Mazlum-Der Ankara Şubesi tarafından, 28 Şubat postmodern darbesinden sonra cezaevine konan Müslümanlarla ilgili basın toplantısı gerçekleştirildi.

Dernek binasında düzenlenen basın toplantısına çeşitli sivil toplum kuruluşları (STK) ile mağdur yakınları katıldı.

İnancından dolayı cezaevine konan Yusufilerin sesi olmaya devam edeceklerini belirten Mazlum-Der Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dalaz, 28 Şubat'ın brifingli yargısının ve bu yargının tahkim ettiği zemine basarak büyüyen paralel yargının hukuksuz kararları ile devlete karşı suç işlediği iddiası ile 20 yılı aşkın süredir cezaevlerinde tutulan mağdurların kimseden af talebinde bulunmadığını, bilakis yeniden yargılanmak istediklerini söyledi.

Kolon kanseri hastalığına yakalanan Şeyhmus Alpsoy'un durumuna değinen Dalaz, "Örneğin, bugün konuğumuz olan Suat Alpsoy'un Eşi Şeyhmus Alpsoy, ağır hasta olmasına rağmen tedavisinin dışarıda tam teşekküllü bir hastanede yapılamaması ve ailesinin de hasta ile yakinen ilgilenememesi, cezaevi koşullarında ölüme terk edilmesi vicdan sahibi herkesi rahatsız etmekte ve bu zulmün sona ermesini istemektedirler. Defalarca vurguladığımız üzere, kendilerini tutuklayanlar, tutuklu hale geldiği halde af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan bu insanların ve ailelerinin hak taleplerine kulak vermek ve gereğini yerine getirmek açıktır ki başta yargı, iktidar ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir." dedi.

Açıklamanın ardından söz alan Yusufi yakınları, eşlerinin ve kardeşlerinin haksız bir şekilde cezaevinde olması yetmiyormuş gibi bir de dışarıdaki yakınlarının çeşitli bahanelerle cezalandırıldığına dikkat çektiler.

İlk olarak söz alan Yusufi Şehmuz Alpsoy'un eşi Suat Alpsoy, zihinsel engelli çocuğuna verilen maaşın hiçbir gerekçe gösterilmeden kesildiğini söyledi.

Yaşadığı mağduriyeti anlatan Alpsoy, şöyle konuştu: "Eşim yoğun bakımdayken bile elleri kelepçeliydi ve biz hiçbir şey yapamadık. Bu büyük bir zulüm. Bir de benim epilepsi hastası olan zihinsel engelli bir çocuğum var. Onun 3 aylık engelli maaşı vardı, onu da kestiler. Bir aydır alamıyorum. Bunu çok araştırdım çünkü hiçbir gerekçe gösterilmeden kesilmişti. Ben mütevelli heyetinden biriyle görüştüğümde bana söyledikleri gerçekten şoke etti. Bana, 'Terörist ailesine maaş mı vereceğiz?' dedi. Bunu duyduğumda 28 Şubat'ın bitmediğini, hâlâ devam ettiğini anladım."

"Kemalistler ve Amerika âşıkları gibi düşünmek zorunda değiliz"

Yusufi Murat Savaş'ın kardeşi Gökhan Savaş ise sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar nedeniyle kendisine dava açıldığını söyledi. Savaş, "Bu ülkede fikir özgürlüğünden bahsediliyor. Fikir özgürlüğünden dolayı içeride yatan yok deniliyor ama sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapan insanlara dava açılıyor ve yargılanıyor. Yani şunu söylemek istiyorum: Biz Kemalistler ile Amerika âşıkları ile aynı düşünmek zorunda mıyız? Tabi ki düşünmek zorunda değiliz. 'Peki, neden onlar gibi düşünmediğimiz için cezalandırılıyoruz?' diye soruyorum yetkililere." ifadelerini kullandı. (İLKHA)