AB`de mülteci krizi
Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, Avusturya Ülkelerini işgal ettikleri, bombaladıkları, yıktıkları mültecilerin kendilerine sığınmak istemesi bazı AB ülkelerinde krize neden oldu. Yaşanan krizi gazetemize değerlendiren Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Uğur Yıldırım, Avrupa, hem emek gücü hem de beyin gücü anlamında sadece kendi işine yarayan kişileri bünyesine katıyor. diyerek AB`nin çıkarcılığına dikkat çekti.
ABUZER ATASOY- DOĞRUHABER
Mülteci krizi, Avrupa Birliği`nin tüm siyasetini etkilemiş durumda. Almanya`da iktidardaki koalisyon, bu krizden dolayı ayrışırken, İtalya hükümeti, Akdeniz`den gelen mültecileri ülkeye almamakta ısrar ediyor. Kriz, geçen hafta düzenlenen AB Liderler Zirvesi`nin de ana gündem maddesini oluşturdu. Hararetli tartışmaların yaşandığı zirvede, zor da olsa ortak metin üzerinde anlaşmaya varıldı. Konuyla ilgili gazetemize konuşan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Uğur Yıldırım, mültecilik sisteminin eskiden beri Avrupa`da olduğunu belirterek, şu an krize neden olan meselenin, Avrupa`nın gelen mültecileri ayıklamaması ve sadece emek gücü ve beyin gücünün değil, her kesimden insanın göç etmesi olduğunu vurguladı.
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Uğur Yıldırım
ALMANYA`DAKİ İKTİDAR PARTİLERİNDE KRİZ DEVAM EDİYOR
Avrupa Birliği`nin (AB) en önemli ülkesi olan Almanya`da, iktidardaki koalisyon partileri arasında yaşanan mülteci krizi devam ediyor. Almanya Başbakanı ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel, koalisyon ortağı Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ile yaşanan sıkıntıya ilişkin, "Sorumluluk taşıma adına CSU ile bir sonuca ulaşmak için elimden geleni yapacağım." dedi.
CSU Genel Başkanı ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer`in sınıra gelen mültecileri geldikleri yere gönderme planına değinen Merkel, bunun AB düzeyinde çözülmesi gereken bir konu olduğunu söyledi.
CSU, MÜLTECİLERİN GERİ GÖNDERİLMESİNİ İSTİYOR
İçişleri Bakanı Seehofer, başka bir AB ülkesinde önceden kayıt altına alınan, Almanya'da daha önce iltica talebi reddedilen veya belgeleri olmayan sığınmacıların ülke sınırlarından geri çevrilmesini talep ederken Merkel, konuyu AB düzeyinde çözmek istiyor.
İtalya Başbakan Giuseppe Conte
İTALYA`DAKİ YENİ HÜKÜMET, ÇATLAĞI DERİNLEŞTİRDİ
İtalya`daki parlamento seçimlerinde mülteci karşıtı partilerin sandıktan galip çıkması, Avrupa`daki çatlağı derinleştirdi. Beş Yıldız Hareketi ile Lig Partisi tarafından kurulan hükümet, aynı zamanda Batı Avrupa`nın ilk aşırı sağ hükümeti oldu. Başbakan Giuseppe Conte de popülist olduğunu kabullenmişti.
MÜLTECİLER SORUNU, AB LİDERLER ZİRVESİ`NE DE DAMGA VURDU
Geçen hafta Brüksel`de düzenlenen AB Liderler Zirvesi`nde ana gündem maddesi yine mülteciler oldu. İtalya`nın muhalefeti nedeniyle hararetli tartışmaların yaşandığı zirvenin sonunda, zor da olsa ortak bir metin üzerinde uzlaşma sağlandı. Buna göre, AB sınırları içinde ‘göçmen kontrol merkezleri` kurulacak ve Libya açıklarında kurtarılan mülteciler buralarda ağırlanacak. Kontrol merkezleri kurulacak ülkelerin gönüllülük esasına dayalı olarak belirleneceği vurgulanırken, bu ülkelerin Yunanistan ve İspanya olabileceği dile getiriliyor.
ÇİPRAS: AB DERİN BİR ŞEKİLDE BÖLÜNDÜ
Tartışmalı Liderler Zirvesi sonrası en çarpıcı açıklama, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras`tan geldi. "AB iki anlayış arasında derin şekilde bölünmüş durumda; aşırı muhafazakâr, şovenist ve göçmen karşıtı bir anlayış ile demokratik insani bir anlayış" diyen Çipras, AB`de oluşan çatlağı gözler önüne serdi.
MÜLTECİ KARŞITLIĞI OY GETİRİYOR
Öte yandan AB ülkelerinde son yıllarda yapılan seçimlerde, mülteci karşıtı söylem yürüten partilerin hızlı yükselişi görülüyor. Avusturya, Hollanda, Fransa ve daha birçok Avrupa ülkesinde, aşırı sağcı partiler, seçimlerde iktidara oynuyor. Öyle ki İtalya`da 50 yıl aradan sonra ilk kez sağcı partilerden oluşan koalisyon iktidara geldi. Macaristan ve Polonya başta olmak üzere hemen hemen tüm Doğu Avrupa ülkeleri zaten uzun bir süredir mültecilere karşı sıfır tolerans gösteriyor. Diğer ülkelerde de mülteci korkusu devam ettiği sürece, sağcı partilerin iktidara gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
AKDENİZ`DEKİ MÜLTECİ ÖLÜMLERİ DEVAM EDİYOR
AB ülkelerinin mültecilere karşı olan düşmanca tutumu sürerken, Afrika`dan kaçanların Akdeniz`deki ölümleri devam ediyor. Son olarak hafta sonu, Libya sularında 204 mülteci daha hayatını kaybetti.
BM'nin göç örgütü olan IOM'den yapılan yazılı açıklamada, cuma günü insan tacirlerinin kullandığı "son derece tehlikeli" bir teknenin bir kazada alabora olduğu ve aralarında 3 bebeğin de bulunduğu 103 sığınmacının hayatını kaybettiği ifade edildi.
Libya sularında hafta sonu meydana gelen kazalarda toplam 204 göçmenin öldüğü aktarılan açıklamada, bu yıl Akdeniz genelinde yaşamını yitiren toplam sığınmacı sayının da bini aştığı bildirildi.
AVUKAT YILDIRIM: MÜLTECİ; İSTENMEDİĞİ BİR ÜLKEDEN, BAŞKA BİR İSTENMEDİĞİ ÜLKEYE YOL ALAN İNSAN
Mülteciler meselesini gazetemize değerlendiren Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Uğur Yıldırım, resmi açıklamalara göre dünyada yerlerinden edilmiş 400 milyondan fazla insanın olduğunu belirterek, bu rakamdan 68,5 milyonun mülteci statüsünde olduğunu söyledi.
Dünyadaki mülteci sayısının günden güne arttığına dikkat çeken Yıldırım, “Bir yandan da ırkçı, şövenist veya insani duyguları gelişmemiş insanların, devletlerin açıklamaları ile de karşı karşıya kalıyoruz.” dedi.
Mültecilerin, ülkelerini terk etmiş, hiçbir hukuki himayede olmayan, çoğu zaman tanıdıklarını kaybetmiş, sığınacak bir liman arayan insanlar olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Mültecinin hakkını teslim etmezseniz veya onu ülkenize almazsanız, maalesef yanınıza kâr kalıyor ve kimse size bunun hesabını soramıyor.” diye konuştu.
Avrupa`nın mültecilere karşı ikiyüzlü yaklaşımına da dikkat çeken Yıldırım, “Havaların ısınmasıyla yine umudu olmayan, gidecek bir yeri olmayan mülteciler, yine ölümlerden ölüm beğenmek zorundalar. Kalmak zaten bir ölüm, yolda ölmeme ihtimali var diye yola çıkıyor o insanlar. Hayata tutunabilecekleri bir dal arıyorlar” açıklamasında bulundu.
Avukat Yıldırım, “mülteci”yi ise şöyle tanımladı: İstenmediği bir ülkeden, başka bir istenmediği ülkeye yol alan insanlar.
“MÜLTECİLİK BİR TERCİH DEĞİL”
“Mültecilik bir tercih değil. İnsanların öncelikle bunu hatırlaması gerekiyor. Hiç kimse ‘ben mülteci olayım` diye düşünmüyordu, bunu istemiyordu.” diyen Yıldırım, bu insanların da herkes gibi bir hayata, işe ve aileye sahip olduğunu ama artık tüm bunlardan mahrum kaldıklarını hatırlattı.
“BU KRİZİ TETİKLEYEN ÜLKELER BUNDAN MENFAAT SAĞLIYORLAR”
Batının, insan unsurunu mültecilere dayandırdığını ve kendi üretemediği nüfusunu, tüm ekonomik gücü ve teknolojisine rağmen, mültecilerin üzerine yaslamış durumda olduğunu belirten Yıldırım, “Bunlar, yaşanan krizi tetikleyen ülkelerdir ve bundan da menfaat sağlıyorlar. Bugün kriz olarak nitelendirdikleri şey, aslında kendilerinin seçip beğenip istedikleri insanların değil de, hayatta kalmak için insanların rastgele geliyor oluşudur. Yoksa mülteci sistemi Avrupa`da eskiden beri var. Avrupa, hem emek gücü hem de beyin gücü anlamında sadece kendi işine yarayan kişileri bünyesine katıyor.” diye konuştu.
“MÜLTECİLİĞİ DOĞURAN SEBEPLER ORTADAN KALKARSA, MÜLTECİLİK BİTER”
Son olarak hiç kimsenin yerinden ve yurdundan edilmesini temenni etmediklerini dile getiren Yıldırım, “Mülteciliği doğuran sebepler ortadan kalkarsa, mültecilik biter. Herkes eşit gelir dağılımıyla açlıktan veya savaşlardan ölmek tehlikesi ile karşı karşıya kalmadığında biz mülteci sorununun kalktığını zaten göreceğiz.” Dedi.