`Adana Polisi Bunu Hep Yapıyor`
Anadolu Der Genel Sekreteri İsa Emre, dernek müdavimlerine yönelik yapılan baskıların ilk olmadığını, Adana polisinin bunu hep yaptığını ifade ederek "ama artık yeter! Hukuki yollarla hakkımızı sonuna kadar arayacağız" dedi.
ADANA - Yüreğir ilçesinde faaliyet gösteren Anadolu Der`e giden gençlerin evlerine polisler giderek baskı yapmasına tepkiler gelmeye devam ediyor. Kendilerini rahatsız eden polisler hakkında suç duyurusunda bulunan gençlere bu kez de "şikâyetini geri al" baskısı yapıldığı ortaya çıktı.
Anadolu Der Genel Sekreteri İsa Emre, İlke Haber Ajansı`na yaptığı açıklamada, polislerin üye ve gönüllülerinin evlerine giderek baskı yapma olayının ilk olmadığını söyledi. Emre, "Daha öncede başka kardeşlerimizin evlerine böyle uygunsuz bir şekilde baskın yapmışlardı. Kardeşlerimizin bu olayı mahkemeye taşımasıyla farklı bir mecraya sürüklemişti. Polisler bu durumdan tedirgin olmuş olacak ki evlerine uzun namlulu silahlarla giderek bu davadan vazgeçmeleri hususunda baskı yapmışlar ve Serhat Yaşin adlı dernek müdavimi bir gencimize babası ve amcasının da baskısıyla eline tutuşturdukları ve içeriğini bilmediği bir kâğıt imzalatmışlardır" dedi.
Polislerin bu yaptıklarını anlamakta güçlük çektiğini söyleyen Emre, " çevremize baktığımızda evlerine gidilecek ve ebeveyniyle görüşülüp nasihat edilecek birçok genç var. Köşe başlarında esrar satan ve içen birçok genç var, bu gençlerin evine kimse gidiyor mu diye sorarsak zannetmiyorum. O gençleri bu kötü alışkanlıklara sevk edenlerin bulunup cezalandırıldıklarını da duymadık şimdiye kadar. Demek bizim gençlerimiz esrar satanlardan, çete işlerine bulaşanlardan daha tehlikeli addedilmiş ki, tehlike sıralamasında en üst sıraya konulmuş. Bu da kırmızı kitap diye bilinen ve irticanın tehlike olarak algılandığı maddenin artık değiştirildiği söyleminin, laftan öteye geçmediğinin bir kanıtıdır" şeklinde konuştu.
Anadolu Der`in 2008 yılında kurulduğunu hatırlatan Emre, "Kurulduğumuz günden bu yana haftalık kültürel dersler, sohbetler yapıyoruz ve 100`ün üzerinde katılım oluyor. Tabi bu katılım birilerini ürkütmekte ve bu sayı onları korkutmuş olacak ki, değişik zamanlarda üye ve gönüllülerimize çeşitli komplo ve baskılar yapılmakta. Oysa derneğimizi çevremize sorduklarında güzellikten başka bir şey duymayacaklardır. 100`lerce aileye yardım ulaşmasına ya doğrudan vesile olduk ya da koordinasyon içinde çalıştığımız derneklerin bu yardımları götürmesine aracı olduk. Böyle güzel çalışmalar yapan derneğimizin bunları hak etmediğini düşünüyoruz. Ne yapalım yani bu dernekleri kapatalım gençlerimiz köşe başlarına mı düşsün. Sanırım rejim tek tip vatandaşlıktan sonra tek tipte vatandaşlık istiyor" dedi.
Hukuki olarak her yolu kullanmaya devam edeceklerini belirten Emre, "Daha öncede belirttiğimiz gibi bu kardeşlerimize yapılan hukuksuzluk ilk değil. Bizlerde ilk defa şikayetçi olduk, belki bu güne kadar şikayetçi olmamamız polisleri cesaretlendirdi ve bu tür hukuksuz faaliyetlerinde şevke getirdi. Ama artık yeter diyoruz ve açtığımız davayı sonuna kadar götüreceğiz. Polisler de bunun ciddiyetini anlamış olacak ki kardeşlerimizin avukatlarını arayarak, pişman olduklarını bir daha kimsenin evine gitmeyeceklerini ve davayı geri çekmelerini istemiş. Bizler bu dava nereye kadar giderse gitsin peşini bırakmayacağız" dedi.
Anadolu Der Genel Sekreteri İsa Emre, İlke Haber Ajansı`na yaptığı açıklamada, polislerin üye ve gönüllülerinin evlerine giderek baskı yapma olayının ilk olmadığını söyledi. Emre, "Daha öncede başka kardeşlerimizin evlerine böyle uygunsuz bir şekilde baskın yapmışlardı. Kardeşlerimizin bu olayı mahkemeye taşımasıyla farklı bir mecraya sürüklemişti. Polisler bu durumdan tedirgin olmuş olacak ki evlerine uzun namlulu silahlarla giderek bu davadan vazgeçmeleri hususunda baskı yapmışlar ve Serhat Yaşin adlı dernek müdavimi bir gencimize babası ve amcasının da baskısıyla eline tutuşturdukları ve içeriğini bilmediği bir kâğıt imzalatmışlardır" dedi.
Polislerin bu yaptıklarını anlamakta güçlük çektiğini söyleyen Emre, " çevremize baktığımızda evlerine gidilecek ve ebeveyniyle görüşülüp nasihat edilecek birçok genç var. Köşe başlarında esrar satan ve içen birçok genç var, bu gençlerin evine kimse gidiyor mu diye sorarsak zannetmiyorum. O gençleri bu kötü alışkanlıklara sevk edenlerin bulunup cezalandırıldıklarını da duymadık şimdiye kadar. Demek bizim gençlerimiz esrar satanlardan, çete işlerine bulaşanlardan daha tehlikeli addedilmiş ki, tehlike sıralamasında en üst sıraya konulmuş. Bu da kırmızı kitap diye bilinen ve irticanın tehlike olarak algılandığı maddenin artık değiştirildiği söyleminin, laftan öteye geçmediğinin bir kanıtıdır" şeklinde konuştu.
Anadolu Der`in 2008 yılında kurulduğunu hatırlatan Emre, "Kurulduğumuz günden bu yana haftalık kültürel dersler, sohbetler yapıyoruz ve 100`ün üzerinde katılım oluyor. Tabi bu katılım birilerini ürkütmekte ve bu sayı onları korkutmuş olacak ki, değişik zamanlarda üye ve gönüllülerimize çeşitli komplo ve baskılar yapılmakta. Oysa derneğimizi çevremize sorduklarında güzellikten başka bir şey duymayacaklardır. 100`lerce aileye yardım ulaşmasına ya doğrudan vesile olduk ya da koordinasyon içinde çalıştığımız derneklerin bu yardımları götürmesine aracı olduk. Böyle güzel çalışmalar yapan derneğimizin bunları hak etmediğini düşünüyoruz. Ne yapalım yani bu dernekleri kapatalım gençlerimiz köşe başlarına mı düşsün. Sanırım rejim tek tip vatandaşlıktan sonra tek tipte vatandaşlık istiyor" dedi.
Hukuki olarak her yolu kullanmaya devam edeceklerini belirten Emre, "Daha öncede belirttiğimiz gibi bu kardeşlerimize yapılan hukuksuzluk ilk değil. Bizlerde ilk defa şikayetçi olduk, belki bu güne kadar şikayetçi olmamamız polisleri cesaretlendirdi ve bu tür hukuksuz faaliyetlerinde şevke getirdi. Ama artık yeter diyoruz ve açtığımız davayı sonuna kadar götüreceğiz. Polisler de bunun ciddiyetini anlamış olacak ki kardeşlerimizin avukatlarını arayarak, pişman olduklarını bir daha kimsenin evine gitmeyeceklerini ve davayı geri çekmelerini istemiş. Bizler bu dava nereye kadar giderse gitsin peşini bırakmayacağız" dedi.
(Mustafa Çiçek-İLKHA)