Adana’da bir araya gelen onlarca sivil toplum kuruluşu, Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde camide düzenlenen katliama ilişkin kitlesel basın açıklaması düzenlendi.

Adana Sivil İnisiyatif Meclisi (ASİM) tarafından organize edilen basın açıklaması, cuma namazına müteakip 5 Ocak Meydanı’nda gerçekleşti. Veysi Sonkaya Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan basın açıklaması sırasında sık sık tekbir getirildi.

Basın açıklamasının açılış konuşması ve sunumunu yapan Peygamber Sevdalıları Vakfı Adana Koordinatörü Orhan Erkuş, "Bizim için camiler mukaddes olduğu gibi orada şehit edilen Müslüman kardeşlerimiz de mukaddestirler. Allah-u teala onların şehadetlerini ümmetin uyanışına vesile kılsın. Adana’daki sivil toplum kuruluşları olarak burada safımızı belli ettik. Adana 5 Ocak Meydanı'ndan Batı’ya sesleniyoruz. Biz Charlie Hebdo olaylarında batının iki yüzlülüğüne şahit olduk. Biz batıdan bir şey beklemiyoruz. Buradan Müslüman yöneticilere diyoruz ki, ayağa kalkın ve dünyayı ayağa kaldırın." diyerek Müslümanların camide katledilmesi olayının kabul edilemez olduğunu ve tepki verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Basın açıklaması öncesi söz alan ASİM Başkanı Mahmut Eraslan, bazı basın kuruluşlarının Yeni Zelanda’daki cami katliamını görmezden gelmeye yönelik tavrını eleştirdi. Eraslan, saldırının ilk saatlerinde bazı televizyon kanallarında olayın alt yazı olarak bile geçmemesinin üzücü olduğunu belirtti.

"Yahudi ve Hristiyan terörüne şahit oluyoruz!"

Konuşmasında Batı'nın iki yüzlülüğüne vurgu yapan Eraslan, sözlerini şöyle sürdürdü. "Daha birkaç gün önce Yahudi terörüne şahit olduk. Mescidi Aksa’ya o kirli postallarıyla girdiler. Altını çizerek söylüyorum; ‘Yahudi Terörü’. Şimdi 'Hristiyan terörüne' şahit oluyoruz. Altını tekrar çiziyorum; ‘Hristiyan terörü’. Batıya, Hristiyan alemine sesleniyorum. Eğer insanlıktan nasibiniz varsa Pazar günü, şu bizim camilerden çıkışta yaptığımız gibi bir defa insanlık adına kilise önünde açıklama yapın, insan olduğunuzu görelim." diyerek Batı ve Hıristiyan dünyasının iki yüzlü davranmaktan vazgeçmeye davet etti.

"Diyanet’in saldırı karşısındaki sessizliği  bizleri incitti"

Diyanet İşleri Başkanlığından da cami katliamına tepki beklediklerini ifade eden Eraslan, "Diyanet İşlerine bir Müslüman olarak sesleniyorum. Acıttı, incitti. Terör yapıldı, bu hafta camilerde buna tepki olarak bir vurgu bile yapmadınız. Saldırıda 50 Müslüman şehit edildi, bir vurgu bile yapmadınız. Bu kadar mı artık sıradan bizim ölümlerimiz? Bu kadar mı komplekse düştük, kimliğimizden çelişir olduk? Olayda hayatını kaybedenler için şehit bile diyemiyor İslamî basın." diyerek Müslümanlara duyarlılık çağrısı yaptı.

Saldırganın sosyal medyadaki manifesto şeklindeki mesajının sürekli basında yer almasının da yanlış olduğuna dikkat çeken Eraslan, bu durumun saldırganın amacına hizmet ettiğini söyledi.

"Saldırgan canlı yayında vahşet işledi"

Yapılan konuşmaların ardından sivil toplum kuruluşları adına basın açıklamasını Avukat Hakan  Özbay okudu.

Olayın detaylarını topluluğa aktaran Özbay, "Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinin Hagley Park bölgesinde bulunan en-Nur Camiinde onlarca Müslümana kurşun yağdıran terörist, camiye saldırısı sırasında Facebook’ta canlı yayın başlatarak bu vahşeti tüm dünyaya izletme haysiyetsizliğinde de bulundu. Canlı yayın izlendiğinde, aşağılık teröristin saldırı esnasında müzik dinlediği ve 5 silah kullandığı, silahın şarjörünü birçok kez değiştirdiği görülüyor. Sanki bir bilgisayar oyununda oynarmışçasına hareketlerde bulunup bu alçaklığını video kameraya çekmesi ise ne denli azılı bir katil olduğunu da ortaya koymaktadır. Cuma günü toplu namazı fırsat bilerek vahşi katliama imza atan azılı teröristin bundan kısa süre önce de Müslümanları hedef alan 87 sayfalık manifesto yayımlamış olduğu da öğrenmiş bulunmaktayız. Söz konusu manifestoda Türkiye’den Avrupa’ya giden Müslümanların Avrupa’dan tamamen söküleceği ve İstanbul’daki bütün camilerin yıkılarak, Ayasofya’nın kiliseye çevrileceğini ifade edildiğini görmekteyiz."

"İslam'ın Avrupa ülkelerinde yayılmasına tahammülleri yok"

Saldırının arka planında İslam'a karşı düşmanlık olduğunu belirten Özbay, "Özellikle İslam'ın Avrupa ülkelerinde hızla yayılmasına tahammül gösteremeyen azılı kâfirlerin hidayete giden yolda önemli yerler olan camileri hedef almasını doğal karşılamaktayız. Nitekim onlar, hidayet merkezlerinin ortadan kaldırılması ile İslam'ın yok olacağını veya zayıflayacağını sanan ahmaklardır. Bu saldırılar esasen kâfirler istemese de İslam'ın kalplerde yayıldığının, yükselişe geçtiğinin ve buna karşılık bu duruma azılı vahşilerin kuduz köpekler gibi hırladığının, kinlerinden geberdiklerinin de en bariz örnekleridir." dedi.

Batı'nın İslam düşmanı bir tutum içerisinde olduğunu ifade eden Özbay, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Diğer taraftan Batı'nın, İslam düşmanlığı üzerinden toplumları hizaya çektiği son dünya düzeninde, bu tür vahşi, insanlık dışı, soykırım niteliğindeki faşist saldırıların olabileceğini kestirmek zor değildir. Nitekim barbar Avrupa’nın kanındaki bozukluk Avrupa tarihi boyunca mütemadiyen görülmüş, şu anda da görülmeye devam etmektedir." ifadelerini kullandı.

"Tüm şehidlerimizin şahadetlerini tebrik ediyoruz"

Açıklamasının sonunda Özbay, "Yeni Zelanda'da en-Nur Camii'ne ve orada ibadet etmekte olan Müslümanlara ve diğer camiye yapılan terör saldırısını tel’in ediyoruz. Bu vesileyle camilerde ibadet için bulunan, Allah için toplanan, kâfirin kurşunuyla Rabbine kavuşan tüm şehidlerimizin şahadetlerini tebrik ediyoruz ve yaralılarımıza şifalar diliyoruz. Bu saldırının da zalimler için sonun başlangıcı temennisiyle elimizi Rabbimize açıyoruz: Ey Rabbimiz, senin dinine mensup kesimlerin mazlumiyetine sen şahitsin. Bu saldırıyı ve saldırı sonucu senin yolunda kanlarını akıtan Müslümanların temiz kanını vesile kılarak zalimlerin ve kâfirlerin sonunu getir." şeklinde duada bulundu.

Basın açıklamasının ardından camide şehid edilen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılınıp dualar edildi. (İLKHA)