• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Hangi Mesleği Seçelim
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Bir meslek seçmeden önce meslek karşısındaki konumumuzu bilmek durumundayız.

Biz, bir mesleğin adamı mı olacağız? Yoksa bir mesleği İslam için, insanlık için adam mı edeceğiz?

Niyetimiz, bir mesleğe “adapte” olup onun içinde tükenmek midir? Yoksa bir mesleğin bütün imkânlarını İslam’ın, insanlığın hizmetine sunmak mıdır?

Biz, mesleğimizi belirlerken sadece bir meslek sahibi olmayı mı dikkate alacağız? Yani araçsallaşmayı mı kabul edeceğiz, “Fenabimmeslek” olacağız? Karnımızı doyurmak koşuluyla insanlığımızdan vaz mı geçeceğiz? Yoksa hangi meslek olursa olsun helal olduktan sonra biz onda “insan” kalıp onu İslam’ın, dolayısıyla insanlığın hizmetinde bir araç olarak mı değerlendireceğiz?

Bu noktadaki konumumuzu belirledikten sonra şunları bilmekte ve dikkate almakta yarar var:
Meslekler vardır, ekonomik değeri az ama toplum önderliği ön plandadır. Örneğin ilahiyat böyle bir alandır. Bu alanın değeri asla ekonomik yanıyla belirlenemez. Tercih yapılırken onun manevi değeri esas alınır. O değer, gözardı edilemez, parayla ölçülemez.

Meslekler vardır, sizi toplumun içinde tutar; onların sizi toplum içinde tutması başlı başına bir değerdir. Örneğin öğretmenlik böyle bir meslektir. Öğretmenilği tercih ederken bu değeri göz önünde bulundurmak zorundayız.

Meslekler vardır, size topluma yön verme, bir tür toplum mühendisliği yapma imkânı verir. Modern devletlere bakıldığında bu mühendisilğin şu meslek sahiplerince görüldüğü izlenmektedir.

1.Askerler

2.Edebiyatçılar-gazeteciler

3.(Son 50-60 yılda güçlü bir sınıf olarak) Hukukçular

4.(Yine son dönemde) Sosyologlar-psikologlar

5.(Bütün dünya tarihinde olduğ gibi) Din adamları.

Bu tablo, bir gerçek olmakla birlikte sabit değildir. Hem modernist sınıf hem onlara karşı konumlanan Müslümanlar açısından sabit değildir. Biz, Müslümanların tarafına bakalım: İmam Hasan El-Benna öğretmendir, Seyyid Kutup sosyologdur, Abdulkadir Udeh ve Aliya İzzetbegoviç hukukçudurlar; Üstad Mevdudî, Bediüzzaman ve daha nice ümmet önderi İslamî ilimleri (medresede) okumuş şahsiyetlerdir.

Türkiye’nin modernizminde ise “Tıbbiye” sınıfı olarak doktorlar, askerlerin yanında (özellikle Osmanlı’nın son sürecinde) en önemli sınıfı teşkil eder. “Sayısal” diye bilinen bir meslek o yıllarda en sosyal meslek oluverir. Yine Türkiye’nin yakın döneminde etkili olan isimlerden Necmettin Erbakan ve yakın ekibi neredeyse hepsi mühendistir. Mehmed Zahid Kotku’nun yetiştirdiği o mühendisler, siyasete atılarak sayısal bir mesleği sosyal ve siyasi alana taşıdılar.

Neticede, biz irademizi koruduktan sonra, biz bir araca dönüşmeyi kabullenmedikten sonra her meslek, helal olan her meslek; yeteneğimizle, cinsiyetimizle (erkek-kadın) uyumlu olan her meslek istifade edilebilir bir alandır. Biz, irademizi öz ellerimizle katletsek, yüce Allah’ın bize verdiği bu en değerli nimeti bir kenara atıp bir “yük taşıtına” dönüşsek en değerli meslekte olsak bile sadece birer nesne oluruz. En değerli eşya insan olmanın karşısında ne kadar değerliyse o kadar değerli bir nesne...

Pratik bilgi açısından meslek seçiminde “Eğitim-Sağlık-Güvenlik” ve zulmün çok olduğu yerde “Hukuk” vazgeçilmezdir, derler.

Bütün bunların ışığında tercih sizindir; siz bir meslekten öte kendinizi seçeceksiniz... Buyrun kendinizi seçiniz...
Allah (cc) yardımcınız olsun.
Abdulkadir Turan / doğruhaber / rehberlik
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir