• DOLAR 34.698
  • EURO 36.722
  • ALTIN 2964.588
  • ...
İslam Dünyasının Vahdete İhtiyacı Var
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Başağırımız Filistin`in baş tacımız Mescid-i Aksa`mızdan söze başlarsak, Müslümanları namaz kılmaya bile mescidin içerisine bırakmayan, ambargo altında tuttuğu Gazze`yi bombalar altında tutan ve başta Kudüs olmak üzere tüm Filistin`i Yahudileştirmeye çalışan siyonist israil yahudisi dururken Müslümanların birbirleriyle uğraşmaları neden?
 
Afganistan
Yıllar yılı savaşlardan başını kaldıramayan Afganistan`da Müslümanlar şu an batılı işgalcilere karşı şerefli bir direnişle mücadele veriyor. Ancak 2001 öncesi yönetim deneyimlerinde Müslümanlar olarak birbirlerine düşmeleri ve İslami yönetim tarzı bu mu dedirtecek icraatlarda bulunmaları, 11 yıldır süren işgalde kendilerine tam destek verebilecekken vermeyen dünya Müslümanlarını kendilerinden uzaklaştırmadı mı?
Geçen süre zarfında Amerikan işgali sonrası ülkeyi İslami diyebileceğimiz bir modelle yönetebileceklerine dair bir güvence bile verebilmiş değiller?

Somali
Afganistan benzeri bir diğer İslam ülkesi Somali`de iç savaşın yanı sıra açlık ve gözyaşı dinmek bilmiyor. İslam Mahkemeleri Hareketinin, Amerikan önderliğindeki batılı işgalcilerin desteklediği kukla yönetim ve Etiyopya ordusuna karşı verdiği takdire şayan direniş, ülkenin kontrolünü ele geçirmesine ve iki yıl boyunca ülkeyi çok iyi yönetebilmesine vesile olmuştu.

Ancak ne var ki çıkan ihtilafla ikiye ayrılan ve birinin cihadi, diğerinin davet yönü ağır basan Müslüman iki grup, yönetimi tekrar işgalci kuklalara kaptırarak Afgan Müslümanların durumundan farklı pozisyon sergileyemedi. Yönetim şekli ve esaslarında birbirlerini kabullenemeyen iki grup Müslümanlar arasında çıkan ihtilaf, El Şebab Hareketini Müslüman bir yönetime karşı, Müslüman yönetimin de işgalcilerle hareket ederek Şebab hareketine karşı savaşacak kadar büyük yanlışlara götürdü.
Sonuç; zaten açlıkla boğuşan ülkenin Müslüman halkları birbirlerine kırdırılırken, olan zenginlikler batılı işgalcilerce hortumlanıyor.

Çeçenistan
Destansı bir direnişle yenilmez denilen Rus ordusunu dize getiren Çeçen Müslümanlar, ikiyüzlü oynayan ve yüzbinlerce insanın kanı üzerine saltanatını kuran Kadirov`un hakkından gelemedi. Rus ordusunu dize getiren Çeçen direnişi Kadirov`u da dize getiremez miydi? Getirebilirdi ancak mesele hedefe kilitlenmek yerine birbirlerine düşmeleri ve düşürülmeleri oldu.
Günümüzde bir avuç Müslüman`ın direniş sergilediği Çeçenistan davasının onbinlerce mülteci mağduru dünyanın birçok ülkesinde çile eziyet çekerken, hükümranlığını sürdürebilmek için bilinen bir İslami anlayıştan uzak hurafelerle halkı uyutan Kadirov ise Çeçenistan`da gününü gün ediyor.

Pakistan, Keşmir, Arakan, Patani…
Pakistan, nükleer silahlara sahip bir İslam ülkesi olmasına rağmen Amerika`nın boyunduruğu altından bir türlü çıkamaması ve ülkedeki bir kesim Müslümanların birbirlerine karşı düşmanca tutumlarını anlamak mümkün değil!

Eğer ki İslam dünyası birlikte ümmetçe hareket etmiş olsa ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kurumlar Batının güdümünde hareket eden Birleşmiş Milletler veya NATO gibi etkin olmuş olsalardı bugün cunta yönetimindeki Myanmar`da Budist katillerin Arakanlı Müslümanları katletmesine günlerce seyirci kalınmaz müdahale edilirdi!

Hindistan`ın 63 yıldır işgal altında tuttuğu Keşmir`deki zulme dur diyebilecek dirayet gösterilebilirdi!

Yine Budist Tayland yönetiminin Patanili Müslümanlara reva gördüğü insanlık dışı muamele sona erdirilebilirdi!

Suriye Çıkmazı 
İslam dünyasının "Arap Baharı" diye nitelenen halk devrimleri Tunus ve Mısır`da baharı, Yemen ve Suriye`de ise deyim yerindeyse kışı yaşatıyor. Tamamlanamayan devrim süreci Yemen`i ikiye bölmeye hazırlanırken, Suriye`de ise bir yılı aşmasına rağmen sonu bir türlü gelmeyen kaosu yaşatıyor.
 
Suriye`de iç savaş, ülkenin tüm dinamiklerini yerle bir ederken çevre İslam ülkeleri ve Müslümanları da ikiye bölmüş durumda. Tüm kesimler akıtılan kanın durmasında hem fikir ancak Esed rejiminin gitmesinden yana tavır ortaya koyan Türkiye`nin aksine İran ve Lübnan`ın bunun siyonist israil`le olan cephenin düşmesi anlamına geldiğinden, sonrasında sıranın kendilerine geleceğini belirterek Esed rejimine destek çıkıyor.

Büyük Bir İmtihana Dönüştü 
Suriye meselesi öyle bir çıkmaza dönüştü ki; Esed rejiminin zalimliği su götürmez bir gerçek. Ama Esed rejiminden kaçan askerlerce kurulan muhalif Özgür Suriye Ordusunun tutarsızlığı karşısında endişe etmemek de mümkün değil. Diğer yandan Suriye İhvan Hareketi`nin ülkedeki teşkilati yapısı ve gücünün zayıf olması, Esed sonrası yönetimde İhvan`ın ne derece nüfuza sahip olacağı konusunu da şimdiden sorgulatıyor.

Ama her şeye rağmen takdir, gücü her şeye yeten kadir-i mutlak Allah`ındır. "O" nasıl dilerse öyle olur. Bu açıdan büyük bir imtihana dönüşen Suriye açmazında Müslümanların akl-î selim hareket ederek fevri davranışlardan uzak, ümmet profili çerçevesinde düşünerek hareket etmesinde büyük faydalar olacaktır.

Krizdeki Batıya Fırsat Doğdu 
Suriye`ye her ne olursa olsun Batının müdahale etmemesi gerektiğini hassas tüm çevreler dillendirirken bilinmesi gereken önemli bir gerçek de var ki, birincisi; batının müdahale edemeyecek kadar gücünün, girdiği ekonomik krizler dolayısıyla zayıfladığı.

İkinci sebep de; Suriye meselesinde İslam ülkeleri ve Müslümanların geldiği nokta itibarı ile oluşan şartların tam da Batı`nın istediği tarzda gelişmesi. Müslümanların birbirine kırdırıldığı Suriye ortamı, Batıya başka İslam ülkelerindeki zenginlikleri hortumlama fırsatı verirken bu arada eski gücüne kavuşma olanağı da sağlayabilir.

Çözüm; Kur`an Ve Sünnet Çerçevesinde Bir Ümmet Olmak 
Sonuç olarak; dünya üzerinde 1 milyar 300 milyon civarında Müslüman`ın yaşadığı tüm bölgelerde yaşanan tüm zulüm, katliam ve işgallere dur diyebilecek güce ulaşabilmenin yolu Müslümanlar olarak, bağlı bulunduğumuz mezheplerimizin ne olursa olsun ümmetçe hareket edebilecek birliğe ihtiyacımız olduğu gerçeğidir.

Mezhebi farklılıklarımız biz Müslümanları birbirimizden ayırmamalı aksine İslam`ın zenginliğini idrak ettirmeli. Kur`an ve Sünnet çerçevesinde birleşen bir ümmet olarak kardeş olduğumuzu hatırlatmalı. Ancak bu şekilde ümmetçe bir diriliş sergilenmesi halinde kandan beslenen işgalci batılı güçlerin karşısında dik durulabilir. (Mehmet Özcan - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir