`Medresetüzzehra Devlet Eliyle Kurulmalı`
Said Nursi Felsefesi Medresettüzehra Sempozyumu`nda konuşan Said Nursi`nin talebesi Dr. Abdulkadir Badıllı, Üstadın, Medresetüzzehra`yı devletin eliyle kurmak istediğini belirterek, bu takdirde medresenin herkesin ortak malı olacağını söyledi.
VAN - "Said Nursi felsefesi Medresettüzehra Sempozyumu açılış konferansı sonrası yapılan oturumlarla devam etti. Yapılan oturumda konuşan Said Nursi`nin talebelerinden Dr. Abdulkadir Badıllı, Üstadın Medresetüzzehra`nın inşasını devlet eliyle gerçekleştirmek istediğini, bu yüzden medresenin devletin eliyle yapılması gerektiğini söyledi.
"Dini İlimlerin Yanında Diğer İlimleri de Veriyordu"
Üstad`ın 20 yaşındayken Van`a geldiğini hatırlatan Badıllı, Üstad`ın öncelikle Van`ın içinde mahalli bir medrese açtığını söyleyerek, "Medresede dini ilimlerin yanında diğer ilimleri de veriyordu. Tabi buna alışık olmayan hocalar dedikodu falan yaydılar. Üstad, daha sonra bırakmak zorunda kaldığını söylüyor. 1 sene sonra kendisi Horhor Medresesi`ni açtı. Üstad Bitlis`te o zamanın valisinin konağındayken ilmi kelam, mantık vs. kitapları mütalaa ediyor. Sonra Van`da da bu meseleyi görünce, ilim talebelerine muhakkak asrın devamı olan müspet ilimlerin de okutulması gerektiği kanaatine varıyor" dedi.
Üstad`ın 20 yaşındayken Van`a geldiğini hatırlatan Badıllı, Üstad`ın öncelikle Van`ın içinde mahalli bir medrese açtığını söyleyerek, "Medresede dini ilimlerin yanında diğer ilimleri de veriyordu. Tabi buna alışık olmayan hocalar dedikodu falan yaydılar. Üstad, daha sonra bırakmak zorunda kaldığını söylüyor. 1 sene sonra kendisi Horhor Medresesi`ni açtı. Üstad Bitlis`te o zamanın valisinin konağındayken ilmi kelam, mantık vs. kitapları mütalaa ediyor. Sonra Van`da da bu meseleyi görünce, ilim talebelerine muhakkak asrın devamı olan müspet ilimlerin de okutulması gerektiği kanaatine varıyor" dedi.
Üstadın, Medresetüzzehra`nın açılması için devrin yöneticileriyle görüşmek istediğini ve görüştürülmediğini söyleyen Badıllı, buna rağmen Üstad`ın bu fikrinden vazgeçmediğini ve defalarca devrin yöneticilerine dilekçe yazdığını ifade etti.
Badıllı sözlerini şu şekilde sürdürdü. "Üstad, İstanbul`a gidiyor daha sonra medresenin inşasının masrafını Sultan Abdülhamit`ten alayım diyor. Üstadın giyinişe bakarak onu görüştürmüyorlar. Sonra kendisi bir dilekçe yazıyor. Dilekçede: `şarkta 400 bin genç var. Onlar ihtilaftan dolayı aşiretler halinde birbirlerini kırıp geçiriyorlar. Bunu gidermek lazım. Buna meylen büyük bir medrese yapalım. Hem İslam ilimlerini hem dünya ilimlerini öğrensinler o zaman kendi aralarında bir ittifak hasıl olur` diyor. Başka bir dilekçesinde de aynen bunları söylüyor" diye konuştu.
"Bunların Hiçbirisi Caiz Değildir"
Konuşmasında Risale-i Nurların tahrif edilerek yayınlandığını belirten Badıllı, "Şimdi 10-15 tane yayınevi var. Risale-i Nur`u yayınlıyor. Kimisi Risaleyi tahrif ederek yayınlıyor. Kimisi de istediğini yapıyor. Kimileri Üstadımızın neşrettirmediği, hususi bazı risaleleri, kalkıp sanki bir mertlikmiş gibi onu neşrediyor. Bunların hiçbirisi caiz değildir" şeklinde konuştu. (Harun Kırmızıtoprak, Murat Dalgın - İLKHA)
Konuşmasında Risale-i Nurların tahrif edilerek yayınlandığını belirten Badıllı, "Şimdi 10-15 tane yayınevi var. Risale-i Nur`u yayınlıyor. Kimisi Risaleyi tahrif ederek yayınlıyor. Kimisi de istediğini yapıyor. Kimileri Üstadımızın neşrettirmediği, hususi bazı risaleleri, kalkıp sanki bir mertlikmiş gibi onu neşrediyor. Bunların hiçbirisi caiz değildir" şeklinde konuştu. (Harun Kırmızıtoprak, Murat Dalgın - İLKHA)