• DOLAR 32.446
  • EURO 34.768
  • ALTIN 2437.735
  • ...
Kandil ile MİT Görüşmüş
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Bu hafta eski BDP lideri Demirtaş’ın ‘Kandil’le devlet adına birçok görüşme yapıldı’ iddiası, mitinglerin gürültüsü nedeniyle güme gitti. Oysa 2005’ten beri devlet, PKK’yı dağdan indirmek için Kandil’le bir dizi görüşme yaptı. Devlet adına temasları yürüten ise MİT oldu. Milliyet gazetesinden Aslı Aydıntaşbaş, Selahattin Demirtaş`ın gündeme getirdiği Anakara-Kandil temaslarının perde arkasını yazdı.

Kaset istifaları ve miting meydanlarının gürültüsü bu haftanın en önemli haberlerinden birinin güme gitmesine neden oldu. Milliyet’in 19 Mayıs tarihli nüshasındaki Namık Durukan imzalı haberde, eski BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan çok önemli bir iddia vardı: ‘Sadece İmralı değil devlet Kandil’le de birçok görüşme yaptı.’
Demirtaş, Durukan’a “Kandil’le en çok görüşen Türkiye Cumhuriyet devletidir. Kandil’den kaç defa ateşkes istenmiş, bunu başbakan bilir ve ateşkesin gereğini neden yerine getirmemiş, bunu da en iyi kendisi bilir. Kandil’e mesaj gitmiyorsa ateşkes nasıl oluyor?” diyordu.

Doğruyu söylemek gerekirse, 2005’ten beri devletin güvenlik birimleri, İmralı ve Kandil’deli PKK yönetimi arasındaki önce dolaylı, ardından doğrudan temasları yakından izleme fırsatı bulmuş gazetecilerden biriyim. 2006 yılında Sabah’ın Ankara temsilcisiyken haberleştirdiğim ‘PKK’yı Dağdan İndirme Planı’ manşetiyle verdiğimiz bu gizli inisiyatif, uzunca bir süre Türkiye’nin gündemini işgal etmiş, 3 yıl aradan sonra da 2009’da ‘Kürt açılımı’ olarak karşımıza çıkmıştı.

Devlet temas kurdu

Açılım, özünde cesur ve iyi niyetli bir projeydi; ancak tabii ki bir gecede tasarlanmamıştı. Projenin arkasında 2005 yılından bu yana devletin onay verdiği, istihbarat ve güvenlik birimlerinin adeta oya gibi işlediği ve Kürt hareketi içindeki makul seslerin de omuz verdiği bir süreç vardı. Sosyal ve ekonomik boyutu bir yana, demokratik açılımın en önemli ayağı, PKK’nın silahı bırakıp dağdan inmesi ve demokratik kuralları kabul ederek meşru siyaset zeminine entegre edilmesiydi. Bunun için gerekirse lider kadrosu Norveç ya da Lübnan gibi üçüncü bir ülkeye gidecek, kalanların silahı bırakarak yurda dönüş koşulları tartışılacaktı.

2005’ten bu yana bu projenin detaylarını çeşitli defalarda birinci ağızlardan dinledim; üstelik Iraklı Kürt yetkililer, hükümet yetkilileri ve hatta PKK’nın Avrupa’daki yönetim kadrosuyla da yaptığım görüşmelerde de tablonun kalan bölümlerini netleştirdim.

Uzun lafın kısası, Selahattin Demirtaş haklı. Devlet 2005’ten bu yana Kandil’le çeşitli defalarda temas kurdu. Zaman zaman ateşkes, zaman zaman da PKK sorununa kalıcı bir çözüm için örgütün nabzı yoklandı. Bu da aynı Abdullah Öcalan’la İmralı’daki görüşmelerde olduğu gibi, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından yürütüldü.
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir