`Hristiyanlaştırma Projesinde` Yeni İddia
`Yurt dışındaki 4 bin Türk çocuğu Hristiyanlaştırılıyor` çıklamalarının ardından konuyla ilgili sadece Hollanda`yı kapsayan bir konferans yapıldı.
Hollanda`da koruyucu ailelere verilen Türk çocuklarının durumu, Lahey`deki bir konferansta konuşuldu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, kısa süre önce genel anlamda yurt dışında koruyucu ailelere verilen çocuklara dikkat çekmiş ve 4 bin gibi bir rakam telafuz ederek, "Bu çocuklar Hristiyanlaştırılıyorlar" demişti.
SADECE HOLLANDA`DA 6 BİN ÇOCUK
Bakan 4 bin demişti ancak; Lahey`deki konferansta sadece Hollanda için verilen rakam 6 bindi, çocuların tümü üzerinde bir Hristiyanlaştırma çabası olduğu açıkça telafuz edilmedi ama o boyut çocukları bekleyen tehlikeler arasında sayıldı.
Gençlik koruma daireleri tarafından ailelerinden alınan çocukların sorunlarının tartışıldığı konferans, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı`nın girişimiyle düzenlendi. Konuşmacılar, Rotterdam İslam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Dr. Özcan Hıdır, Gençlik Koruma Dairesi Görevlisi Deniz Çatıkkaş ve psikolog Serpil Ateş Hıdır`dı. Konuşmacılar, son yıllarda koruyucu ailelerin yanına yerleştirilen Türk çocukların sayısında yaşanan artışa dikkat çekti ve Türk toplumunu bu konuya daha duyarlı olmaya davet etti.
İNANÇ İSTİSMARI
Koruyucu aile müessesinin özünde iyi bir girişim olduğunu belirten Dr. Hıdır, tüm meselenin çocukların nasıl ailelere teslim edildiğinde yattığını söyledi.Tespitlerine göre, Hollanda`da farklı sebeplerle ailelerinden alınarak koruyucu ailelerin yanına verilen Türk kökenli çocuk sayısının 6 bin kadar olduğunu kaydeden Hıdır, çocukların zaman zaman uygun olmayan kimselerin yanına verilebildiğini ve bunun ciddi sorunlar doğurduğunu ifade etti.
Son yıllarda bu konuyu kendi inançları doğrultusunda istismar ederek, çocukları inanç sistemlerine göre yetiştirmek isteyen kesimlerin ortaya çıktığına işaret eden Hıdır, "Koruyucu aile meselesi oldukça önemli. Araştırmalarıma göre bu konunun kafalarda oluşturduğu birkaç sorun var.
Birincisi dini boyutunun tam bilinmemesi, ikicisi psikolojik boyutu ve üçüncüsü ise kurumsal anlamda Hollanda`da bunun tam anlamıyla işleyişini bilmiyoruz. Ben aynı zamanda Hristiyanlık üzerine de çalışma yapıyorum. Dolayısıyla misyonerlerin ve Hristiyanlık üzerine çalışmalar yapan kurum ve kuruluşların bu konuyu istismar etme noktasında çalışmalar yaptıklarını tespit ettim" dedi.
11 EYLÜL SONRASI İSLAMOFOBİ
"Hollanda`da bu sistemin özünü tartışmıyoruz" diyen Hıdır, "Koruyucu aile özünde iyi niyetli bir girişim. Ama bunun kullanımında sorun var. Özellikle 11 Eylül`den sonraki süreçte İslamofobi`nin kol gezdiği, İslam karşıtlığının ve aşırı sağcı partilerin ön planda olduğu dönemde, bu konunun Müslümanlara karşı bir çifte standart girişimi olarak kullanılmaya başlandığına şahit oluyoruz. Burada Müslümanlar olarak aktif bir şekilde işin içine girmeliyiz" şeklinde konuştu.
Katılımcılar, Türk toplumu konuya daha duyarlı olmaya çağırdı
Kaynak: Ajanslar /ntv