• DOLAR 32.34
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2393.529
  • ...
Hidayet ve İstikamet Dersleri-1
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

“Çok konuşma! Çünkü çok konuşmanın çoğu senlik, benlik davasıdır.” Ya da adam alt etme davasıdır. Hiçbir gerçek akıllı, çok konuşmamıştır. Çünkü söz uzayınca artık muhatabını iknadan ziyade:  “Bakın ben bilgiliyim, ben seni alt ettim…” davası vardır. İknada çok konuşma değil, az ve öz konuşma erdemdir. 

“Zahire tapanların kıblesi, kadın yüzüdür.” Bu kıblede zahirden yani görüntüden başka ne var? Sen şehvet ve arzularına aşk adını vermişsin hâlbuki şehvetten aşka giden yol çok uzundur. Aslında senin yaptığına geçici heves yâ da gönül eğlendirme, derler. Aşk ise çok ağırdır. Denizin en altına kadar yol alır, ateşin en hararetli noktasına kadar gider. Sonra mı? Sonrasında âşık insan, aşka yani Allah’a âşık olur. Çünkü aşk duygusunu veren O, sana bu duyguyu tattıran O’dur.  Şehvet ve arzular, birer basamaktırlar. Basamaklar basmak içindir, oturup üstlerinde kalmak için değildir.

Bir gün Abdulkadir-i Geylani, gönlünde: “Ey kulum Abdulkadir! Artık sen namaz kılma, zekât verme, oruç tutma. Çünkü seni bu işlerden kurtardım.” sesini işitti ve hemen; “Ey lâin defol git” dedi. Şeytan, “Ey Abdulkadir, sen benim olduğumu nasıl anladın?” Abdulkadir, “Beni ibadetten alıkoyan sesin senden başkası olmayacağını anladım; çünkü ben değil, peygamberler dahi ibadetten affedilmiş, alıkonmuş değildir.” Şu halde ey nefis senin içindeki ibadetleri değersiz gören küçümseyen şu şeytan fısıltılarına ne demeli? Sen niçin bunların kime ait olduklarını sorgulamıyorsun?

“Ey nefsim, nimetler çoğaldı, fakat şükrümüz nerede? Eğer sendeki şükretmek gücü uyudu ise zorla uyandır onu.” Gerçi herkes uyanır ama, bu uyanma cehennem vadilerinde olmasın.

Ey nefis, senin öfke ateşin bu dünyada insan yakardı, diğer tarafta da seni yakar. Ey gönül kıran! Kırdığın gönüller sayısınca ateş de seni yakar. Hiddet anında ağzından zehirli sözler kusardın. Orda yılanlar ve akrepler sana zehir kusarlar.

Hamamlarda nefes almak çok güçtür, harareti seni bunaltır, zor nefes alırsın. Hamam geniş de olsa, dar da olsa bu böyledir. Dünya da bir hamamdır, o halde dünyanın genişliğinden sana ne, sen buradan hayırlısıyla kurtulmaya bak. 

“Üzüntünün kaynağı bir şeyler istemendir. Bir şeyler istemezsen üzüntün de olmaz.” Az üzülmek isteyen nefsim, sana güzel bir yol: dünyaya ait yükünü hafiflet. Yani mal, makam, çokça yemek ve içmek gibi yüklerinin çoğunu at. Bak işte o zaman selamete erer, yükün hafifler ve kendini iyi hissedersin. Ey nefis! Çok canın sıkılıyor, daralıyorsun, sebebi senin günahlarındır. Çünkü her günah; vicdan azabı ve huzursuzluk, her günah; gemiyi delen birer mızraktır.

“Sen, eğer içindeki domuzdan bihabersen yol eri değilsin.” Seninle bir yere gidilmez, sana arkadaş olunmaz. Kendinden haberi olmayandan, nasıl yol arkadaşı olunur? Kendini bilmeyen, nasıl seni bilir? İçindeki kötülük tohumlarının farkına varmayan kişinin, hali nicedir?

“Dert sahibi olmadıkça yiğitlerin safında er sayılmazsın.” Dert çekmeyen bir kadınla izdivaç edilmez. Dert ehli olmayan nefisler, savaşta savaşmak için değil, kaçmak için vardırlar. Hüzünlü ol, gönlü yaralı ol ve dertli ol. Çünkü zevk ehli bir kişinin, İslam için uğraşan insanlar arasında olması, fıtrata terstir...

(Devam edecek)

Bu haberler de ilginizi çekebilir