• DOLAR 34.463
  • EURO 36.573
  • ALTIN 2921.734
  • ...
Çatı Uçmalarına `Yeşil Çatı` İle Çözüm
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İSTANBUL - Yağmur, fırtına, kar yağışı gibi olumsuz hava şartlarından dolayı uçan çatıların mal ve can kaybına sebep olması, inşaat firmalarını yeşil çatıya yöneltti. Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu`da sıkça kullanılan yeşil çatı sisteminde binanın üstü kimyasal maddelerle izole ediliyor. İzoleli beton, yağmur ve kar suyuyla karşı karşıya kalmasına rağmen binayı dış etkilerden koruyor.

Türkiye’de çatı uçmaları özellikle fırtınalı günlerde gündeme geliyor. Zaman zaman can kaybına da yol açan bu olumsuzluğa karşı, inşaat firmaları yeni çözümler arıyor. Bu çözümlerden birisi de Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu`da sıkça kullanılan yeşil çatı sistemi. Yeşil çatı çözümüyle hem olumsuz sonuçların engellenmesi hem de yeni yaşam alanlarının oluşturulması amaçlanıyor.

Klasik çatıya ihtiyaç duymadan, binanın üstünün kimyasal maddelerle izole edilmesi ve bu bu alanın çimen, ağaç ve çiçek gibi bitkilerle yeşillendirilmesiyle oluşan yeşil çatı sistemine olan talep günden güne artıyor. Taleplere cevap vermeye çalıştıklarını belirten inşaat firmaları, bu sistemin hava kirliliğini de önleyerek ekolojik sisteme katkı sağladığını ifade ediyor. Yeşil çatıların, güzel görünümlerinin yanı sıra, güvenli su yalıtım sistemi ve iyi projelendirme ile yapıldığı için, ekonomik açıdan da faydalı olduğu kaydediliyor.

Firmalar, bahçe çatılar diye de adlandırılan bu sistemin, bitki örtüsü ve toprak katmanıyla seste yutuculuk sağladığını, bu özelliğiyle hem dış ortamdaki hem de bina içindeki gürültü seviyesini azalttığını vurguluyor.

Yeşil çatı sisteminin uzmanlarından İnşaat Kontrol Mühendisi Akif Gürsoy Alper, yeşil çatının olumsuz hava şartlardan etkilenmediğini söyledi. Alper, “Olumsuz hava şartlarında, klasik çatılarda uçmalar meydana geliyordu. Can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan bu olaylar insanları üzüyordu. En önemlisi yeşil çatı sisteminde bu gibi olumsuz sonuçlar görülmemekte.” dedi.

Eski sistemin görüntü kirliliği oluşturduğunu anlatan Alper, “Yeşil çatıyla birlikte insanlar için yeni yaşam alanları oluşmuş oluyor. Eski çatılarda toz, pislik gibi olumsuz şeyler söz konusuydu. Yeni sistemde böyle bir şey yok. İnsanların oturup çayını içebileceği, yemeğini yiyebileceği yeni mekânlar oluşuyor.” şeklinde konuştu.

Sistemin Türkiye’ye yeni geldiğini söyleyen Alper, “ Avrupa’da ve Amerika’da hatta Uzak Doğu’da çatı sistemleri tamamıyla bu şekilde düzenlenmiş durumda. Tokyo’da yeni yapılan binaların yüzde 50’si bu sistemle yapılıyor. Türkiye’de de yeni sistem hakkında bilinçlenme meydana geliyor. Müşterilerimizin teklifleri bu yönde artıyor.” ifadelerini kullandı.

Yeşil çatıların 2 türlü olduğunu belirten Alper, sistemi şöyle anlattı: “ Gezilebilen ve gezilemeyen olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Gezilemeyenlerde; tabliye betonun üzerine su izolasyonu yapılıyor. Ayırıcı tabaka, ısı yalıtım levhası, keçe ve mıcır serilerek sistem tamamlanıyor. Gezilebilenlerde ise; betonun üzerine ısı yalıtımı yapılıp üzerine keçe seriliyor. Daha sonra şap betonu atılıp, sırayla su izolasyonu, kök tutucu folyo, drenaj levhası, filtre, keçe ve mıcır seriliyor. Son olarak bitkisel toprak dökülüp, ağaç, çimen veya çiçek ekilebiliyor.”

Yeşil çatının klasik çatılara göre biraz daha pahalı olduğunu ifade eden Alper, “İlk yapımında klasik çatılara nazaran daha pahalı olur ancak ömürlük olduğu için genele yayıldığında daha ekonomik olduğu görülebilir.” dedi.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir