Kudüs Direnişle Özgürleşir
Kudüs`e Vefa Platformunun, Dünya Kudüs Günü münasebetiyle Gaziantep`te yaptığı kitlesel basıl açıklamasında, Kudüs`ün ancak cihad ve direnişle özgürleşeceği belirtilerek, tüm Müslümanların Filistin`in işgalcilerden kurtarılması için acilen işbirliği yapmaları gerektiği vurgulandı.
GAZİANTEP - Kudüs`e Vefa Platformu, Dünya Kudüs günü münasebetiyle kitlesel bir basın açıklaması düzenledi. Mehmet Nuri Paşa Camiinde kılınan Cuma namazının ardından Maarif kavşağında toplanan yüzlerce kişi İşgalci İsrail`i lanetledi. Açıklamayı Platform adına Gaziantep Rahmet-Der üyesi Abdulhakim Övet okudu.
Çok sayıda Sivil toplum kuruluşunun da destek verdiği basın açıklamasında; İslam düşmanlarına karşı Müslümanların birlik olmalarının dini bir sorumluluk olduğu vurgulandı.
Müslümanların ilk kıblesi ve üçüncü mukaddes mekânı ve aynı zamanda peygamberler şehri olan, Mescid-i Aksa`nın, Müslümanlar için ayrı bir önemi ve kutsiyeti olduğunu belirten Abdulhakim Övet, "Kudüs`ün işgalci Siyonistlerin elinde bulunması, hiç şüphesiz tüm Müslümanların içini kanatıyor. Bu kutsal mekanların er ya da geç Siyonist işgalcilerin elinden kurtarılması ve asli sahipleri olan Müslümanların eline geçmesi gerekir. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidül Aksa ve peygamberler şehri olan Kudüs`ün Siyonistlerin işgalinden kurtarılması konusunda bütün Müslümanların sorumluluk taşıdıkları şüphesizdir. Bu bakımdan, Müslüman halkımızın bu konuda bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve toplumsal şuurun oluşturulması açısından her Ramazan ayının son Cuma gününün Dünya Kudus günü olarak idrak edilmesi ve siyonizim karşıtı çeşitli etkinlikler tertip edilerek, ABD ile batılı yandaşlarının kınanması çok önemlidir" dedi.
Kudüs`ün Müslümanların Kalbimizde Ayrı Bir Yeri Vardır
Kudüs`ün Müslümanların kalplerinde ayrı bir yerinin olduğunu ifade eden Övet, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü Kudüs`ün geleceği bütün Müslümanları yakından ilgilendirmektedir. Kudüs tüm Müslümanların kalbindedir, ruhundadır, duasındadır. Kudüs, ümmetin kalbindedir.
Bütün Müslümanlar Filistin davasını savunmayı şer`i ve İslami bir vazife olarak bilir. Çünkü yüce peygamberimiz Hz. Muhammed (sav): "Müslümanların sorunlarıyla ilgilenmeden sabahlayan bir kişi Müslümanlardan değildir." buyurmuştur. Bu gün Müslümanların en büyük dert ve sorunu Filistin, Kudüs ve Mescidül Aksanın esir olmasıdır. Bu yüzden her Müslüman`ın Filistin`in yanında ve İsrail`in karşısında olması dini bir vecibe ve sorumluluktur."
Kudüs`ün Müslümanların kalplerinde ayrı bir yerinin olduğunu ifade eden Övet, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü Kudüs`ün geleceği bütün Müslümanları yakından ilgilendirmektedir. Kudüs tüm Müslümanların kalbindedir, ruhundadır, duasındadır. Kudüs, ümmetin kalbindedir.
Bütün Müslümanlar Filistin davasını savunmayı şer`i ve İslami bir vazife olarak bilir. Çünkü yüce peygamberimiz Hz. Muhammed (sav): "Müslümanların sorunlarıyla ilgilenmeden sabahlayan bir kişi Müslümanlardan değildir." buyurmuştur. Bu gün Müslümanların en büyük dert ve sorunu Filistin, Kudüs ve Mescidül Aksanın esir olmasıdır. Bu yüzden her Müslüman`ın Filistin`in yanında ve İsrail`in karşısında olması dini bir vecibe ve sorumluluktur."
Kudüs Ancak Cihad ve Direnişle Özgürleşir
Tüm Müslümanların Filistin`in işgalcilerden kurtarılması için acilen işbirliği yapmaları gerektiğini vurgulayan Övüt, "Filistinli Müslümanlar çok kıt imkanlarıyla İsrail ve Amerika`ya karşı 100 yıldır direniyorlar ve kurban veriyorlar. Filistinli kardeşlerimiz bu uğurda başta malları ve canları olmak üzere her şeylerini feda ettiler. Onların mücadelesini övüyor ve direnişlerini destekliyoruz.
Tüm Müslümanların Filistin`in işgalcilerden kurtarılması için acilen işbirliği yapmaları gerektiğini vurgulayan Övüt, "Filistinli Müslümanlar çok kıt imkanlarıyla İsrail ve Amerika`ya karşı 100 yıldır direniyorlar ve kurban veriyorlar. Filistinli kardeşlerimiz bu uğurda başta malları ve canları olmak üzere her şeylerini feda ettiler. Onların mücadelesini övüyor ve direnişlerini destekliyoruz.
Hepimizin isteği, Filistin`in özgürleşmesidir. Ancak Kudüs`ün işgalden kurtarılması ve Mescid-i Aksa`nın siyonistlerden temizlenmesi İsrail`e dilenmekle gerçekleşmez. Düşmanlarımıza umut bağlamakla hiç olmaz. Kudüs ancak cihad ve direnişle özgürleşir. Zafer ve ilahi yardım da ancak Allah`a iman eden ve O`nun yolunda hakkıyla cihad eden kişilerin hakkıdır. Allah`u Teala`nın Kur`an-ı Kerim`deki vaadi de budur" ifadelerini kullandı.
"Müslümanlar Tek Bir Ümmettir"
Dünya Müslümanlarının bazı meselelerde farklı düşünseler bile İslam düşmanlarına karşı mücadelede mutlaka aynı safta yer almaları gerektiği vurgulanan açıklamada, "Büyük şeytan Amerikan`ın Müslümanlar arasında tefrika çıkarmak ve böylece sürekli parçalayıp yutmak istediği artık her Müslüman tarafından çok iyi bilinmektedir. Öyleyse bütün Müslümanların ABD`nin bu fitne girişimlerine karşı vahdet girişiminde bulunması ve ortak noktalar etrafında birleşmesi dini bir sorumluluktur. İşte Kudüs ve Mescidül Aksa bu ortak noktaların en önemlilerinden birisidir. Biz burada bütün Müslümanları İhtilafları bırakıp, ortak düşman İsrail ve ABD karşısında birleşmeye çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki bu gün başta Arakan ve Suriye olmak üzere İslam coğrafyasının birçok yerinde Müslümanların zulümlere uğrayarak kanlarının dökülmesi Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin, vahdet bağının olmamasından kaynaklanmaktadır. Eğer bir buçuk milyar İslam ümmeti birlik olsaydı Arakan ve Suriye`de yaşanan bu kötü olaylar asla yaşanmazdı. Eğer Ümmet Birleşirse zülüm altındaki bütün Müslümanlar kurtulur.
Dünya Müslümanlarının bazı meselelerde farklı düşünseler bile İslam düşmanlarına karşı mücadelede mutlaka aynı safta yer almaları gerektiği vurgulanan açıklamada, "Büyük şeytan Amerikan`ın Müslümanlar arasında tefrika çıkarmak ve böylece sürekli parçalayıp yutmak istediği artık her Müslüman tarafından çok iyi bilinmektedir. Öyleyse bütün Müslümanların ABD`nin bu fitne girişimlerine karşı vahdet girişiminde bulunması ve ortak noktalar etrafında birleşmesi dini bir sorumluluktur. İşte Kudüs ve Mescidül Aksa bu ortak noktaların en önemlilerinden birisidir. Biz burada bütün Müslümanları İhtilafları bırakıp, ortak düşman İsrail ve ABD karşısında birleşmeye çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki bu gün başta Arakan ve Suriye olmak üzere İslam coğrafyasının birçok yerinde Müslümanların zulümlere uğrayarak kanlarının dökülmesi Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin, vahdet bağının olmamasından kaynaklanmaktadır. Eğer bir buçuk milyar İslam ümmeti birlik olsaydı Arakan ve Suriye`de yaşanan bu kötü olaylar asla yaşanmazdı. Eğer Ümmet Birleşirse zülüm altındaki bütün Müslümanlar kurtulur.
Suriye Halkına Amerika Uyarısı
Son olarak şunu belirtmek istiyoruz ki; Suriye halkının adalet ve özgürlük talepleri ile Suriye`de İslami bir hükümetin tesisi için yürüttükleri mücadeleye hiç şüphesiz bütün Müslümanlar destek vermelidirler. Ancak bu haklı mücadele ve taleplerin bazı güçler tarafından suiistimal edilmemesi ve Amerikan emperyalizminin bölgedeki çıkarlarına hizmet edecek bir yönetimin iktidara gelmemesi için bütün Müslümanların özellikle de Suriyeli Müslümanların çok dikkatli olması gerekir. Çünkü bu gün Emperyalist güçlerin ve onların işbirlikçilerinin en büyük arzuları, baskı ve zulüm altında büyük sıkıntılar yaşayan ve zalim diktatörlere karşı kurtuluş mücadelesi veren Ortadoğu halklarını, yumuşak geçişlerle ve süslü yalanlarla bir kez daha Amerikan emperyalizminin kucağına atarak oralarda kendilerine bağlı kukla rejimler tesis etmektir. Türkiye`nin de özelikle bu konuda mazlum ve mustazaf Ortadoğu halklarının yanında yer alması ve bu konuda batılı emperyalistlere yardımcı olacak projelerin içinde yer almaması gerekir.
Son olarak şunu belirtmek istiyoruz ki; Suriye halkının adalet ve özgürlük talepleri ile Suriye`de İslami bir hükümetin tesisi için yürüttükleri mücadeleye hiç şüphesiz bütün Müslümanlar destek vermelidirler. Ancak bu haklı mücadele ve taleplerin bazı güçler tarafından suiistimal edilmemesi ve Amerikan emperyalizminin bölgedeki çıkarlarına hizmet edecek bir yönetimin iktidara gelmemesi için bütün Müslümanların özellikle de Suriyeli Müslümanların çok dikkatli olması gerekir. Çünkü bu gün Emperyalist güçlerin ve onların işbirlikçilerinin en büyük arzuları, baskı ve zulüm altında büyük sıkıntılar yaşayan ve zalim diktatörlere karşı kurtuluş mücadelesi veren Ortadoğu halklarını, yumuşak geçişlerle ve süslü yalanlarla bir kez daha Amerikan emperyalizminin kucağına atarak oralarda kendilerine bağlı kukla rejimler tesis etmektir. Türkiye`nin de özelikle bu konuda mazlum ve mustazaf Ortadoğu halklarının yanında yer alması ve bu konuda batılı emperyalistlere yardımcı olacak projelerin içinde yer almaması gerekir.
Açıklamanın sonunda Kudüs ve Mescidül Aksa`nın en kısa sürede özgürlüğüne kavuşması temennisinde bulunuldu.
(Şefik Mert - İLKHA)