ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çok yakında başlayacak olan dev kentsel dönüşüm projesinde belediyelerle birlikte hareket edecek. TBMM'de görüşülmesine devam edilen "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Hakkında Kanun Tasarısı" ile birlikte belediyelere her türlü ödenek aktarımı, teknik ve mali destek sağlanacak. Yasayla birlikte mahalli idareler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde dönüşümde söz sahibi olacak.

Olası bir depremde çok büyük can ve mal kaybına sebep olacağı kesin olan riskli alanların ve yeni rezerv alanların belirlenmesinde Mahalli İdarelerin görüşleri alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde belirlenecek. Mahalli idareler dönüşümün yapılacak alanların belirlenmesinde bakanlığa görüşlerini bildirecek.

Riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında Hazine'nin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlardan kamu idareleri mülkiyetinde olanlar veya tahsisli olanlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca belediyelere devredilebilecek. Meclis'te görüşülmekte olan kanun tasarısı ile birlikte; yeni kentsel dönüşümün oluşumu aşamasında anlaşma sağlanamayan maliklerin payları, Bakanlıkça rayiç bedelleri üzerinden satın alınarak tapuda Hazine adına re'sen tescil edilecek ve bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere Mahalli İdareye devredilebilecek.

Ayrıca dönüştürmeye tâbi tutulan taşınmazların, üzerindeki köhnemiş yapılar da dâhil olmak üzere, muhdesâtı ile birlikte değer tespiti işlemleri ve dönüşüm ile ortaya çıkacak taşınmazların değerlemeleri, mahalli idarelerce yapılabilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar "Şehircilik anlamında yeni kentsel tasarımların oluşturulmasında gerekli cins değişikliği, tevhit ve ifraz işlemlerini Mahalli İdarelerimiz re'sen yapabilecek veya yaptırabilecek" dedi.

Bakan Erdoğan Bayraktar, "Bakanlığımız koordinasyonunda belediyelerimizle işbirliği yapılarak ve idari yetkiler verilerek tüm iş ve işlemlerin yürütüleceğini belirterek, Belediyelere her türlü ödenek aktarımı, teknik ve mali destek sağlanacaktır" dedi. (Ayetullah Turgut - İLKHA)