Ben defalarca sordum kendime asrı-saadet devrinde yaşasaydım ne yapardım. Elbette peygamberimizin yanın da yer alırdım yani Allah (cc.)ın yolunda. Bize bu şans verilseydi iyi tarafta yer alırdık diyoruz. Yine de asla emin olamıyor insan. Yaşamak ve görmek lazım hangi tarafta yer alacağını.

Aslında tarafımızı belli etme fırsatı her zaman var çünkü imtihanımız biz yaşadıkça devam ediyor. Batıl ile savaş her zaman var, görmek isteyene!

Dünyanın dört bir yanında Allah cc. ın sözleri yakılıyor, Allah a inananlar öldürülüyor ve Peygamber efendimize hakaretler yapılıyor.

İşte fırsat!

İşte asrı-saadet devrinin tekrarı peygamberimize hakaret (içerikli film yayınlanıyor) ediliyor, Kuran ı Kerimler yakılıyor, Müslümanlar katlediliyor!

Peki, biz bu olanların neresindeyiz? Neden seyirci kalıyoruz? Peygamberimizi sadece sevmek yetiyor mu?

Güneşi seviyorum diyorsun, gölgeye kaçıyorsun! Yağmuru seviyorum diyorsun, yağınca şemsiyeni açıyorsun! Peygamberini de böyle mi seviyorsun?

Allah ve peygamberine olan sevgimizi kanıtlama zamanı gelmedi mi?

Ben kendi sorumun cevabını buldum, Pazar günü ömrümde ilk defa katılacağım ve uzun zamandır hazırlandığım KPSS sınavının yerine 23 Eylül Pazar günü diyarbakır istasyon meydanında olacağım inşallah ve bu hakaretlere kulağımı tıkamayacağım, göz yummayacağım elim kolum bağlı oturmayacağım.

Şimdi bu soruyu sana bir de ben soruyorum!

Sen asrı-saadet in neresindesin?

Yoksa 23 Eylül Pazar günü Diyarbakır istasyon meydanına gelmiyor musun?

Unutma! Sen durup düşünürken hayat durmaksızın akıp gidiyor. İmtihanımız devam ediyor!

De ki: «Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, kesâd (a uğramasın) dan korka geldiğiniz bir ticâret ve hoşunuza gitmekte olan meskenler size Allahdan, Onun peygamberinden ve Onun yolundaki bir cihâddan daha sevgili ise, artık Allahın emri gelinceye kadar bekleye durun. Allah faasıklar güruhunu hidâyete erdirmez.

Doğruhaber/ Doğrugenç

Meryem Çiftkardeş / Şanlıurfa – Yaş: 30