"Sur 2020'de her yönüyle yeniden tarih sahnesine çıkacak"
Diyarbakı'rın Sur ilçesindeki bin 500 yapıdan 578'inin önemli oranda tamamlandığını, diğer ihalelerin devam ettiğini belirten Sur Kaymakamı Abdullah Çiftçi, 2020'nin ilk yarısında Sur'un, her yönüyle yeniden tarih sahnesine çıkacağına dikkat çekti.
PKK'nin 2014 yılında başlattığı çukur siyaseti, bölgeye büyük bir yıkım ve mağduriyet getirmişti. Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde de PKK'nin çukur siyasetiyle başlayan çatışmalarda büyük bir mağduriyet yaşanmış ve içinde tarihi Kurşunlu Camii ve diğer kültürel yapıların bulunduğu 4 bin yapı tahrip olmuştu. Tahrip olan yapıların yerine yapılması planlanan bin 500 yapının 578'inin restorasyon çalışmaları bitirildi.
Sur ilçesinin 6 mahallesinde başlatılan imar ve tarihi yapılara yönelik restorasyon çalışmalarını yakından takip eden Sur Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Abdullah Çiftçi, konuyla ilgili İLKHA'ya açıklamalarda bulundu.
Çiftçi, Kurşunlu Camii'yi uzun bir aradan sonra ibadete açmayı planladıklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da açılışa katılımının beklendiğini aktardı.
Çiftçi, gelecek nesillerin, PKK'nin İslami değerlere olan düşmanlığını göstermesi açısından camideki bazı kurşun izlerinin bilinçli olarak restore edilmediğini vurguladı.
Sur'daki bin 500 yapıdan 578'inin önemli oranda tamamlandığını, diğerlerinin ihalelerini devam ettiğini anlatan Çiftçi, 2020'nin ilk yarısında Sur'un, her yönüyle yeniden tarih sahnesine çıkacağına dikkat çekti.
Saray Kapı ile Mardin Kapı arasında Surların dışında 15 hektarlık bir alanın hızlı bir şekilde millet bahçesine dönüştürüldüğünü söyleyen Çiftçi, Diyarbakır'da senelik 5 milyon turisti ağırlamayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Sur'un 639 yılından itibaren İslam'la şereflenmiş ve sahabelerin fethettiği Türkiye'deki ender yerlerden biri olduğunu belirten Çiftçi, "PKK, bu şehirdeki 33 medeniyeti, beraberinde de İslam medeniyetini yok etmek istedi. Bu süreç içerisinde 4 bine yakın konut tamamen tahrip oldu. Bunun içerisinde tarihi eserler var. İçinde bulunduğumuz Kurşunlu Camii, terör örgütü tarafından içindeki hiçbir kutsala saygı gösterilmeksizin yakıldı, yıkıldı. Aslında bu terör örgütünün gerçek yüzünü göstermesi açısından önemli… Burası bir cami ve Osmanlı Devleti'nin Diyarbakır'daki ilk eseri… 1516-1521 yılları arasında Osmanlı'nın Diyarbakır'daki ilk valisi Bıyıklı Mehmet Paşa tarafından yapılmış ve o günden terör olaylarının başladığı güne kadar, ezanın hiç susmadığı bir yerdir burası…" dedi.
"Kurşun izlerinin bir kısmı bilerek bırakıldı"
Caminin, bütün değerleriyle tekrar geri kazandırıldığını belirten Çiftçi, "Kısa süre içerisinde bu cami tekrar hizmete, ibadete açılır duruma getirildi. İnşallah önümüzdeki süreç içerisinde çok geçmeden ibadete kazandırılacak. Bu cami, özel ve dünyanın dikkatini çeken bir camii… Türkiye'de birçok Kurşunlu Camii var ama Diyarbakır Kurşunlu Camii şu anda en çok bilinen ve diğer ismiyle Fatih Paşa Camii'dir. Bu caminin içerisinde kurşun izlerini görebilirsiniz. Aslında bir kısmı bilerek bırakıldı. PKK terör örgütünün değerlerimize, dinimize sıktığı kurşunun bir nişanesi olarak kalmasını istiyoruz. Genç ve gelecek neslin, bu örgütün değerlerimize ne kadar düşman olduğunu göstermesi açısından da önemli olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Sur'un 6 mahallesi yerleşime kapalı durumda"
Sur ilçesinde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi konusunda yapılan sosyal yardımların devam ettiğini hatırlatan Çiftçi, "Terör sadece camileri değil, kiliseleri, evleri, yurtları, okulları tahrip etti. Sur'un 6 mahallesi şu anda yerleşime kapalı durumdadır. Burada yaklaşık 4 binin üzerinde aile evinden göç etmek durumunda kaldı. O günden bu güne devletimiz, bu ailelerin mağduriyet yaşamaması adına yoğun bir gayret gösteriyor. Yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen bu mağdurların tamamına aylık bin lira kira yardımı yapmaya devam ediyoruz. Eşya yardımıyla bu ailelerin eşya sorunları önemli oranda giderildi. TOKİ tamamlandı ve bin 600 ailemize konutları teslim edildi. İsteyen ailelere kamulaştırma paraları verildi. İsteyen ailelere de Sur'da yeni yapılan konutlardan verilecek." şeklinde konuştu.
"Bin 500 yapıdan 578'i önemli oranda tamamlandı"
6 mahalle içerisinde, bin 500 yeni yapı inşa edilmeye çalışıldığını aktaran Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar, ağırlıklı olarak konut, iş yerleri ve otel tarzında yapılar. Bin 500 yapıdan 578'i önemli oranda tamamlandı. Diğerlerinin ihaleleri devam ediyor ve inşallah 2020'nin ilk yarısında Sur, her yönüyle yeniden tarih sahnesine çıkacak. Çatışmalarda tescilli yapıların bazıları ortadan kalktı. Ama onlar da aslına ve projelerine uygun olarak tekrar inşa edilecek. Dolayısıyla yıkılan 4 bin konut içerisinde tescilli yapılar da vardı. Ama bu tescilli yapıların bir kısmı az tahrip oldu, bir kısmı ise tamamen tahrip oldu. Ama tamamı aslına uygun olarak Koruma Kurulundan alınan projeler çerçevesinde tekrar kazandırılmış olacak. Sur, koruma altında olan bir yer ve burada çaktığınız her çivi için koruma programından izin almak zorundasınız. Dolayısıyla 2012 yılında yapılan Koruma Amaçlı İmar Programı çerçevesinde bütün işlemler devam ediyor ve Koruma Kurulundan izin alınarak yapılıyor. Yapılan bütün yapılar 2 kat ve Diyarbakır'ın avlulu evleri tarzında yapılmaya çalışılıyor. Bittiğinde daha önce sağlıksız, derme-çatma olan bu mahalleler her yönüyle, tarihiyle, değerleriyle, sosyal donatı ve turistik alanlarıyla bütün dünyanın dikkatini çekecek çok özel bir yer olacak. Sur, her yönüyle çok daha güzel, görkemli, aslına uygun olarak yeniden tarih sahnesine kazandırılmış olacak."
"15 hektarlık bir alan şu anda hızlı bir şekilde millet bahçesine dönüştürülüyor"
Çiftçi, şöyle konuştu: "Saray kapı ile Mardin kapı arasında Surların dışında 15 hektarlık bir alan şu anda hızlı bir şekilde millet bahçesine dönüştürülüyor. İnşallah önümüzdeki ay sonuna kadar teslim edilmesi hedefleniyor. Burası bir taraftan Surların olduğu diğer taraftan Hevsel Bahçeleri'nin ve Dicle Nehri'nin olduğu çok özel bir alan… Her iki alan da UNESCO Dünya Mirasına girmiş ve dünyada eşi benzeri olmayan alanlar. Tamamlandığında Sur, millet bahçesiyle, yeni evleriyle, tarihiyle, sosyal donatı alanlarıyla ve yeni oluşturulan 87 yeni iş merkezi, yeni kapı caddesiyle çok daha görkemli, yaraşır bir ilçe haline gelecek."
"Hedefimiz senelik 5 milyon turist"
Diyarbakır'da senelik 5 milyon turisti ağırlamayı hedeflediklerini belirten Çiftçi, "Turist sayısı şimdiden önemli oranda artmaya başladı. İlçemiz bu sene 500 bine yakın turisti misafir etti. Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz 18 eseri restore etti. TOKİ tarafından geri kalan 361 tescilli yapının da ihaleleri devam ediyor. Bunların tamamlanması, eski tescilli yapıların restorasyonu bittiğinde inşallah bizim hedefimiz Diyarbakır'da senelik 5 milyon turisti ağırlamak. Bu hiç de hayal bir hedef değil. Diyarbakır, taşıdığı değerler itibariyle, kültürüyle, tarihiyle, maneviyatıyla bunları rahatlıkla üstlenebilecek bir ilimiz. Ama bunun yegâne şartı; artık bu şehirde, Diyarbakır sokaklarında terörü, huzursuzluğu, çatışmayı görmek istemiyoruz. Diyarbakırlının da 2-3 senedir sahip olduğu bu huzuru inşallah bozdurmayacağına inanıyoruz. Diyarbakır, huzurunu koruyabilirse dünyada marka olabilecek bir şehir. İnşallah Diyarbakırlı da buna sahip çıkacak diyorum." diye konuştu.
"İlk ezanı çok geçmeden duymuş olacağız"
Kurşunlu Camisinde ilk ezanın okunmasının yakın zamanda gerçekleşeceği müjdesini veren Çiftçi, ilk ezanın okunmasının mart ayı içerisinde planlandığını aktardı.
Çiftçi, "Ankara'nın programı doğrultusunda inşallah bunu duyuracağız ve eğer Cumhurbaşkanımızın programları mümkün olursa belki onların katılımlarıyla da olabilir. Burası değerli bir yer. İnşallah büyüklerimiz de uygun görürlerse onların katılımlarıyla ilk ezanı çok geçmeden duymuş olacağız." dedi.
"Sur, Mekke ve Medine'den sonra sahabenin en çok metfun olduğu bir yer"
Çiftçi, son olarak şunları kaydetti: "Çatışma sürecinin sona erdiği andan itibaren Sur'un her alanında bir çalışma var. Melik Ahmet ve Gazi Caddesi cephe yenilemeleriyle, aydınlatmalarıyla özel bir alan oldu. Tarihi eserlerinin önemli bir kısmı restore edildi. Kiliselerimiz, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından bir kısmı restore edildi, bir kısmı ise devam ediyor. Dolayısıyla burası zaten Hazreti Süleyman'ın olduğu İç Kale mevkiinde daha önce çalışmalar tamamlanmıştı ve önemli bir turizm alanı oluştu orada. Özellikle perşembe, cuma günleri akın akın insanlar geliyor ve herkesin görmek istediği bir alan oldu. Sur, her yönüyle, taşıdığı değerler itibariyle ki, burası Mekke ve Medine'den sonra en çok sahabenin metfun olduğu bir yer. Her sokağında farklı bir deryanın, ayrı bir ilim-irfan sahibi insanların yattığı çok özel bir şehir. Sur, bunların tamamıyla tarih sahnesine çıkarıldığında inanıyorum ki insanlar buraya akın akın gelecek. Gerek inanç turizmi bakımından, gerek tarih turizmi bakımından burası çok özel bir yer." (Ramazan Zeren, Hamza Adiyaman – İLKHA)