Mazlum-Der`e Yapılan Saldırı Kınandı
Mazlum-Der İstanbul Şubesi, Adalet İçin İftar Vakti” adıyla yapacakları Uludere için meşaleli yürüyüş öncesi Fatih Camii avlusunda uğradıkları saldırıyı kınamak üzere STK, akademisyen ve yazarların desteğiyle bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Şükrü Gündüz / İstanbul
Mazlum-Der İstanbul Şubesi, geçen hafta Perşembe günü (09.08.2012) “Adalet İçin İftar Vakti” adıyla yapacakları Uludere için meşaleli yürüyüş öncesi Fatih Camii avlusunda uğradıkları saldırıyı kınamak üzere STK, akademisyen ve yazarların desteğiyle bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Mazlum-Der İstanbul Şubesi, geçen hafta Perşembe günü (09.08.2012) “Adalet İçin İftar Vakti” adıyla yapacakları Uludere için meşaleli yürüyüş öncesi Fatih Camii avlusunda uğradıkları saldırıyı kınamak üzere STK, akademisyen ve yazarların desteğiyle bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısına Akdav, Anadolu Platformu, Hikmet Vakfı, Özgür-Der ve Umut Gençliği temsilcileri de katıldı.
Toplantıda ortak basın açıklaması Anadolu Platformu’ndan Ahmet Çamurluoğlu tarafından okundu. Çamurluoğlu açıklamanın ardından özellikle olay sırasında sivil ve resmi polisler tarafından bir müdahalede bulunulmamasına anlam veremediklerine dikkat çekti.
Daha sonra Akdav’ı temsilen konuşan Davut Güler, Mazlum –Der’in toplumun bir vicdanı olduğuna inandıklarını, eğer toplumsal bir barış sağlanmak isteniyorsa bu ve benzeri sancıların yaşanacağını belirtti. Olayın üstünün örtülerek hiçbir sorunun çözülemeyeceğini söyleyen Güler, konunun takipçisi olacaklarını belirtti.
Özgür-Der adına konuşan Murat Ayar ise saldırıyı kabul edemeyeceklerini, Müslümanlar olarak her türlü ırkçılığa prim veremeyeceklerini söyledi. Umut Gençliği’nden Elvin Ağaoğlu yaptığı konuşmada yaşananların kendilerini üzdüğünü ama yıpratmadığını, adalet arayışlarının devam edeceğini söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Mustafa Emin Büyükcoşkun ise eylemin sadece STK’lar değil bağımsız Müslüman gençler tarafından da gerçekleştirildiğini, dolayısıyla saldırının adalet için bir araya gelen gençlere de yapılmış olduğunu belirterek “Zira 30 sene önce yine Fatih Camii’nde ümmet diyen, adalet diyen Metin Yüksel’i de aynı zihniyet şehit etti” dedi.
POLİS SEYRETMEKLE YETİNDİ
Son olarak konuşan Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar ise olay günü Kur’an’ın en temel paradigması olan adaletin yerine getirilmesi için Ramazan’ın atmosferinden istifade ederek gençlerle “Adalet İçin İftar Vakti” konseptiyle bir araya geldiklerini ifade etti. Sarıyaşar: “Bu saldırıda dikkat çekilmesi gereken nokta ise gösteri özgürlüklerini kullanmak isteyen insanların emniyet güçleri tarafından güvenliklerinin sağlanmamış olmasıdır.
Diğer bir önemli husus ise namluya yerleştirilirken düşen bir merminin emniyet güçlerinin elinde olmasına rağmen silahlı saldırganın henüz yakalanamamış olmasıdır.
Biz bu olayda gençlerimizi çatışmadan geri çektik, herhangi bir yaralanma olmasına mahal vermedik. Olaya müdahil olmayan sivil polislerle olay sonrası konuşmamızda ise bize şunu söylediler: ‘Biz sizi kendi aranızda kavga ediyorsunuz zannettik’. Bütün bu senaryolar, bu puzzle birbirine uymuyor” dedi. Sarıyaşar, çatışma içine sokulmak istenen gençlerin öfkelerini yutup provokasyona gelmediklerini söyleyerek, kendilerine duyarlılıkları için de teşekkür etti.
ROBOSKİ FARKLI TARAFLARA ÇEKİLİYOR
Basın açıklamasında şunlara dikkat çekildi: “Tamamıyla hak ve adalet ekseninde değerlendirilmesi gereken bir konu olarak Uludere (Roboski) konusu maalesef şu ana dek kimi siyasi mülahazalara alet edilmek suretiyle, farklı milliyetçi yaklaşımlara göre değerlendirilmiş ve buradan da toplumda bir gerginlik unsuru haline getirilmek istenmiştir.
POLİSİN TAVRI ÇOK DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR
Saldırı esnasında olay yerindeki sivil güvenlik görevlilerinin olay yerinden uzaklaşmaları ve seyirci kalmaları, resmi üniformalı personelin ise uzakta konuşlanması çok düşündürücü ve tehlikelidir. Bu olay, bu itibarla yakın dönem siyasi tarihimizin karanlık bazı olaylarındaki provokasyon ve kanlı neticelenen şiddet olaylarını çok andıran ve düşündüren bir olaydır.
Olayın hemen ardından güvenlik güçlerine başvurulmuş olmasına, tanıklık ve görüntülere rağmen saldırganlar ifadelerinin alınmasının ardından, adliyeye bile çıkarılmadan salıverilmiştir. Vatandaşa sallanan satır ve silahlar, siyasilere atılan yumurta ve pankartlar kadar tehlikeli addedilmemiştir.”