Düzenlenen toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan`ın gündeminde yine Suriye vardı. İşte Başbakan Erdoğan`ın yaptığı o konuşma:

`Ülkelerimiz arasındaki dolaşım malesef bu genel düzeyin çok altında seyrediyor. İSEDAK stratejisi mal sermaye ve iş gücü dolaşımını kolaylaştırmayı hedefliyor. Stratejinin ikinci ilkesi ülkelerimiz arasında dayanışmanın ilkesidir. Ülkelerimizin siyasi yapıları ve kalkınma düzeyleri arasında önemli farklar bulunuyor. Bu durumu engel olan değil tam tersine kolaylık sağlayacak bir fırsata dönüştürebiliriz. Karşılaştığımız ortak sorunları çözmek için kaynakların birleştirilmesini sağlayabiliriz. Yeni stratejinin 3. ilkesi yönetimin iyileştirilmesi. Katılımcı yönetim anlayışının hayata geçirilmesidir. Kötü yönetimler ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun sosyal huzursuzluğun temel sebepleri arasında yer alıyor. Öncelikle kamu hizmetlerinin kalitesini arttırmalı, hukukun üstünlüğne riayet eden güçlü kurumlar oluşturmalıyız. Bu üç ilke yani dolaşımın arttırılması dayanışmanın güçlendirilmesi ve yönetişimin iyileştirilmesi İSEDAK çerçevesinde oluşturacağımız çabanın vizyonunu oluşturuyor. Yoksa burada oturur konuşur sonra dağılır gideriz bunun bir anlamı var mı yok. Bizim bu dayanışmayı ortaya koymamız lazım. Bende ne var sende ne yok ben var olanı sana sende sende var olanı bana aktarmalısın. İSEDAK`ın ruhu bu bunu yapmamız lazım. Vizyonun uygulanabilmesi için değişikliğe gitmemiz gerekiyor.

Öncelikle üye ülkelerin işbirliğimizin merkezindeki rolünün daha da pekiştirilmesini temin etmeliyiz. Sekreterya hizmetlerinin daha etkin ve profesyonel yapılması için bazı değişikliklere ihtiyaç var. Turizm alanında geçtiğimiz aralık ayında isedak özel sektör turizm forumunun kurulmuş olması doğrusu beni umutlandırmıştır. Turizm forumunun önümüzdeki Aralık ayında İzmir`de gerçekleştirilecek ilk toplantıya tüm üye ülkelerin katılımını arzu ediyorum. Zira, turizmle ilgili olarak ülkelerimizin birbirine kaynaşması halklarımızın diyaloglarının artması noktasında malların alışverişi noktasında çok büyük önemi olduğuna inanıyorum.

Üye ülkeler menkul kıymetler borsası arasında yürütülen çalışmalar meyvesini verdi. Bugün yapılacak sunumda söz konusu endeks o da sizlere tanıtılacak. Henüz endekse dahil olmamış üye ülkelerin finans hareketlerini arttıracak bu projeye en kısa zamanda katılmalarını ümit ediyoruz. Son yıllarda önemli bir ivme kazanmış olan Merkez Bankaları arasındaaki işbirliği çalışmaları düzenlenen yıllık toplantılar ile güçlenerek devam ediyor. Geçen yıl kurulan ve ilk toplantısını İstanbul`da yapılan forumu da önemli bir girişim olarak görüyorum.

Özel sektör içinde küçük ve orta boy işletmeler bel kemiği konumunda bulunuyor. Kobiler, teknolojik ilerlemede sosyal refahın yükselmesinde de fakirliğin önlenmesinde de büyük rol oynuyor. Görüş alışverişi oturumunda ülkelerimizin kalkınmasında önemli yeri olan kobilerin rekabet düzeylerinin arttırılması konusunda verimli çalışmalar yapılacağına inanıyorum. İslam ülkelerinden çok çok sayıda iş adamını bir araya getiren iş forumu ve fuarına da dikkatlerinizi çekmek istiyorum. İktidara geldiğimizde bizde devlet ağırlıklı bir ekonomi anlayışı egemendi. Biz devleti bu alandan çektik. Biz ufuk verir, düzenler ve denetleriz. Ekonomik alan tamamen özel sektöründür dedik. Hemen hemen büyük ölçüde çekilmiş vaziyetteyiz hedefimiz sıfırlamak. Stratejik bazı alanlar sektörler hariç. Yoksulluğun giderilmesi işbirliğimizi daha ileri noktalara taşıyabilmemiz için mutlaka önem vermemiz gereken bir konudur. Komşusu açken tok yatan bizden değildir prensibini rehber edinmeliyiz.

Arakan`daki müslümanlara karşı ne yapıyoruz, hassasiyetimiz nedir? Şuanda fakirlik yoksulluk içinde kıvranan o çocuklara, o anne babalara karşı ne yapıyoruz? Somali`de aynı şekilde, Filistin`de aynı şekilde bu sıkıntıları yaşıyoruz. Hani biz kardeştik, hani koşmusu açken tok yatan bizden değildi? Biz elimizi uzatmayacak mıyız köşklerimizde yatarak bu işi çözebilir miyiz? Üzerimize düşen sorumluluğun bilincinde olmadığımız sürece gideceğimiz yer belli. Öleceğiz 2 metre mezara bizi gömecekler. Bu dünyada ne yaparsak o bizimle gelecek. Hayır yapmışsak hayır, şer yapmışsak şer bizimle gelecek. Onun için tefekkür etmek, düşünmek bizim için çok çok önem arzediyor.

SURİYE`DE YAŞANAN OLAYLAR

Olayların başladığı günden bu zamana kadar yaklaşık 30 bin kişi hayatını kaybetti. Biliyorsunuz baba Esed Humus`ta 30 bin kişiyi katletmişti, şimdi oğul Esed babasının rekorunu geçmeye çalışıyor. Şuanda, komşu ülkelere yaklaşık 250 bin kişi sığınmış durumda. Sadece benim ülkemde dün itibari ile 99 bin kişi bize sığınmış durumda ve bizim kamplarımızda misafir ediyoruz. Bu rakam süratle her geçen gün artıyor. Milyonlarca kişi kendi ülkesi içinde yerinden yurdundan oldu. Esed`i defalarca uyardık kendisine yardım etmek istedik ama bize verdiği sözleri yerine getirmedi. Kimse de bu konuda seyirci kalmamzı bekleyemez. Şuanda muhalif güçlere tankla topla saldırıyorum diyerek bizim topraklarımıza saldırma durumunda oldu Suriye rejimi. Burda bir oldu ses çıkarmadık, iki oldu ses çıkarmadık, üç oldu boş alanlara düştükleri için sadece nota verdik ancak 5-6`da tekrar ağır bir nota verdik ama son olarak iki anne ile üç tane çocuğu şehit oldu. Artık bu karşılıksız kalamazdı. Ve bizde buna misliyle ağır bir şekilde cevap verdik. Uluslararası toplumu, camiayı hepsini haberdar ettik. Sağolsun hepsinden bu konuda olumlu açıklamalar geldi. Uluslararası toplum bölgedeki olaylar karşısında vicdanları derinden yaralayan bir tutum içinde olabilir ama biz asla böyle bir duruma düşmedik ve düşmeyeceğiz, hep birlikte de düşmemeliyiz. Suriye`de yaşanan olaylar karşısında hakkın, hukukun gerektirdiği davranış ne ise onu sergilemeye devam edeceğiz. Sözlerime burada son verirken tüm üye ülkelere teşekkür ediyorum. Yaklaşan Kurban Bayramı`nızı şimdiden tebrik ederken İslam Dünyası`nın barışına vesile olmasını Allah`tan temenni ediyorum. 28. İSEDAK toplantısının başarılı geçmesini diliyor sizleri saygı ile selamlıyorum teşekkür ediyorum` diyerek sözlerini sonlandırdı.

İhlas Son Dakika