• DOLAR 34.582
  • EURO 36.304
  • ALTIN 2970.076
  • ...
Kutlu Doğum
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Muhtemeldir ki dergimizin bu ay ki sayısında, gazetemizde, internet sitelerimizde. Hocalarımızın sohbetlerinde konu başlığı "Diyarbakır 2011 Kutlu Doğum Etkinliği" olacaktır. İlk defa gazetemize yazı gönderecek olan ben de bu müthiş etkinlik, bu güzel ambiyans, oluşan bu duygu seli hakkında bir şeyler yazmak istedim. Ancak Tarsus ta yaşayan biri olarak bu sürecin 4.5 gün öncesine gitmem gerekiyor.

Malumunuz, DTP yandaşları şu veto kararlarını ileri sürerek birçok yerde protestolar, eylemler yapıyorlardı. İşte bu bahanelerle Adana Mustazaf Der şubesine de saldırarak birçok mütedeyin insanı darp etmiş, orda buldukları mewluda şerif ve Yüce Kuran Mealini yakmışlardı.

Bu olay akabinde çevre şehirlerdeki Müslümanlar bir araya gelerek bir basın açıklaması yapmışlardı. Biz de Tarsuslular olarak ordaydık.

Tabii, insan düşünüyor; bunlar bilmiyorlar mı ki Müslümanların sürekli sığındıkları, her gün hiç şaşırmadan bir askeri eğitim misali huzurunda huşu ile başı öne eğip el bağladıkları bir Rabblerinin olduğunu. Rabbine bu konuda taviz vermeyenlerin, canlarını verme konusunda da hiç geride durmayacaklarını bilmiyorlar mı? Acaba canlarını verme konusunda tereddüte düşeceklerini mi sandılar? Bir başkası değil de özelikle bu zümrenin bunu çok iyi bilmesi lazımdı. Zaten biliyorlardır da. Kendilerine yol gösteren, onları yöneten koca kafalar daha iyi biliyordur, Müslümanların küfür karşısındaki azametini. Biliyorlar, çünkü Müslümanı en iyi düşmanı tanır..

Bu olayların katmerleştirdiği duygularla Diyarbakır a gittik. Hani birilerinin kalesi denilen Diyarbakır(!) "Bütün kaleler düşerde o düşmez" denilen Diyarbakır...



Sabah güneşin etrafı ısıtmaya başladığı vakitlerde Diyarbakır sınırlarına girmiştik. Bir Diyarbakırlı olarak 15 yıl sonra ilk defa şu topraklara ayak basıyordum. Bizle beraber gelen bir abinin köyüne kahvaltıya gittik. Kahvaltıdan sonra biraz konuşuldu. Misafirperverlerden bir büyüğümüz bize son günlerde oluşan olaylar hakkında bir şeyler söyledi. Söyledikleri arasında en çok ilgimi çeken; 4.5 gündür Diyarbakır a girilmediğini girilemediği sözü olmuştu. "Dört günden beri bu olaylar yüzünden kimse şehre girmiyor, halk kepenk açamıyor." dedi.

Bir abi: "Biz gireceğiz Allah ın izniyle..."dedi.

Aynen öyle de oldu. Diyarbakır a öyle bir giriş vardı ki, herhalde Halid Bin Velid de öyle bir giriş ile Diyarbakırı feth etmişti...

Burası falancaların kalesidir ha, ona göre. Bakın dikkatli olun, yanlış yapıyorsunuz, siz delirmiş misiniz? Öyle bir zamanda öyle bir yere mi gidiyorsunuz? dediler. Girilmez denilen bir şehre mi gireceksiniz? dediler.

Ama nafile... Yüzbinlerce Muhammed aşığı hiçbir şeyi umursamadan imanlarını yanına alarak şehre dört bir koldan akın akın ettiler. Öyle bir giriş yaptılar ki sayıları tam 1 MİLYON oldu. Öyle bir girişti ki İmam Hüseyn görse ağlardı.

Peki bütün bu olaylar olurken o Kuran yakan zihin neredeydi? İşte tam bu nokta da aklıma Hz. Muhammed ve ashabının Mekke ye girişleri geldi. Hani onlar Mekke ye girince, o müşrikler,  şehrin dışına çıkmış, şehri Müslümanlara bırakmıştılar ya... İşte Diyarbakır’da da sanki bu olay zuhur etti.

Günlerdir bu güzel şehri birbirine katarak güya bu muazzam etkinliği kendi akılarınca iptal ettireceklerdi. Ama Müslümanların gelişlerini görünce, o Mekke’dekilerden pek bir farkları kalmamıştı.
Yani diyorum ki galiba bize de bir Mekke fethi görünüyor. Yani galiba Diyarbakır da Mekke gibi İSLAMDAN MURAT İSTİYOR...

Tarih: 27 Nisan 2010
Muhammed Bera / Tarsus – 21


Sevgili Genç Kardeşlerimiz!

Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

 

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.

Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.

Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.

Bu haberler de ilginizi çekebilir