlardan vazgeçilmelidir. Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak bizler saldırılarda yaşamını yitiren tüm kardeşlerimize Cenabı Allah'tan bir kez daha rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Tüm İslam milletine sabırlar diliyoruz." (Ahmet Uçar – İLKHA)