• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
ABD emperyalizminin hedefindeki ülke: Venezuela
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Venezuela, Güney Amerika kıtasının kuzey kısmında yer alan, Karayip Denizi ve Atlas Okyanusu’na kıyıları olan, 916 bin 445 kilometrekare yüz ölçüme ve 32 milyon nüfusa sahip bir ülke. Maracaibo Gölü kıyısındaki tahta evlerin oluşturduğu görünümü Venedik’e benzeten İtalyan denizci Amerigo Vespucci, bölgeyi İtalyanca’da "Küçük Venedik" anlamına gelen Veneziola olarak adlandırmış. Veneziola adı zamanla İspanyolca’da Venezuela’ya dönüşmüş.

İspanyollar, 1522’de başlayarak Venezuela’yı sömürge haline getirmiş. 1811’de Francisco de Miranda önderliğinde bağımsızlık mücadelesi başlamışsa da bunun başarıya ulaşması ancak 1821’de Simon Bolivar’ın önderliğinde mümkün olabilmiş. 1821 yılında, Venezuela, Kolombiya, Ekvator ve Panama ile birlikte Büyük Kolombiya Cumhuriyeti adı altında birleşik, bağımsız bir devlet kurulmuş. 1830 yılında Venezuela bu birlikten çıkarak ayrı bir devlet konumuna geçmiş. Bolivar’a duyulan büyük saygı dolayısıyla ülkenin resmi adı Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti olmuş.

Chavez ve Maduro dönemlerinde ABD ile gergin ilişkiler yaşandı

Son yıllarda protesto ve ekonomik sıkıntılarla gündeme gelen Venezuela'nın ABD ile ilişkileri hem bir önceki devlet başkanı Hugo Chavez hem de Nicolas Maduro dönemlerinde gergin seyretti. Zengin petrol rezervlerine sahip ülkede Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya karşı Ulusal Meclis Başkanı muhalif Juan Guaido'nun kendisini devlet başkanı ilan etmesi, ülkede tansiyonu yükseltti. Başta ABD olmak üzere aralarında İngiltere, Almanya ve Fransa'nın da bulunduğu bazı ülkeler, Guaido'yu Devlet Başkanı olarak tanıdı. Peki, Venezuela'da neler oldu, bu sürece nasıl gelindi?

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve SSCB'nin dağılmasıyla birlikte zaferini ilan eden ABD’nin, "tek kutuplu dünya" hayali, geçen 20 yıl içerisinde istediği gibi şekillenmedi. Aradan geçen zaman içerisinde ABD bu hedefinde başarılı olamadığı gibi, Çin ve Rusya, ABD’yi dengeleyecek güçler olarak yükseldi. Yıllar içerisinde Avrupa ve Uzak Doğu’daki müttefiklerinin de ABD'ye olan güvenlerini kaybettikleri görüldü.

Çin’in Afrika ve Latin Amerika’daki ekonomik yayılmacılığı, Rusya’nın Gürcistan, Ukrayna ve Suriye’de kaybettiği mevzileri geri alması ABD’yi rahatsız eden gelişmeler olarak ortaya çıktı. Çin ve Rusya’nın Chavez ve Maduro dönemlerinde ABD ile yaşadıkları gerginliği fırsata dönüştürerek Venezuela’daki ekonomik ve askerî varlıklarını artırması, bu bölgeyi kendi arka bahçesi olarak gören Washington için kabul edilemez bir durum olarak ortaya çıktı.

Hugo Chavez'in halkçı politikaları ABD'nin tepkisine neden oldu

Halkçı politikaları benimseyen Hugo Chavez'in 1999'da devlet başkanı olmasından sonra ABD ile Venezuela ilişkileri gerilmeye başladı. Küba'ya petrol satılması, İran ile iyi ilişkiler kurulması, Rusya'dan silah alınması, enerji ve telekomünikasyon şirketlerinin kamulaştırılması, ABD yönetimlerinin tepkisini çekti.

Chavez'in 2013'te hayatını kaybetmesinden sonra Nisan 2013'te yapılan seçimlerde, eski liderin kendine özgü devrimini devam ettireceği sözünü veren Nicolas Maduro, oyların yüzde 50,8'ini alarak yeni devlet başkanı oldu. Maduro döneminde de Venezuela-ABD ilişkileri gergin seyretti. Hem Barack Obama hem de Donald Trump yönetimleri Maduro ve birçok Venezuelalı yetkiliye yaptırımlar uyguladı.

Venezuela dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip

Venezuela, dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip ülkesi konumunda bulunuyor. 2016 sonu itibariyle dünyada varlığı kanıtlanmış ham petrol rezervi 1,7 trilyon varil olarak hesaplandı. Bunun yüzde 17,6’sı yani 301 milyar varillik bölümü Venezuela’da bulunuyor. İkinci Suudi Arabistan’da 266,5 üçüncü Kanada’da 171,5 milyar varil ham petrol rezervi bulunuyor. Venezuela, dünyada doğalgaz rezervleri açısından yine yaklaşık 7 trilyon metreküp rezerviyle ilk yedi ülke arasında yer alıyor.

Venezuela ekonomisi, özellikle 2014'ten itibaren petrol fiyatlarının gerilemesiyle sıkıntıya girdi. İhracat gelirinin yüzde 95'ini petrol satışlarından elde eden Venezuela, petrol gelirlerinin düşmesiyle ithalatta da sıkıntıya düştü. Yaşanan süreçte mal kıtlığı nedeniyle fiyatlarda yükselmeler yaşandı. Yüksek enflasyonun yaşandığı Venezuela’da para birimi Bolivar aşırı değer kaybına uğradı.

Petrol gelirlerinin azalmasıyla kamu borcu, kur artışı ve bunu tetikleyen fiyat artışları, milyonlarla hesaplanan enflasyon rakamları, halkın yaşam koşullarını zorlaştırdı. Artan fiyatlar nedeniyle nakitle ödeme yapmak zorlaştı. Venezuela, para birimi yüksek enflasyon nedeniyle 5 sıfır attı ve yeni para biriminin ismini “Egemen Bolivar “olarak değiştirdi. Bunun yanında petrol fiyatına bağlı olan milli kripto para olan Petro’yu hayata geçirdi. Venezuela’da 2012’de 11 bin dolar seviyesine ulaşan kişi başı milli gelir, petrol fiyatlarında hızlı bir düşüşün yaşandığı 2014’te 7 bin dolara kadar geriledi. 2018’de ise 3 bin 600 dolara kadar düştü. 2013’ten 2017 yılına kadar yüzde 30 küçülen ülke ekonomisinin kamu borçlarında da artış yaşandı.

2014'te güvenlik sorunları gerekçesiyle protesto gösterileri başladı

2014'te Venezuela’nın batısındaki Tachira ve Merida eyaletlerinde güvenlik sorunları gerekçesiyle protesto gösterileri başladı. Gösteriler kısa sürede başkent Caracas'a sıçradı. Söz konusu gösterilere muhalefet partileri de destek verdi. Protestolar zamanla hükümet karşıtı gösterilere dönüştü. Bu protesto gösterilerinden sonra Maduro, muhalif lider Leopoldo Lopez'i ev hapsine aldı.

Ülkedeki ekonomik durumu gerekçe gösteren muhalefet, Eylül 2016'da da gösteriler düzenledi. Maduro'yu ekonomik krizden sorumlu tutan göstericiler devlet başkanının görevi bırakmasını istedi. Venezuela, 2017'nin nisan ve haziran aylarında da gösterilere sahne oldu. Gösterilerde yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. Maduro, muhaliflerin eline geçen Ulusal Meclis'in yetkilerini Anayasa Mahkemesi'ne devredip muhalifleri devre dışı bıraktı.

ABD, Venezuela’da Washington yanlısı bir iktidar için düğmeye bastı

ABD, Venezuela’da Amerikan karşıtı Maduro’nun devrilip yerine Amerikan yanlısı bir iktidarın getirilmesi için düğmeye bastı. Her zaman olduğu gibi, aslında Çin ve Rusya ile yaşanan küresel rekabetin bir ayağı olan bu mücadelede atılan adımlar demokrasi ve insan hakları söylemleriyle maskelendi. ABD kendisini, demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin yılmaz savunucusu, Venezuela’yı da bu değerlerden mahrum etmemek adına harekete geçtiğini göstermeye çalıştı. Güya Venezuela’nın dünyanın en büyük petrol rezervine sahip ülke olmasının kendileri için hiçbir önemi yoktu, önemli olan Venezuela halkının huzuru, refahı, özgürlüğü ve mutluluğuydu.

Maduro'ya saldırı

Venezuela Devlet Başkanı Maduro'ya 5 Ağustos 2018 tarihinde bir törende konuşma yaptığı sırada bomba yüklü drone ile saldırı düzenlenmiş, Maduro saldırıdan yara almadan kurtulmuştu.

Maduro, 7 askerin yaralandığı suikast girişiminin ardından yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında "Bu, beni öldürme girişimiydi" ifadesini kullanmış ve saldırının Kolombiya ve ABD içindeki bazı unsurlar tarafından gerçekleştirildiğini açıklamıştı.

Trump yönetimi yetkililerinin 2017 sonbaharından itibaren birçok kez Venezuela muhalefetiyle gizlice görüştüğü, ordudaki bazı eski komutanlarla "darbe" konusunu ele aldıkları ortaya çıktı. Bu kapsamda önce Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido kendisini “geçici devlet başkanı” ilan etti. Amerika kıtasındaki ülkelerden ABD, Kanada, Kolombiya, Peru, Ekvador, Paraguay, Brezilya, Şili, Panama, Arjantin, Kosta Rika ve Guatemala, Guaido'nun geçici başkanlığını açıkça destek verdi. Bolivya ve Meksika ise Maduro hükümetine desteğini sürdürdü.

Venezuela'nın ABD'deki 7 milyar dolarlık mal varlığı donduruldu

ABD'nin ardından AB üyesi İspanya, İngiltere, İsveç, Danimarka, Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya, Letonya, Litvanya, Estonya, Çekya, Finlandiya, Lüksemburg, Portekiz, Macaristan, Belçika, Hırvatistan, Polonya, Bulgaristan ve Malta da Guaido'yu "geçici devlet başkanı" olarak resmen tanıdı.

Abhazya (BM tarafından tanınmıyor), Belarus, Bolivya, Çin, Dominik, El Salvador, Ekvator Ginesi, Filistin, Güney Afrika, Güney Osetya (BM tarafından tanınmıyor), İran, Kamboçya, Kuzey Kore, Küba, Laos, Nikaragua, Rusya, Saint Kitts ve Nevis, Saint Vincent ve Grenadinler, Surinam, Suriye rejimi, Trinidad Tobago ve Türkiye de Maduro'yu destekliyor.

Yaşanan bu gelişmeler üzerine Devlet Başkanı Maduro, ABD ile diplomatik ilişkileri bitirme kararı verdiklerini açıkladı ve Venezela’daki ABD’li diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 72 saat verdiğini duyurdu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Maduro yönetimini meşru görmediklerini, bu yüzden Maduro’nun Amerikalı diplomatlara ülkeyi terk etmeleri talimatına uymayacaklarını duyurdu.

Trump yönetimi Venezuela'da kendi kendini başkan ilan eden Juan Guaido'yı açıkça destekleyerek rejim değişikliği ajandasını devreye sokarken, devlete ait petrol şirketi PDVSA'ya yaptırım uygulamaya başladı, ABD'deki yaklaşık 7 milyar dolarlık mal varlığı da donduruldu. Washington, petrol gelirlerini de seçilmiş Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu "gayrı meşru" ilan ederek devirmeye çalışan muhalefetin kontrolüne verdi.

Trump: Venezuela'ya asker göndermek "seçeneklerden biri"

ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela'ya asker göndermeyi "seçeneklerden biri" olarak gördüğünü söyledi.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton da askeri seçenekleri masada tuttuklarının altını çizerken Maduro'nun gitmesinin ABD petrol şirketlerinin çıkarına olacağını belirtti. Bolton, yaptığı açıklamada, Venezuela ordusundaki yüksek rütbeli komutanlara çağrıda bulunarak "Şimdi Venezuela halkının yanında yer alma zamanıdır. Venezuela için anayasayı ve demokrasiyi korumak sizlerin sorumluluğu ve hakkıdır." ifadelerini kullandı.

Siyasi ve ekonomik krizdeki Venezuela'da ise ordu, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun katıldığı törenle askeri bir tatbikata başladı. Miranda eyaletinde bulunan Guaicaipuro Askeri Üssü'nde yapılan törene, kara ve hava birliklerinin komutanlarının yanı sıra Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez de katıldı.

Maduro: Trump da dışarı, tehditleri de dışarı

Latin Amerika'da İspanyol yönetimine karşı bağımsızlık hareketine liderlik eden Simon Bolivar'ın Angostura Konuşması'nın 200'üncü yıl dönümünde başlatılan tatbikat öncesinde düzenlenen törende konuşan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro "İşte silahlı kuvvetler burada, 200 yıldır istikbali için savaşan bir vatanın onurunu ve haysiyetini savunan insanlar burada. Donald Trump da dışarı, tehditleri de dışarı." dedi.

Tarihinin en ciddi siyasi krizini yaşayan Venezuela'da hükümet ve muhalefet yanlıları gösteriler düzenlemeye devam ediyor. (İLKHA)

















Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir