• DOLAR 32.249
  • EURO 35.105
  • ALTIN 2506.26
  • ...
"Görüşe gittiğimizde düğünlerinin nasıl geçtiğini bize soruyorlar"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İslami hassasiyetlerinden dolayı, İslam'ın izzetini korumak ve savunmak adına, zulme sessiz kalmayan Yusufilerin evliliklerinin nişanesi olan düğünlerine katılmalarına izin verilmezken, gelinler ise hayatlarının en güzel günlerinden birinde mutluluk ve hüznü bir arada yaşıyor.

Zulümle cezaevlerinde tutulan Yusufilerin düğünlerinde damadın olmamasının çok farklı bir duygu olduğunu söyleyen Yusufi Abdullah Zengin'in eşi Rahime Gülebak Zengin, "Görüşe gittiğimizde düğünlerinin nasıl geçtiğini bize soruyorlar." dedi.

"Onlar her şeyin en iyisine ve en güzeline layıklar"

Eşinin 26 yıldır zindanda olduğunu söyleyen Zengin, "Düğünde damadın olmaması çok farklı bir duyguydu. Sevinçle hüznü bir arada yaşadık. Her ne kadar dava arkadaşlarımız bizi yalnız bırakmasa da insan bir eksikliğin olduğunu hissediyor. Biz gelin adayları olarak düğünümüzü görüyoruz ama onlar düğünlerini dahi göremiyorlar. Hatta görüşe gittiğimiz zaman düğünün nasıl geçtiğini bize soruyorlar. Bu da bizi çok duygulandırıyor. Ben bu evliliği Allah rızası için yaptım. Onlar her şeyin en iyisine ve en güzeline layıklar." ifadelerini kullandı.  

"Hükümet elini vicdanına koyup bu mağduriyetleri bir an önce gidermelidir"

"Herkes biliyor ki zindanda olan Yusufilerin tek suçu Müslüman olmaktır. Onlar İslami hassasiyetlerinden dolayı, İslam'ın izzetini korumak ve savunmak adına, zulme sessiz kalmadıkları için içerdedirler." diyen Zengin "Bu Müslümanlar da artık adalet istiyorlar. Her şey ortada. Onlara ceza veren hâkimlerin kendileri cezaevinde olmasına rağmen hükümet bu konuda hiçbir adım atmıyor. Hükümet elini vicdanına koyup bu mağduriyetleri bir an önce gidermelidir. Cezaevinde olan Yusufilerin yeniden yargılanmasını istiyoruz. Tanıdığım bir Yusufi ağabeyin kızı bana 'Her bayram kapının önünde oturup babamızı bekliyorduk, gelmeyince ağlıyorduk." demişti. Gerçekten de bu insanlara yapılanlar büyük bir zulümdür." şeklinde konuştu.    

Damadın olmadığı düğün çok acıydı

26 yıldır cezaevinde olan oğlu İbrahim Halil'in düğününün, kendileri için cenaze kaldırmaktan bir farkının olmadığını söyleyen Mehmet Göv, "Damatsız düğün çok zorumuza gitti. Damadın olmadığı düğün çok acıydı. Akrabalarımızın hepsi düğüne acı acı baktılar. O düğünde sanki bir cenaze kaldırıyorduk. Cenazeden farkı yoktu." dedi.

"Adaleti tesis edeceğiz diyorlar ama yalan söylüyorlar"

Oğlunun İslami hassasiyetlerinden dolayı, İslam'ın izzetini korumak ve savunmak adına, zulme sessiz kalmadığı için cezaevine konulduğunu söyleyen Göv, "Devlet cezaevindeki Müslümanlara haksızlık yapıyor. Çıkarılacak olan ceza indiriminin kapsamında hırsızlar ve uyuşturucu satıcıları var ama Yusufiler yok. Demek ki bu indirimi kendi adamları için yapıyorlar. Bugüne kadar yapılan muamelenin tamamı haksızlıktı. Adalete dair hiçbir şey yok. Adaleti tesis edeceğiz diyorlar ama yalan söylüyorlar." ifadelerini kullandı.

Göv, "Zaten bugüne kadar yakaladıkları mafya üyelerini ve uyuşturucu satıcılarını hemen bırakıyorlar. Toplumu ıslah etmek için hiçbir mücadele vermiyorlar. Bize gelince hiçbir şey görmüyorlar ve hiçbir adım atmıyorlar." diye konuştu.

"Allah'ım sen ümmeti ve onları darlıktan kurtar"

26 yıldır cezaevinde bulunan Yusufi Muhammed Şakir'in annesi Hanım Şakir ise "Allah-u Teâlâ, tüm Yusufîlerin yardımcısı olsun, merhametinden mahrum etmesin." dedi.

Oğlunun, çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadan saç ve sakallarının beyazladığını söyleyen Şakir, "Allah'ım sen ümmeti ve onları darlıktan kurtar. Arzu ve isteklerimiz Allah'adır. Her şeyin başı Allah'tır. Bazen telefon açar, ona derim ki 'Oğlum, Allah yardım etmezse hiç kimse yardım edemez.' Oğlum çok sıkıntı çekti. Genç yaşta cezaevine konuldu. Evlenip çoluk çocuğa karışamadı. Polisler 26 yıl önce götürdüler oğlumu. Günlerce işkence altında kalmış. Allah-u Teâla, ona yapılan işkenceleri karşılıksız bırakmaz inşallah." şeklinde konuştu. (Hüseyin Sayhar - İLKHA) 










 

Bu haberler de ilginizi çekebilir