Evet, sizler kaldığınız yerden devam edin şu menem diyalogunuza. Bu kavramı dehlizlerde itibarsızlaştırmaya devam edin.
Yıllardır inatla ve ısrarla taşıdığınız zihinlerinizdeki bu mefkûre ne üretti şimdiye kadar. İslam milleti adına kazanımlarınız ne oldu?

Hıristiyan batı ile "başlatıp”,"geliştirmekte” olduğunuz "diyaloğun” İslam Milletine geri dönüşümü; işgaller, katliamlar, tecavüzler ve yetmezmiş gibi Ka`b bin Eşref`in torunlarının Resul-û Ekremi karikatürize etmeleri, bir papazın Kur`an-ı Kerim`i yakması ve "son olmayacak” sapık bir esfelin tiyatral bir film üzerinden Peygamberimize iğrenç iftiraları, hakaretleri. El hâsıl gelinen nokta bu...

Hıristiyan batının, yapılan hakaretlere karşın, pişkin umursamazlığını görüp de "dinler arası diyalog” fikriyatının sürdürülebilirliği ne kadar gerçekçi ve inandırıcıdır. Her ne kadar bu kuram "medeniyetler arası ittifak” şemsiyesi altına alınsa da hakikat değişmeyecektir. "Sürdürmekte olduğunuz bu diyaloğun Türkiye Müslüman halkları adına "pozitif bir sinerji” oluşturduğu (istisnalar dışında) maalesef ortada”. Bakın, bir millet için en tehlikeli hâl; kutsallarına karşı işlenen cürümlere tepkisiz, zihinleri gri, kalpleri güz yapraklarına dönmüş hâldir.

Kelimelerle ifadesi abes olan bir film sanal ortamda yayınlanmış(fragman bile olsa), buna karşı İslam dünyası en üst düzeyde tepkisini ortaya koymuş ve film yayından kaldırılıncaya kadar da bu eylemler devam edecek. Peki, yaşadığımız coğrafya (bilâ-teşbih) neden afyon çekmiş gibi sızmış. Toplumun bu halinden kim/kimler sorumludur. İnanabiliyor musunuz İstanbul gibi milyonların yaşadığı metropolde küçük bir grup Müslüman bu hadiseyi tel`in ederken diğer bir tarafta binlerce kişi Müslüman kimliğiyle futbolizm adına güya kendileri için efsane olmuş Latin Amerikalı bir futbolcunun heykelinin açılış töreninde. Osmanlı`nın gözbebeği şehir bu günleri de mi görecekti. İslam toplumunun merkezlerinden olması gereken bu şehrin içler acısı durumu hissiyatınıza dokunmuyor mu?

Evet, "diyalog teorisyenleri” kendi milletinin gazını almayı başarmış görünüyor, lakin batının gazını alamamışlar ki; adamlar hâla Müslümanlara hakaret ederek gazlarını boşaltıyorlar. İronik gelebilir ama maalesef gerçek bu.

Politik ciddiyet değil, mota mot bir İslami duruş sergileyin. Mevzuu bahis olan ismi gökte Ahmet, yerde Muhammed olanın şahs-ı manevisidir. Kendinize gelin ve silkinin, zihinlerinizdeki labirentten kurtulun. Ben size yakaladığınız yerde yahudi ve hıristiyanları öldürün veya yol üstündeki kilise, şapel, sinagog ve havraları yakıp yıkın demiyorum. Ama en üst düzeyde tepki verin. Ne demek yani "bu bir provokasyondur ey Müslümanlar oyuna gelmeyin” söylemi. Şunu mu demek istiyorsunuz; evinizde oturun, görmemezlikten gelin vs…

Şunu bilin ki; sinirleri alınmış bir toplum, bağışıklık sistemi bozulmuş vücut gibidir. Aynı zamanda bir vücudun sinirlerini alırsanız kas/adale diye bir şey kalmaz. Güçten takatten düşer, darbelere karşı dayanaksız olur.

Bunlar kadir-i şinaslık bilen kardeşinizin uyarılarıdır.

Yazdıklarım içinde nefsi isteklerim yoktur.

 

Hûlasa, bu basit bir provokasyon değildir. Yapılmak istenen İslam`ın kutsallarını alay konusu ederek dünya halkları ve zamanla "afyon çektirilmiş” Müslüman halkların gözünde ve gönlünde bu değerleri sıradanlaştırmaktır. Sonraki gelecek nesillere ise miras olarak koskoca bir sıfır bıraktırmaktır. Bir anlamda batı toplumuyla doğuyu birbirinden ayıran mukaddesata bağlılığı törpüleyip yok etmektir…

 

Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kâfirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah`tan korkup sakının.- Mâide 57-

 

Derviş HÂDÎ / doğruhaber