Özellikle son yıllarda Müslümanların birlik çağrılarını ve bu uğurda gecelerini gündüzlerine katıp, diyar diyar gezdiklerini, ailelerini dünya hayatlarını geride bırakarak tek dertleri olan İslam için didinmelerini düşündüğümde, biz gençlerin bazen düşünmeden ve farkında olmadan yaptıkları hataların dolaylı olarak İslamı ve davayı incittiğini, vede birlik için didinen Müslümanların çabalarının aksine bir davranış olduğunu bilmek gerektiğine inanıyorum. “Cemaatten olursa olumlu bakarım`` bu cümle evlilikle ilgili bir girişim sonucunda kullanılıp gerekli Araştırmayı ve değerlendirmeyi sadece bu mantığa bağlayarak olumsuz karar veren Gençlerin, güncel hayatlarında da bu mantığı güttüğünü düşünürsek ilahi mesajı Ulaştırmamız gereken insanları ne kadar uzaklaştırdığımızı anlar ve kimi zamanda kapanmaz yaralara sonuç vereceğimizi bilmemiz gerekmektedir. Öncelikle Cemaatleşmenin şart olduğu, hele de bu çağda öneminin tartışılmaz olduğunu biliyoruz. Ama cemaate teslimiyetin Allaha teslimiyetten önce gelmediğini aksine İslama Teslimiyetin cemaatleşmeyi gerektirdiğinin altını çizmek gerekir. Çünkü Allaha Teslim olmaya çalışan bir Müslüman ferdin şeytan ve dostlarından korunmak için Cemaat zırhını giyinmeye ihtiyacı vardır. Ancak bu zırhla iman silahını daha etkili kılabilir. Şeytan ve dostları bile bunun farkında olup çok ince ve sinsi hesaplarla Cemaatleşmeye çalışan insanların aralarına karalama ve iftiralarla ayrılık tohumları ekmeye çalışır ve bu konuda da çok çaba sarf etmektedirler. İşte bu noktada biz gençlerin günümüz problemlerini bilerek ve iyi analiz ederek hayatımızın her alan ve anında kontrollü davranmak durumundayız. Aksi durumun davayı inciteceğini idrak edip bu gibi durumları davanın menfaatine çevirmenin yollarına bakmak Zorundayız. `` Cemaatten olursa…`` cümlesi, mantığı bir ötekileştirme dolayısıyla soyutlamaya sebebiyet verecektir / vermektedir. İslama ve Müslümanlara Bunca silah doğrultulmuşken, özelikle iftira ve karalama kurşunları bizlere doğru Ateşlenmişken, bizlerin bilmeden de olsa ötekileştirme ve soyutlama gibi ciddi Zararlar veren sözlü ve fiili davranışlarda bulunmamız, kime hizmet verecektir ve Kime zarar verecektir? bunu çok iyi düşünmemiz gerekir. Bizlere düşen, Her türlü ilişkilerimizde insanları değerlendirirken cemaat olgusundan önce kişinin Allah’la olan diyaloğuna bakmak olmalıdır. Çünkü iyi biri olmanın yolu cemaat Etiketiyle ortalıkta dolaşmaktan geçmediğini, cemaatten olmamanın da kötü biri olduğunun anlamına gelmediğini anlamak için, yakın tarihimize baktığımızda ve ferdleri değerlendirdiğimizde çok daha iyi idrak edebiliriz... İmanın korku ile ümid arasında olması gerektiğini hatırlarsak, kişileri değerlendirirken, Allah’la Olan münasebetine dikkat etmek/bakmak yeterli olacaktır sanırım. Bununda yolu cemaat Etiketinden geçmez. Çünkü kalplerdekini cemaat değil, ancak Allah bilir.. Selametle...

Selçuk / Bursa – Yaş: 31

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.