• DOLAR 32.522
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2425.22
  • ...
Uyarmak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hutbeyi dinledik. Yine sıradan bir hutbeydi. Konusu çevreydi. İslam’a uzak şeyler anlatılyordu yine her zamanki gibi. Şu ana kadar Antalyada bir hutbede namazdan bahsedildiğini hatırlamıyorum. Neyse konuya gelelim. Hutbe bitti ve Cuma’nın farzını kıldık. İmam selam verir vermez caminin yarısı dışarı kaçtı. Zaten o 2 rekatı da zorla kılmışlardı. Öğlenin farzını cemaat yapmadı imam. Herkes tek kıldı. Farzımı kılarken solumdaki adam dikkatimi çekti. Namazında Tadil-i Erkan diye bir şey yoktu. Ben Fatiha’yı bitirip rükûya gidiyorum, adam 2. rekatın secdesinden kalkıyordu. Namazımı bitirdim, tesbihatımı da yaptım ve adamı bekledim. Adam namazını bitirdi. Yanaştım ve selam verdim. Durumunu sordum. Adam biraz şaşkındı; tanımadığı bir insan onun durumunu soruyordu. Normal bir durumdu şaşırması. Sordum: “Abi sen Tadil-i Erkan’ı bilir misin?” adam galiba ilk defa duyuyordu bunu. “Kim?” dedi şaşkın bir şekilde. “Tadil-i Erkan” dedim. “Bilmiyorum.” dedi. Anlattım ona Tadil-i Erkan’ı. Sanki rahatsız olmuştu onu uyarmamdan. “Namazın bitti mi?” diye sordu. Sanki amacı konuyu değiştirmekti.?“ Evet” dedim. “Peki tesbihatını yaptın mı?” diye sordu. “Evet” dedim. “O zaman dışarıda konuşalım” dedi. Çıktım dışarı beklemeye başladım. Adam geldi. Konuşmaya başladık. Ona tekrar anlattım Tadil-i Erkan’ı ve Resulullah (s.a.v) döneminde yaşanan bir olayı anlattım ve “Senin yaptığın namaz kılmak değildir.” dedim. Nereli olduğumu sordu, “Diyarbakırlıyım” dedim. “Demek Diyarbakırdan böyle insanlar da çıkıyor” dedi. “Diyarbakır da öyle insan çok ama sen bilmiyorsun” dedim. Ve bana şunu sordu: “Hangi cemaattensin?”. Ben cevap veremeden konu değişti.

Adam kurallara uymadan namaz kılıyordu. Sadece o mu öyleydi? Hayır! Onun gibi onlarca insan vardı namazı kuralsız kılan. İnsanlarımız, halkımız cahil kalmış, onları uyaran yok bilgilendiren yok. İmamlar da bi hutbede görüyor halkı onda da eğitim-öğretimden, sağlıktan, çevreden, kuştan böcekten bahsediyor. Peki bu insanları kim bilgilendirecek. Hutbede namaz mı anlatılıyor, oruç mu anlatılıyor? Gelir o hafta ne haftasıysa onu anlatır. Bir hafta çevre bir hafta sağlık bir hafta bir yazar-şairin ölümü. Ve isyan ettiğim bir diğer nokta da bu hutbe verenler: “Hutbemi şu ayetle tamamlamak istiyorum / şu hadisle tamamlamak istiyorum.” diyecekleri yerde “Hutbemi şu şairin şu mısralarıyla tamamlamak istiyorum.” diyorlar. Adam adam! Biz edebiyat dersinde değiliz. Hutbe bu. Hutbe!
Sabah namazına camiye gidiyorduk arkadaşlarla. Cami görevlisi ezandan sonra camiye geliyor. Bu nasıl hocalık be. Bu halktan korkmuyorsunuz, Allah’tan da mı korkmuyorsunuz? Üzülüyorum. Ama bize düşen görev böyle yapanları uyarmak, uyarmak, uyarmak. Zaten fazlası da gelmez elimizden.

İbrahim Metin Kuzu / Antalya - Yaş: 20

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir