Bu heyecan dolu dönemi yaşayan gençlik, farkında olmadan kendini kullandırtabiliyor.
Birileri gençleri gerçek değerlerinden uzaklaştırıp kendi ideolojilerini onların değeriymiş gibi onlara lanse ediyor. Gözlerini dünya metalarıyla doldurup zevk ve sefaya meylettirerek dünyaya geliş amaçlarını onlara unutturuyor, gençliğin tüm potansiyelinden yararlanmayı daha kolay hale getiriyorlar.
 

Bunu yapmanın yolu soru sorulmasını engellemek ve onların yerine düşünmekten geçiyor. Zihni başkasına bağlı bir gençlik yetiştirmek, bir ordu yetiştirmek gibi... Yapmak istediğini senin yerine yapan birçok kişi oluyor; senin sadece onların yerine düşünmen yeterli!
 

Etrafımıza baktığımızda maalesef bunu çok iyi yapan gruplarla karşı karşıya kalıyoruz. Daha en başından “onların yerine düşünüp onlar düşünüyormuş gibi göstererek” düzenini kurmuş birileri tarafından kandırılmış bir gençlik görüyoruz. Amaçlarının ne olduğunu bilmeden, kimin için çalıştığını sorgulamadan yetişmiş ve bu konuda asla başka fikirleri kabul etmeyen yolculuğunun sonunu düşünmeyen gençler sarmış etrafımızı. Onlara “Vur” dediklerinde vuruyorlar, “İsyan et” dediklerinde isyan ediyorlar. Neden diye sormak yok; çünkü dava bu. Peki, ne bu dava? Benim davam bu mu gerçekten? Neydi ki benim davam? Başkalarına oyuncak olmak mı? Irkçılık kavgalarına tutuşup üstünlük davası gütmek mi? Rabbime isyan etmek mi? Benim davam bunlar olamaz!
 

Evet gençlik! Enerjini boş yerlere harcamak sana yakışmaz. Hiçbir akıl sahibi başkasının aklını rehber edinmemiş ki sen rehber edinesin. En büyük amacının Allah’a kul olmak gerektiğini unuttuğunda geliyor başına tüm bunlar. Amacın, zevkinin esiri değil efendisi olmak; başkasının iradesiz oyuncağı değil, Rabbinin hür bir kulu olmak! Biraz tefekkür et! Pişmanlıklar sarmadan tüm hücrelerini, şansın çokken ve vaktin varken kendini esir olmaktan, kullanılmaktan, göçük altında kalmaktan kurtar. Silkelen ve Rabbine dön...
 

Haftanın Yazısı - Meryem Aslan / Batman - Yaş: 19