Bu sefer tepki Yargıtay'dan SÜRESİZ NAFAKAYA İSYAN
Süresiz nafaka mağdurlar seslerini duyurmak için eylemler yaparken bu kez tepki Yargıtay’dan geldi. Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, “Sen elin adamıyla gayrı meşru yaşa ben de sana her akşam içki paranı gönderim. Var mı böyle bir şey?” diyerek süresiz nafakaya tepki gösterdi. Bu sözleri değerlendiren Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği Başkanı Murat Köse ise, “Türkiye’yi ele geçirmek için en sinsi plan aileyi yıkmaktır. Biraz samimiyetle bu sorun çözülür” dedi.
MUHSİN ŞENOL-DOĞRUHABER
Süresiz nafaka mağduriyeti devam ederken bu kez tepki yargı cephesinden geldi. Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’ın sözleri gündeme oturdu. Nafakanın süresiz olmasını içime sindiremiyorum diyen Gençcan, Sen elin adamıyla gayrı meşru yaşa ben de sana her akşam içki paranı gönderim. Var mı böyle bir şey?” tepkisini dile getirdi. Süresiz nafakayla yaşadıkları mağduriyeti gündeme taşımak için dernek kuran mağdurlar ise ‘biraz samimiyetle bu sorun çözülür’ mesajı verdi.
“NAFAKANIN SÜRESİZ OLMASINI İÇİME SİNDİREMEDİM”
Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, katıldığı bir konferansta yıllardan beri devam eden ve binlerce kişinin mağdur olmasına sebep olan süresiz nafakayla ilgili konuştu. Türkiye’de yoksulluk nafakasının 1988 yılına kadar 1 yıl verildiğine dikkat çeken Gençcan,"2'nci Özal hükümetinde bayram değil seyran değil 3444 sayılı yasa ile bunu süresiz hale getirdiler. ‘Kadınlara yazık değil mi’ 80 senedir böyleydi. Şimdi yeniden süreye dönülme çalışmaları var. ‘Kadınların kazanılmış haklarını alıyorsunuz’ deniliyor. Ya siz erkeklerin 80 senelik kazanılmış hakkını aldınız elinden. O zaman hiç cümle yoktu. Ben hakimim ben doğruyu söyleyeceğim. Ben vicdanıma göre karar vereceğim. Bayram değil seyran değil süresize çevirdiler. Şimdi şefkatle bazı bildirileri yayınlayanlar var. ‘Süresiz olduğu doğru değil’ Sanki biz kandırıyoruz. Süresiz olmadığı hal tabii ki var. ’Adam ölünce alamıyor. Tabii ki alamayacaksın. Rahmetlinin mirasçıları sana mı verecek? Bak gördün mü süreli işte. Ölünce bitiyor. E tabii ki bitecek canım. Yeniden evlenince bitiyor. E tabii ki bitecek. Sen elin adamıyla evlen bende sana ödemeye devam edeyim. Sen elin adamıyla gayrı meşru yaşa ben de sana her akşam içki paranı gönderim. Var mı böyle bir şey? Bunları örnekleyerek bu sürelidir denilir mi ya. Tabii ki bitecek bu haller. Bu hale düşmezse, kocan ölmezse, kötü yola düşmezse, evlenmezsen ölene kadar alıyorsun. Ben 1988’den bu yana bu nafakanın süresiz olmasını içime sindiremedim. Ben yatmışım biriyle sen de yatmışsın biriyle. Ben sana bir ömür boyu nafaka. Ben tükürdüm sen tükürdün. Bir ömür boyu nafaka. Böyle bir şey mi olur?" diye konuştu.
“KADIN HAKSIZ DA OLSA NAFAKA ALIYOR”
Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği Başkanı Murat Köse ise “Dünyanın hiçbir yerinde olamayan yasalar Türkiye’de var. Aileyi dağıtmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Çocuk haczi ve süresiz nafaka da bu yıkım yasalarından bir tanesi. Nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olmasına rağmen böyle bir zulümle karşı karşıyayız. Bir gün bile evli kalsanız ömür boyu nafakayla karşı karşıya kalıyorsunuz. Nafakayı ödeyemeyenler nafaka hapsiyle karşı karşıya kalıyor. Bugün sayıları yüzlerle ifade edilen nafaka hapsi yatan arkadaşlarımız, üyelerimiz var. Durumu olmadıkları için bu insanlar hapis yatıyor. Eşinin kendisini aldattığını gören bir dernek üyemiz eşini ve birlikte olduğu adamı bıçakla yaralıyor. Mahkeme bu kişiye hem adam yaralama suçundan ceza veriyor hem de boşanma davasında bu kişiyi nafaka ödemeye mahkum ediyor. Bunun gibi yüzlerce örnek var. Geçtiğimiz günlerde yine buna benzer bir karar çıkmıştı. Kadın kusurlu da olsa erkek işsiz de olsa nafaka ödemek zorunda bırakılıyor. Bu yasanın da kadını koruduğu söyleniyor. Avrupa ülkelerinde bile olmayan yasalar ülkemizde uygulanıyor. Bu 6284 nolu kanundan sonra kadın cinayetleri 200-300 kat arttı” ifadelerini kullandı.
“AİLE KURUMUNUN POŞET KADAR DEĞERİ YOK MU?”
Bu süresiz nafaka zulmünün kaldırılması için biraz samimiyet yeterli diyen Köse, “Ben şunu ifade edeyim ki ne yargı ne hükümet ne de medya bu konuda samimi değil. Eğer samimi olsalardı bu yasayı çoktan kaldırmışlardı. Bir arkadaşımız milletvekiline dert yanıyor: ‘Yıllardır nafaka ödemekten belimiz büküldü’ diyor. Milletvekilinin cevabı ‘bende sizin gibiyim ben ödüyorum sizde ödeyin’ oluyor. Bulduğunuz çözüm bu mu? Samimi değiller çünkü bir köpek haciz edildiğinde bütün ülke ayağı kalktı. Köpeğin psikolojisi ne olacak diye günlerce tartıştılar. Ama bizim çocuklarımız hacizle alınıyor. Ailemiz dağılıyor, yuvamız yıkılıyor. Binlerce kişi yıllardır eski karısına nafaka ödüyor. Bir siyasi çıkıp bu insanlık suçudur demedi. Poşetle ilgili yasa apar topar meclisten geçti. Bu aile kurumunun poşet kadar değeri yok mu? Evet, çevreyi korumak güzeldir. Ama Aile dağılırken poşetin ne acelesi vardı da bu yasayı çıkardılar. Ecdadımız insanı yaşat ki devlet yaşasın diyor. Peki, insan nasıl yaşayacak böyle. Bakın biz şunu diyoruz, aile olmadan vatan olmaz. Avrupa’nın dayatmasıyla feminist derneklerin kışkırtmasıyla sinsi bir şekilde aile çökertilmek istiyor. Buna karşı durmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“EN SİNSİ PLAN AİLEYİ YIKMAK”
‘Kadına şiddet’ algısı üzerinden aile kurumuna saldırı olduğunu belirten Murat Köse konuşmasına şöyle devam etti: “İstanbul sözleşmesi feminist derneklerin baskısıyla 2012 yılında resmen dinimizin emirlerinin tam karşıtı olarak ülkemizde hayata geçirildi. Dinimiz ne emrediyorsa bu sözleşme de tam aksini yapıyor. Türkiye’yi ele geçirmek için en sinsi plan kadına şiddet var diyerek bu yasalara imza atmak ve aileyi yıkmaktır.”