• DOLAR 32.443
  • EURO 34.744
  • ALTIN 2442.068
  • ...
Eğitim-Bir-Sen`den Basın Açıklaması
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Son günlerde doktorları, öğretmenleri hedef alan darp ve yaralama hadiselerinin art, arda gelmesi, Sakarya’da biröğretmenin servis şoförlerince dövülmesi, Rize’de bir okul müdürünün hem de makamındaokul dışından gelen gençler tarafından darp edilmesi, Kütahya’da biröğretmeninin öğrencisi tarafından kalbinden bıçaklaması, Adana’da biröğretmenin baba ve oğul tarafından kolunun kırılması, İstanbul Esenyurt’ta biröğretmenin öğrencisi tarafından bıçaklı saldırıya uğraması, Eskişehir`de biröğretmenin öğrenci velisi ve yakınları tarafından dövülmesi ve yine MuğlaMilas’ta bir öğretmenin bir veli tarafından sınıfta öğrencilerinin huzurunda tartaklanması bu menfur eylemlerin tüm yurt sathına adım, adım yayılacağının ayak sesleridir.

Elbette eğitim tarihimiz içinde görev alan Milli Eğitim Bakanlarımızın zaman zaman yaptıkları açıklamalarla eğitimcamiasını üzen ifadeleri olmuştur. Ancak Mevcut bakanımız Ömer Dinçer kadareğitim öğretim camiasını aşağılayarak huzursuz eden moral ve motivasyonunubozan bir başka bakan daha gelmemiştir.

Sayın Bakanımızın Göreve geldiği günden beri öğretmen ve okul yöneticileri ile bir türlü yıldızı barışmamıştır.Sayın Bakanımız 666 Sayılı KHK ile eşit işe eşit ücret uygulamasının dışındatutulan öğretmenin kamu görevlileri arasında en alt seviyede aldıkları maaşıbile kendilerine çok görmüştür. 2 ay yaz tatillerini 3 ay gibi göstermiştir. MEB tarafından çıkarılan yönetmelikle okullarda bağış kabul etmek için tek yetkilikurum olan Okul Aile Birliklerine yapılan gönüllü bağışlardan okul müdürlerini sorumlututarak onları potansiyel suçlu ilan etmiştir. Kurduğu alo 147 hattı ile eğitimcamiasını fiili baskı altına almaya çalışmıştır. Şimdi de üniversiteye hazırlıksebebiyle rapor veya diğer sebeplerle devamsızlık yapan öğrencilerinsorumluluğunu tek taraflı okul yöneticilerine ve öğretmenlere yıkarak okullaraMilli Eğitim Bakanlığı Denetmenlerini göndermeye hazırlanmaktadır.

Öğretmenlere yönelik saldırılarda Milli EğitimBakanımız Ömer Dinçer’in eğitim camiasını aşağılayan ifadelerinin rolünün büyükolduğuna inanıyoruz. Sayın Bakanımızdan öğretmenlerimizin kronikleşmişsorunlarını çözmesi yönündeki umutlarımız giderek tükenmektedir. Biz eğitimcamiası olarak neredeyse Sayın Bakanım ‘Gölge etme başka ihsan istemiyoruz.’Deme noktasına geldik.

Sayın Bakanımızın öğrencilere niçindevamsızlık yaptırıldığı konusunda öğretmen ve yöneticilerden önce kendisi içinbir denetmen istemeleri daha yerinde olur kanatini taşıyoruz. Okulların ilimyuvası olmaktan çıktığının uygulanan materyalist eğitim politikaları ilesürekli şiddetin tırmandığının, ahlaki erozyon ve manevi tahribatın her geçengün daha da arttığının farkına varması, Devletin okuluna dershaneler tercihedilir, okulda geçen zaman angarya görülür hale geldi ise artık bunu idraketmesinin zamanının gelip geçtiğini hatırlatıyoruz. Bu sorunları da Sayın Milli Eğitim Bakanımızın eğitimcileresaldırarak değil ancak onları yanınaalarak çözebileceğine inanıyoruz.
Şimdisoruyorum; öğrencilerin devamsızlığı konusunda. Hafta içi ve gündüz öğrencinin derste olması gereken saatlerdeizinli, raporlu veya başka mazeretle de olsa okulunu asan öğrencilerin dershanede ders almalarını serbest hale getirenlerin acaba hiç mi suçu yok? Acabaöğrenciye şu kadar mazeretsiz, şu kadar mazeretli, şu kadar tek doktordan, şukadar heyet raporu ile devamsızlık hakkını tanıyan yönetmeliğin hazırlayıcılarıöğretmen ve okul yöneticiler midir?

Sayın Bakan eğer bu sorunu çözmekistiyorsa birincisi öğretmene ve okul yöneticilerine güven ve itibar temin etmeyolunda adımlar, eğitim çalışanlarını ezme yerine onlara sahip çıkar. İkincisi C.tesi,Pazar ve ders saatinin dışında örgün eğitim öğrencilerinin dershanede dersalmalarını yasaklar, ders saatleri içinde Okul öğrencisini dershaneye alan veders veren dershanelere süreli kapatma veya yüklü para cezası verir olayıbitirir idi. Sayın Bakan doğruolanı değil, hem halka şirin görünmek, hem de öğretmenleri kamuoyunda küçükdüşürmek adına kendisi için kolay geleni seçmiştir.

Bugün kamuoyunun algıladığı şey öğrenciyeveliye sahip çıkan, halkı sahiplenen bir milli eğitim bakanı var. Kısaca sokakhayvanlarını bile sahiplenenler var. Neyazık ki, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının kendilerine sahip çıkan nehükümetleri ne de bir bakanları var. Onun çocuğuna gücü yetmeyenlerin öğretmenegücü yetiyor. Çocuğunu azarlayamayanlar öğretmeni azarlıyor.

Bütünbu olup bitenlere rağmen bu güne kadar tüm eğitim camiası kendi bakanına karşısaygıda kusur etmedi, kendine yakışmayan ifadeler kullanmadı. Ancak Sayın BakanÖğretmenlerin iş huzurunu, iç huzurunu, moral ve motivasyonunu bozmada haddiaşmaktan asla geri durmadı.

Bu yüzdendir ki son yıllarda ekonomik gücünükaybeden öğretmen, ekonomik gücüyle birlikte aynı zamanda itibarını dakaybetmiştir. peygamberlik mesleğini omuzlarında taşıyan, dün kendisine bir harföğrettiği için köle olunacak kadar kıymeti bilinen öğretmen, ne yazık ki baştaMilli Eğitim Bakanı olmak üzere veliler tarafından yapılan hakaretler, öğrencileritarafından darp ve yaramalar ile dövülür, sövülür ve aşağılanır halegetirilmiştir.

Biz bir öğretmene yapılan saldırıyıtüm öğretmenlerimize, bir milletin kendisine, bu gününe, yarınına ve geleceğineyapılmış saldırı olarak kabul ediyoruz. Öğretmene kalkan elin ve ülkenin aslaunmayacağını ifade ediyoruz.

Bir milletin geleceğini inşa eden manevimimarlarımıza Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, tüm yetkilileri sahipçıkmaya çağırıyoruz. Aksi takdirdeöğretmen sahipsiz bırakılmaya devam ederse, bizde seçim meydanlarında bizisahipsiz bırakanlara asla sahip çıkmayacağımızı tüm kamuoyuna ilan ediyoruz.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir