Şubat ayının şehadet ayı olması münasebetiyle Peygamber Sevdalıları Vakfı üyesi, Gaziantep Rahmet İlim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Rahmet-Der) tarafından “Şehitler Gecesi” programı düzenlendi. İslam şehitlerini anmak amacıyla düzenlenen programa Gaziantepliler yoğun ilgi gösterdi.

Kentteki bir düğün salonunda düzenlenen program Hüseyin Yıldırım’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. İslam davası için şehit olmuş şahsiyetleri konu alan sinevizyon gösterimiyle devam eden programın açılış ve selamlama konuşmasını Rahmet-Der Genel Başkanı Adem Kılınç yaptı.

Birçok İslam alimi ve şahsiyetinin şubat ayı içerisinde şehit olduğuna dikkat çeken Kılınç, şehadet ayı olan şubat ayının Müslümanlar için çok önemli bir ay olduğunu belirterek, şehitlerin mesajlarının çok iyi anlaşılması gerektiğini belirtti.

Kılınç, “Şehitlerimiz bizim en değerli kutsallarımız ve daima örnek alacağımız azizlerimizdir. Onların mücadele verdiği, her türlü fedakarlıklarda bulunarak canlarını feda ettiği davaları, bizim de yolumuz ve baş tacımızdır. Şehitlerimizin o mübarek kanları ve aziz bedenleri, ümitsiz kaldığımız zamanlarda karanlıklarda önümüzü aydınlatan bir meşale, kaybolduğumuzda yolumuzu gösteren bir rehber, ümit aşılayan bir deva olacaktır. Onların yaktıkları meşalelerin aydınlığında yürüyor, onların rehberliğinde sahil-i selamete çıkıyor ve onların damarlarımıza zerk ettiği hayallerle ümitleniyoruz.” dedi.

Programa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı-Yazar Mehmet Göktaş, Müslümanların, Allah'ın dini ve kelimesi yücelsin diye canlarını ortaya koyanların örnek alması gerektiğini vurguladı.

“Allah yolunu iyi bilmemiz lazım”

Konuşmasına Tevbe Süresinin 111’inci ayetine atıfta bulunarak başlayan Göktaş, “Cennet karşılığında Allah ile alışveriş yapıyoruz ama gerçekten canımız Allah'a gidiyor mu gitmiyor mu, biz ne yapacağız? Bunu bilmemiz gerekiyor. Bu anlamda önemli olan niyet deyip geçmemeliyiz. Biz Allah yolunda can verdiğimizi sanırız ama canımız Allah’a gitmeyebilir ve Allah korusun yanlış yere gidebilir. Onun için bugün böyle bir problemimiz var. Neresi Allah yolu onu iyi bilmemiz lazım.” dedi.

“İlim adamlarının olmadığı bir yol Allah yolu değildir”

Âlimlerin de aynı zamanda şehadet önderleri olması gerektiğini söyleyen Göktaş, “Allah yolu nasıl bilinir? Allah yolunun içinde ulema olmalıdır. Ulemanın olmadığı ve ulemanın yerine göre toplanıp, karar almadığı ‘işte Allah’ın yolu burasıdır, Allah'ın alışveriş yeri, Allah'ın can aldığı ve cennet verdiği yer burasıdır’ diye net ve berrak bir şekilde açık olmalıdır. Ulemanın olmadığı bir tane de değil, ciddi ilim adamlarının olmadığı bir yol Allah yolu değildir. Hangi yolda olduğumuza emin olmalıyız.” ifadelerini kullandı.

“Şehitlerin kanı İslam davasının yakıtıdır”

“Şehadet çok net ve berrak olmalıdır” diyen Göktaş, “Belki biz bir kısmını bilemeyebiliriz ama yine bizim Rabbimizden bir niyazımız var ve biz şuna da inanıyoruz. Şehitler illaki meşhur olmak zorunda değildir. Biz sadece meşhur olanları öne çıkartmıyoruz. Biz şuna da inanıyoruz. Adı ve şanı hiç duyulmayan sadece ‘bugün şu kadar insan öldü’ denilenlerin içerisinden de bizler şehit çıkacağına inanıyoruz. Özellikle zalimlerin, emperyalistlerin ölüm kustuğu bütün mazlumların da şehit olduğuna inanıyoruz. Hatta yerine göre malı için öldürülen yani malını korurken bile öldürülen bir Müslüman’ın biz şehit olduğuna inanıyoruz. Fakat bizim derdimiz; sadece meşhur olan şehitler değil, İslam davasını sürdürmek için canını verenlerdir. Allah'ın dini, kelimesi yücelsin diye canlarını ortaya koyanları bizler özellikle onları kendimize rehber edinmeliyiz. Onların ölüm, şehadet yollarını iyice araştırmalıyız ve şehadetin nereden geldiğini bilmeliyiz. ‘İşte buradan esirgenmemeli, Allah şu anda bizden can istiyor’ diyebilmeliyiz. Şehadet, şehitlerin kanı İslam davasının yakıtıdır, enerjisidir. Olmadığı zaman biter.” şeklinde konuştu.

İlahi ses sanatçılarının şehadet ve şehit konulu ezgilerini seslendirdiği program, Müslüm Yılmaz'ın yaptığı dua ile sona erdi. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)