• DOLAR 34.597
  • EURO 36.7
  • ALTIN 2916.489
  • ...
Tarihte Bugün: 27 Eylül 2018
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / 27 EYLÜL

1529 - Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu Viyana'yı kuşatmaya aldı. I. Viyana Kuşatması, 27 Eylül-16 Ekim 1529 tarihlerinde Avusturya Arşidüklüğü'nün başkenti Viyana'nın Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından kuşatılmasıdır. Başarısız olan kuşatma sonucunda kale alınamamış ve Osmanlı ordusu İstanbul'a geri dönmüştür.

1919 - Merzifon'u işgal eden İngilizler şehri terk etti.

1922 - Yunan kralı I. Konstantin Anadolu yenilgisi sonrası tahtını terk etmek zorunda kaldı.

1940 - Japonya, Almanya ve İtalya'nın askeri paktına katıldı. II. Dünya Savaşı`nda Faşist blokta yer alan Japonya, ABD`nin savaşa katılma hırsını bilemiş ve nihayet savaşta Japonya da bu blok ile beraber mağlup olmuştu. Japonya`nın II. Dünya Savaşı`nda mağlup olmasının asıl sebebi Almanya`nın safında yer alıyor oluşu değildi. ABD`nin yenilgiye doğru gittiğini anlaması üzerine atom bombası kullanması Japonya`nın elini kolunu bağlamış ve yenilgiyi kabul etmek zorunda bırakmıştı.

1952: İnönü, Bursa'da konuştu: "Müstakil mahkeme, müstakil yargıç mefhumu bugün vatanın en önde gelen konularından biridir."  Yargının bağımsızlığı siyasiler açısından muhalefette iken gündeme getirip iktidarda iken unuttukları bir mesele olagelmiş ve Türkiye`de Yargı, bir siyasi partinin veya iktidarın lehine kararlar alıyorsa bağımsız, aleyhine alıyorsa güdümlü yargıdır anlayışı hep var olmuştur.

1959 Honshu tayfunu Japonya`da 5000 kişinin ölümüne neden oldu.

1961 Suriye'de askeri darbe oldu. Yeni hükümet, Birleşik Arap Cumhuriyeti'nden ayrıldığını ilan etti. Türkiye, Suriye'nin yeni hükümetini tanıdı. Birleşik Arap Cumhuriyeti, Mısır ve Suriye arasında 1 Şubat 1958'de ilan edilen ve her iki ülkedeki referandumla onaylanan siyasi birleşme. Bir askerî darbenin ardından Suriye'nin Mısır'dan bağımsızlığını ilan etmesiyle, son buldu. Birliğin dağılmasına karşın Mısır, Birleşik Arap Cumhuriyeti adını 2 Eylül 1971'e değin korudu. O tarihte Mısır Arap Cumhuriyeti adını aldı.

1962 - Irak Kürd lideri Molla Mustafa Barzani'den kaçan Bradost aşiretine mensup 1,500 kişi, Türkiye'den iltica talebinde bulundu.

1962 - Yemen'de Albay Sallal iktidarı ele geçirdi. Şiilerin Zeydi koluna mensup bir hanedan tarafından ve monarşi ile yönetilen Yemen`de hüküm süren İmam Ahmed 19 Eylül 1962`de ölmüş ve yerine oğullarından Muhammed el-Bedr tahta geçmişti. 38 yaşındaki yeni İmam, 20 Eylülde
radyodan halka yaptığı konuşmasında, esaslı reformlar yapacağını ve Yemen`in fodal hayatını çağdaşlaştıracağını ilan etti. Fakat
el-Bedr bu söylediklerini yapamadan bir hafta sonra, 27 Eylül 1962`de Albay Abdullah Sallal liderliğindeki bir askeri darbe ile
düşürüldü. Fakat Muhammed el-Bedr saraydan ve San`adan kaçmaya muvaffak oldu. İşin garip tarafı Muhammed el-Bedr
hükümdar olur olmaz, Sallal`ı Genelkurmay başkanlığına getirmişti.

1970 - Arap Zirvesi Mısır'da toplandı; Ürdün Kralı Hüseyin ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Arafat ateşkes anlaşması imzaladı.

1971  Türk-İran demiryolu hattı, Van feribot iskelesinde düzenlenen törenle açıldı.

1985: Koruculuk sistemi faaliyete geçti. Güvenlik Güçlerinin olmadığı yerlerde, güvenliği korucular sağlayacak. Cumhuriyet tarihi boyunca bir kenara itilmiş Kürdler, güvenlik sağlamada da ön saflara itiliyor ve devletin hakimiyet kuramadığı alanlarda basit silahlara sahip korucuların güvenliği sağlamaları isteniyordu. PKK ile mücadele için geliştirilen koruculuk sistemi yer yer bölge halkının huzurunu ve güvenliğini tehlikeye atan unsur olarak da problem olmaya başlamıştı. Öte yandan korucuların karıştığı kanunsuzlukların bir kısmı tespit edilmişse de özellikle çeteler ve derin devlet için kullanılmaya uygun bir yapı haline gelmişlerdir.

1996 Güney Afrika`nın Siyahi Müslüman Lideri, Efsane İmam, Abdullah Harun şehid edildi. Abdullah Harun, 1924 yılında Güney Afrika`nın Cape Town şehrinde doğdu. Eğitim hayatını burada sürdüren Harun, Arapça öğrendi ve Kur`an -ı Kerim`i hıfzetti. Erken gençlik döneminde gerek yerel, gerekse yurt dışında hocaların tedrisinde İslami eğitim yapma fırsatı buldu. Yerel hocalardan biri olan, tavsiyeleri ve rehberliği için sürekli başvurduğu İsmail Ganief Edwards, kendisinin hayatı üzerinde önemli izler bıraktı. 1950 yılında Hicaz`daki eğitim çalışmalarını tamamlayıp ülkesine döndükten sonra, Güney Afrika`da müslümanların üçüncü neslinin oluşumunda çok önemli rol oynadı. Seyyid Kutup ve Mevlânâ Mevdûdî'den etkilenen, aynı zamanda Afrika`da yaygın olan ve sufi geleneklere de yakın olan Abdullah Harun, Şeyh Yusuf`tan sonra müslümanların önemli bir mücadele adamı oldu. Bütün çabasıyla sosyal adaletle ilgili çalışmalar yapmaya başladı, zamanla zulme uğramışların mücadele sembolü haline geldi. Güney Afrika`nın İslami Mücadelesinde en büyük etki sahibi olan İmam, zamanla ırkçılığın ve sömürgeciliğin hedefi haline geldi. İmam Abdullah Harun, Güney Afrika`nın en karanlık siyasi dönemlerinden biri olan ırkçılık rejimi döneminde davet faaliyetlerini ortaya koymuştu. Sosyo-politik ortamda Hıristiyanlarla karşılıklı bir ilişki geliştirdi ve bu ortamda hassas dini konulara değinmeden, kişisel örneklik yoluyla İslam`ın ne olduğunu, Müslümanların mevcut sosyo-politik şartlarda İslam`ın temel kaynaklarını nasıl yorumlaması ve uygulaması gerektiğini gösterdi. 1968`de Mekke`ye giden İmam, oradan Kahire`ye geçerek Africa National Congress ve Pan African Congress toplantılarına katıldı. Oradan da Londra`ya gitti. Fakat Güney Afrika`ya geri dönmeden önce yakın çevresinden arkadaşları ona, ülkesine dönmesinin onun için pek iyi olmayacağını, polisin onu hedef aldığını söyleyerek başka bir yere göç etmesini tavsiye ettiler. Fakat, babasının yaşlı olması ve yaptığı çalışmalar, onu başka bir ülkeye göç etmekten alıkoydu. Hükümet, altmışlı yılların sonlarına doğru, İmam Harun'un çalışmaları alanlarını darattı. Ve imam seçilmesinden tam 13 sene sonra, 1969 senesinde Hz. Peygamber'in mevlidinin anılmasından sonraki sabah, müslümanlara namaz kıldırmak, namazın peşinden de o mübarek gün dolayısıyla yapılacak toplantıya katılmak üzere camiye gitmeye hazırlandığı sırada tutuklandı. Tutuklanma haberi Cape Town ve çevresindeki müslümanlar üzerinde şok tesiri yaptı. İmam Harun'un tutuklanmasıyla beraber doğrudan tahkikat da başladı. Bu tahkikat yaklaşık dört ay kadar sürdü. Bu süre içerisinde kendisine en ağır işkenceler uygulandığı gibi ailesinden veya diğer müslümanlardan herhangi birinin onu ziyaret etmesi de engellendi. Sonunda, 27 Eylül 1969 tarihinde, yapılan vahşice işkencelerin etkisiyle şehid oldu. Onun şehid olduğu haberi, bütün Güney Afrika Müslümanları ile kendisini tanıyan, ırk ayrımına karşı mücadelesini bilen diğer insanlar arasında kısa zamanda yayıldı. Cenaze merasimi, Cape Town şehrinde o zamana kadar görülmemiş bir kalabalığın toplanmasına vesile oldu. Onun şehadeti aynı zamanda ülkedeki müslümanların ırk ayrımı politikasına karşı tutumlarındaki direncini ve cihadın devam ettirilmesi konusundaki cesaretlerini artırdı ve yeni liderlerin çıkmasına vesile oldu.

1998 - Google web sitesi açıldı. İnternet dünyasında bir aşama daha kaydedilmiş ve internet kullanıcılarının sayısında büyük bir artış sağlanmıştı.

1999 Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA)'nin açılışında bir konuşma yapan Tuğgeneral Yalçın Işımer'in Müslümanları kastederek "iyice belleyeceğiz" sözü üzerine tartışma çıktı. 28 Şubat darbesi sonrası Asker menşeli saldırıların bir hayli arttığı ve kimi zaman hakaretlere varan sözlerin sarfedildiği o dönemde kimse yaptıklarından dolayı hesap vermiyordu.

2003   TÜBİTAK-BİLTEN tarafından teknoloji transferiyle üretilen Türkiye'nin ilk mini gözlem uydusu BİLSAT,Rusya'dan uzaya gönderildi. Bir zamanlar tüm dünyaya teknik ve ilim transferi yapan Müslümanların çağdaş ama ilimsiz bırakılmış torunları, en küçük bir aleti üretmek için teknoloji transfer ediyorlardı ve bu da büyük bir iftihar vesilesi kılınıp tarihte bugün sayfalarına kaydediliyordu.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir