Nevroz`dan Kutlu Doğum Programına Doğru: KÜRTLER
Cumhuriyet tarihi boyunca hatta ondan öncesine kadar, Kürtler bu topraklarda yaptıkları eylemler, sergiledikleri cesaret ve başkaldırışları ile tarihe kendilerini kaydettirmeyi başarabilmişlerdir.
Kürtler, kâh Selahattin olup Kudüs`ü kurtarmış, kâh Ahmed-i Hani olup yazar olmuş, kâh Sait olup zamanın sesi oluvermişlerdir.
Buna benzer, tarihte, tarihin gidişatını değiştiren Kürt öncülerinin örneklerini vermek mümkün. Kendi gelenek ve dinlerine bağlı olan bu halk, yaşadıkları onca sıkıntılara rağmen, kendi inançlarına zıt bir hal almamaya gayret etmişlerdir.
Seksenli yıllardan sonra, Kürtlerin kendilerine yaşatılan zulüm ve işkencelere karşı yeni bir baş kaldırı oluşmuş ve bu zamanla önü alınamayacak bir hareket halini almıştır. Bu süreçle beraber Kürt halkı, kendilerine bir model olarak bırakılacak olan, yeni bir lider, yeni bir strateji ve yeni bir gelenekle tanışacak ve bunlara bir mehdi gözü ile bakılmak zorunda bırakılacaktı. Bu süreçte İslami hareketler tarafından da maalesef, yalnız bırakılmışlardır. Bu boşluktan istifade eden sol düşünceler, Kürtlerin okumuş gençlerini saflarına katmayı başarmış, Öyle ki bu durum, Kürt gençlerini, atalarının yıllardır uğruna can vermeye çekinmedikleri din ve peygamberlerini sorgulamaya kadar götürmüştür.
Kendilerine karşı uygulanan sert müdahalelere karşı, doğal olarak kendilerinin de ellerinden geldiği kadar, sert müdahale yöntemleri ile karşılık vermiş, Öyle ki yapılacak olan, her miting ve eylemlerin sonu, muhakkak sıkıntılarla sonuçlanmıştır.
Başta doğal olarak oluşan bu refleksler, sonra anlaşılacağı kadarı ile hem sistem hem de örgüt tarafından bilinçli bir şekilde, Kürt çocukları galeyana getirilerek, sokaklara indirilmiş ve mahalle, sokak ve caddelerde, esnaflar tehdit ettirilmiştir. Sonuçta pek çok iş yerlerinin camları kırılmış, halka büyük bir korku ve zarar verilmiş/verilmektedir.
Bu olaylar sonrası yapılan açıklamalarda, emniyet güçlerinin ve Kürtleri temsil eden partinin birbirlerini suçlamaları ile olaylar bir kapanıp bir açılmıştır.
Her mart ayı sonunda gerçekleşen nevruz olaylarında bütün Türkiye endişe/kaygı ile nevruz olaylarını izlemektedir. Nevruz sonrası meydana gelen olumsuz davranışlarda(hem emniyet güçleri, hem de eylemciler)bütün Türkiye ‘de nefret ve üzülerek izlemişlerdir.
Sonuç olarak haberlerde bu olayları izleyenler, Kürt halkına karşı aşağılayıcı bir gözle bakmış ve her zaman nefretle anmışlardır. Her zaman taş atan çocuklar terörist, çocuklara karşılık veren polis kahraman ilan edilmiştir. Sergilenen bu olumsuz hadiselerden dolayı, batıdan, doğu çok cahil ve bedevi görülmüş/gösterilmiştir.
Kürt halkına, böyle nefretle bakanlar, aslında mart ayından sonra gerçekleşecek olan ama maalesef, tüm medya tarafından haberi yapılmayan, kutlu doğum programlarında, Kürt halkının nasıl da düğüne gider gibi kutlu doğum programlarına gittiklerini göreceklerdir. Ve programın yapılacağı meydanların, binlerce Kürt halkı tarafından nasıl doldurulduklarını ve o meydanları coşturduklarını izleseler, inanın bu halkın daha önce gösterilen o kötü tablolar ile hiçbir alakalarının olmadıklarını anlayacaklardır.
Tam bir ay süren kutlu doğum programları aslında bütün Türkiye`ye büyük mesajlar vermektedir. Özelliklede Kürt halkının gerçek yüzünü gösteren bu programlar, bilinçli olarak gündem yapılmamakta.
Hâlbuki bu kutlamalar
1-Türkiye insanının kendi öz mayasından kopmadığının göstergesidir.
2-Türkiye`de yaşanan ırk savaşının(özelikle de Kürt sorununun) nasıl çözülebileceğine dair iyi bir mesajdır.
3-Cumhuriyet`in kurulduğu tarihten itibaren, dindar kesime yapılan, idamlar, katliamlar, baskılar ve yasaklamaların, Türkiye halkını kendi dininden koparmadığının göstergesidir.
4-Özelliklede doğuda binlerce Kürt`ün katıldığı, kutlu doğum programları, Kürt halkının da kendilerine dayatılmak istenen, Sosyalizm, Marksizm gibi beşeri ideoloji ve dinlere boş bir uğraş olduğuna dair, çok iyi bir cevaptır.
5-Nevruz gibi olaylarda toplanan, camları kıran, halkı tehdit eden bu halkın aslında, iyi yönlendirildiğinde çok uyumlu bir halk olduklarının göstergesidir. Örneğin yüz binlerce katılımların olduğu kutlu doğum programlarında, program sonunda nasılda sessiz, olaysız bittiğine şahit olunuyor.
Bu fotoğrafları başta hükümetin ve sonrada tüm medya kuruluşların, Türkiye`ye yansıtmaları herkes için hayırlı olacağına inanıyorum.
Yunus KUŞAN
www.vankarşıyaka.com
www.vankarşıyaka.com