• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...
Çocuğunu öldüren HAYVANSEVERMİŞ!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MEHMET ŞAKİR DİREKÇİ- DOĞRUHABER

İstanbul Kadıköy`de yaşayan 28 yaşındaki F.D. isimli kadın, iddiaya göre evlilik dışı ilişkisinden hamile kaldı. Genç kadın, çevresindekilerden hamile olduğunu gizledi. Karnının büyümesini "Kilo aldım." diyerek açıklayan kadın, "Hamile misin?" sorularına da "Kist ameliyatı olduğum için çocuk sahibi olamıyorum." dedi. Israrla hastaneye gitmeyen F.D.`yi, halsiz düşmesi üzerine komşusu hastaneye götürdü. Yapılan muayene sonucunda çocuk doğurduğu tespit edildi, ancak kadın bu durumu yine kabul etmedi. Gerçek ise komşusunun evine gitmesiyle ortaya çıktı. Kadın, evde temizlik yaptığı sırada temizlik kovası içinde havluya sarılı bebek cesedi buldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında alınan rapora göre, ceset çürüdüğü için değerlendirme yapılamadığından, bebeğin kesin ölüm sebebi tespit edilemedi. Gayri meşru yoldan çocuk sahibi olan ve çocuğunu öldürdüğü iddia edilen kadının savunması ise duyanları hayrete düşürdü. F.D., “Ben yıllarca hayvan hakları savunuculuğu yaptım. Hayvansever bir insanım. Evde 4 tane kedim var. Kedilerime gayet iyi bakıyorum. Hamile olduğumu anlamadım. Bu nedenle doktora gitmedim.” dedi.

“NAMUS, İFFET, HAYÂ KAVRAMLARI ÖZGÜRLÜK YALANI İLE KADINLARIN HAYATINDAN ÇIKARTILIYOR”

Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan TESSEP GeneL Koordinatörü Aynur Sülün, “Annelik duygusu kadının tabiatında bulunan en derin, içten, samimi bir duygudur. Nasıl oluyor da bu duygu köreltiliyor, bir kadın kendi evladını öldürecek kadar canileşebiliyor, şefkatini ve merhametini kaybedebiliyor? Bu tür haberleri bir türlü sindiremiyoruz. Bunun en büyük nedeni kadın erkek arasında yaşanan serbest ilişkiler, namus, iffet, hayâ kavramlarının özgürlük yalanı ile kadınların hayatından çıkartılmasıdır. Kadınların en büyük düşmanı feministler, eşitlik başlığıyla kadınlardaki bu duyguları köreltiyor ve anneliği gözünden düşürüyor. Toplumu kadınıyla erkeğiyle zinaya ve zinanın en beteri olan sapkınlığa davet ediyor. Zinanın sonuçlarından bir tanesi ya anneleri tarafından öldürülen ya da sokağa terk edilen çocuklardır. Batılı ülkelerde yetimhaneler kim olduğunu, hangi soya mensup olduğunu bilmeyen; aidiyet duyguları tatmin edilmemiş çocuklarla dolu. Batının sonunu potansiyel bir suç makinasına dönüşen bu çocuklar getirecek. İçimizdeki batıcıların dayatmalarıyla ülkemizde zina serbest oldu, aşama aşama biz de aynı duruma doğru sürükleniyoruz. Onun için bir an önce bir insanlık suçu olan zinanın yasaklanması gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

ACİL ÖNLEM ALINMALI, KANUNLARIMIZ FEMİNİZM ANLAYIŞINDAN TEMİZLENMELİDİR

İslam`ın zinayı yasaklayarak insan neslini iki şekilde emniyete aldığına dikkat çeken Sülün şunları söyledi; “Birincisi çocuklar anne-babanın ortak fedakârlığı ile aile ocağında yetişmiş olur. Ancak aile ocağında anne ve babanın sahiplendiği çocuklar ruhsal gelişimini tamamlar. Zina eden kadınla erkek çocuklarını sahiplenmek istemiyorlar. Onlar için çocuk tam bir baş belası. Çünkü onların arasındaki bağ, ahlaki temeller üzerine oturmuş bir aile bağı değil; şehvani, kaçamak, geçici bir bağ. Ayrıca insanda aidiyet hissi vardır. Bunu tatmayan çocuklarda bağımlılık ve suç oranları diğerlerine göre çok daha fazla oluyor.  Zinanın bir topluma vereceği zararlar bir toplumun geleceğini etkiyecek kadar vahimdir. Acil önlem alınmalı, kanunlarımız feminizmin anlayışından temizlenmelidir.”

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir