VAN - Saadet Partisi gençlik kolları tarafından Akdamar Adası`nda gerçekleştirilen basın açıklamasını gençlik kolları başkan yardımcısı Erhan Yalçınkaya okudu.

Geçtiğimiz yıllarda Akdamar Kilisesi`nin mevcut hükümetin adımlarıyla 3 milyon TL harcanarak restore edilip devlet töreniyle açıldığını hatırlatan Yalçınkaya, bunun yanında camilerin tüm giderlerinin, vatandaşlar tarafından karşılandığını belirterek, "Batıya şirin görünmek adına bir kilisenin restorasyonu için 3 milyon lira gibi bir para harcanması oldukça düşündürücüdür.

Hükümet bu konuda doğabilecek tepkileri frenlemek için de, adeta Müslümanların ağzına bir parmak bal çalarcasına; Van kalesinde sadece temeli kalmış eski bir camiyi, cüzi bir miktar parayla yeniden inşa etmiş ve Akdamar Kilisesindeki ayinden iki gün önce ibadete açmıştır. Ayrıca AK parti hükümeti sadece Akdamar Kilisesi`nde değil Trabzon`daki Sümela Manastırı`nda ve Tarsus`taki tarihi Saint Paul Kilise`sinde restorasyon yapıp yılda bir defa ayin yapılması için yasa tasarısı çıkarmış, birçok yerde eski kiliseleri restore ettirerek ibadete açmıştır. Yapılan tüm bu düzenlemeler, Avrupa birliği uyum kriterleri adı altında verilen tavizlerdir" dedi.

İnsanların ibadetlerini yapmalarına karşı değiliz
Hangi dine mensup olursa olsun, insanların ibadetlerini yapmalarına karşı olmadıklarını ifade eden Yalçınkaya, "Bilakis her insanın doğuştan getirdiği haklar arasında ibadet hakkının olduğu şuurunda ve inancındayız. Ama bugün Hıristiyan aleminin başı Papa, iki cihan serveri Peygamberimize (sav) hakaret ederken, İsviçre`de dört tane minare için referandum yapılırken, ülkemizde Müslümanların hak ve özgürlük talepleri ötelenirken, 28 Şubat sürecinde devlet tarafından el konulan MGV yurtları için düzenleme yapılmazken; azınlıkların her istediğinin yerine getirilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Özellikle Müslümanların öz malı olan Ayasofya ezana hasretken, azınlıkların eski kiliselerinin bir bir restore edilip ibadete açılması Müslümanlara hakaretten başka bir şey ifade etmemektedir" şeklinde konuştu.

Bu insan hakları ihlalinin bir an önce giderilmesini istiyoruz
Azınlıklara yapılan bu açılımlara rağmen yıllardır kapalı kalan bir mekân olan Ayasofya tüm asilliğine, ihtişamına ve debdebesine rağmen bir köşede `Mahzunca` durmaktadır diyen Yalçınkaya "Bu mekân, İstanbul`u fethettiğinde şehrin en büyük kilisesini camiye çeviren ve burayı kapatana, kapatacak olana büyük beddualar eden Fatih`in mirasıdır. Bundan dolayı Ayasofya biran önce eski hüviyetine kavuşturulmalı ve cami olarak Müslümanların ibadetine açılmalıdır.

Özgürlük havarilerinin hiç ağızlarından düşürmedikleri demokrasi bile bunu gerektirmektedir. Ülkenin yüzde birini bile oluşturmayan dini azınlıklara Akdamar`da, Sümela`da, Saint Paul`da ve daha birçok kilise ve manastırda ibadet hakkı tanınırken, ülkenin yüzde doksan dokuzunu oluşturan Müslümanların Ayasofya`da ibadetine izin verilmemesi bir insan hakları ihlalidir. Bu insan hakları ihlalinin bir an önce giderilmesini istiyoruz.

Haçlı sürülerini bertaraf eden Selahaddin Eyyübi`nin torunları olarak diyoruz ki: Fatih`in İstanbul`u fethettiği tarihte, 29 Mayıs 2011`de "Zincirler Kırılsın Ayasofya Açılsın" ifadelerini kullandı.
Burhan Teke, Rıdvan Kasap - İLKHA