İnzar dergisi dizilerin yaydığı tehlikeleri ele aldı
Aylık ilim ve kültür dergisi İnzar, mayıs sayısında "Dizilerin Yaydığı Tehlikeler" başyazısıyla okuyucularının karşısına çıktı. Başyazıda, "Her kardeşimiz en güzel ve verimli zamanını gasp eden şeyleri terk etmelidir." vurgusu yapıldı.
Aylık ilim ve kültür dergisi İnzar'ın mayıs sayısı çıktı. Dergi 164'üncüü sayısında "Dizilerin Yaydığı Tehlikler" başyazısıyla okuyucularının karşısına çıktı.
"Asra andolsun; gerçekten insan, ziyandadır. Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka" (Asr: 1-3) ve "İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir." (Kasas: 83) ayetleriyle başlanan başyazıda toplumları dönüştürme, başka kültür ve anlayışlara göre şekillendirme ve bu anlamda büyük kazançlar elde etmenin en etkin gücünü görsel medyanın oluşturduğunun bir hakikat olduğu vurgulandı.
İslami şahsiyetlerin itibarsızlaştırıldığı ve milliyetçilik duygularının kabartıldığına vurgu yapılan başyazıda, şu mesajlara yer verildi:
"Görsel medya ve toplum arasındaki bu büyük etkileşim televizyon kanallarının çoğalmasına, insanları cezp eden film ve dizilerin artış göstermesine neden olmaktadır. Farkında olmadan insanların bakışlarını, alışkanlıklarını ve ilişki şekillerini bile değiştirmektedir. Aile bağlarında gevşemelere, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinde çözülmelere yol açarken, toplumda ifsadın artmasına, ahlaksızlığın ve büyük ölçüde toplumun yozlaşmasına sebep olmaktadır. TV dizileri en değerli zamanları işgal etmektedir. Televizyon ekranına kilitlenen insanlar ibadet, tefekkür ve muhabbet etme yerine, toplumu İslami kimliğinden uzaklaştırma ve ifsat etme amacıyla yapılan film ve dizilerin tutsağı haline gelmektedir. Birçok televizyon kanalında ahlaksızlığı ve iffetsizliği sıradanlaştıran, meşrulaştıran ve yaygınlaştıran diziler yayınlanmaktadır. Toplumun büyük kesimi tarafından izlenen bu dizilerin bozulmalara yol açması, bütün bunların bazı güç odakları ve mihraklar tarafından ifsat amaçlı yayınlandığını ortaya koymaktadır.
Duyarlı âlimler, İslami hassasiyeti olan şahsiyetler, davetçiler, tebliğciler her ortamda yeri geldiğinde bu dizilerin yol açtığı tahribatı anlattılar ve yazdılar. İslami kesimin önemli bir bölümü, ilk başlarda ciddi tepkiler göstererek bunlardan uzak durmayı başardı. İslami duyarlılık sahibi insanların önemli bir kısmı bu dizileri izlemedikleri gibi ailelerine de izletmeme başarısını ortaya koydular.
"Şeytanın sağdan yanaşması gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız"
Maalesef son zamanlarda haftanın bütün günlerine yayılan TV dizileri, başta en üst düzeydeki Müslüman idarecilerin teşviki hatta desteği ve daha önce TV dizilerine karşı çıkan bazı duyarlı Müslümanların da reklamı ile İslami hassasiyeti olan Müslümanlara sunuluyor. Maalesef şeytanın sağdan yanaşması gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız.
Tarihi, İslami kimi şahsiyetleri ve olayları konu alan dizilerin ekranları doldurduğu görülmektedir. Ahlaksızlığı esas alan, iffetsizliği ve israfı yaygınlaştırmaya yönelik çabalar çerçevesinde bütünüyle ahlaktan ve iffetten soyutlanmış ve yozlaşmış bir toplum oluşturma esası çerçevesinde gösterilen dizilerle kıyaslandığında, bu İslami görünümlü dizilerin ilk bakışta diğerlerinden daha temiz olduğu görülür. Ancak söz konusu diziler mercek altına alındığında, birçok tehlikeyi barındırdıkları, farklı şekilde yozlaştırmaya sebep olduğu görülmektedir.
"Yozlaşmaya sebep olmaktadır"
Müslümanların halifesi konumundaki bir şahsın konu edildiği dizide, sarayda yaşanan ahlaksızlıklar, ihanetler, halifenin oğlunun nikâh olmadan genç bir kadınla irtibatı, halifenin yeğeni denilen evli bir kadının başka bir erkekle ilişkisi, ahlaksızlığın ve iffetsizliğin farklı şekil ve kalıplarda izleyici kitlesine ulaştırıldığını ortaya koymaktadır. Daha çok reyting almak için gerçeklerin çarpıtıldığı, tarihte yaşanmamış bir sürü kurgunun yapıldığı bu gibi filmler başka bir şekilde yozlaşmaya sebep olmaktadır.
Tarihi anlatan bu diziler, tarihte gerçekten yaşanmamış olaylar ve yalan yanlışa dayanan kurgularla doludur. Bundan daha önemlisi bir taraftan milliyetçilik duyguları kabartılmakta, diğer taraftan başka ırklardan olan bazı Müslümanların nefretine sebep olacak bugünün siyasi mesajları dillendirilmektedir. Dizilerde, Müslümanların halifesi ümmetin içerisindeki onlarca kavimden tek bir kavmi öne çıkarıp övmekte ve bu kavmin üstünlüğünü sık sık dile getirmektedir. Bir takım söylemlerle bazı insanların İslam'dan ve Müslümanlardan uzaklaşmasına bile sebep olmaktadır.
"Tesettürsüzlük, mahrem olmayan insanların haram ilişkileri sıradanlaştırılmakta"
Aliya İzzetbegoviç, baskı ve dayatmalara rağmen İslam'ı savunan, bu çerçevede güçlü bir irade ortaya koyan ve Müslümanların zulümden kurtulması için çabalayan büyük bir şahsiyet olarak bilinir. Aliya denince, ilmi, vakarı, zulme karşı duruşu, Müslüman Boşnakların mücadelesi ve Avrupa'nın ortasında Müslümanlara dayatılan zulme karşı direniş aklımıza gelir. Aliya İzzetbegoviç'in hayatını anlatan dizide bu onurluca duruşun ve Müslümanca direnişin öne çıkarılması gerekirdi. Oysa Aliya filmi gösterildiğinde, Aliya'yı canlandıran sanatçıyla eşini ve kızlarını canlandıran tesettürsüz sanatçıların irtibatları, bir yere giderken ya da dönerken birbirlerine sarılmaları gibi, direnişle ve mücadeleyle alakası olmayan sahneler yansıtılmaktadır. Bununla hem tesettürsüzlük hem de mahrem olmayan insanların haram ilişkileri sıradanlaştırılmakta ve normalleştirilmeye çalışılmaktadır.
İslami olmayan bazı söylemleri, tutum ve davranışları sıradanlaştıran bu diziler insanlarımızı etkilemekte ve bilinçaltlarına yerleşmektedir. Bu dizilerin İslami hassasiyeti olan kesimler tarafından da yoğun şekilde izlenmesi doğru değildir.
"Müslümanların verimli zamanlarını tebliğle, okumayla ve İslami derslerle geçirmeleri gerekir"
İslami duyarlılık sahibi Müslümanların verimli zamanlarını tebliğle, okumayla ve İslami derslerle geçirmeleri gerekir. Ailelerin dizilere kilitlenmeleri, etkileyen değil de etkilenen fertlere dönüşmelerine neden olmaktadır. Müslüman her zaman sürüklenen değil sürükleyen olmalı ve her zaman iyinin peşinden koşmalıdır.
"Her kardeşimiz en güzel ve verimli zamanını gasp eden şeyleri terk etmelidir"
Dizilerin aile ilişkilerini, dostlukları, muhabbeti, dersleri, misafirliği, kitap okumayı ve hatta ibadeti menfi yönden etkilemektedir. Her kardeşimiz kendisini sorgulamalı, en güzel ve verimli zamanını gasp eden şeyleri terk etmelidir.
Akraba ya da arkadaşlar bir araya geldiklerinde İslam'a ve Müslümanlara hizmetlerini ve tebliğlerini konuşmalı, toplumun sürüklendiği ifsadı önleme yolları üzerinde fikir yürütmelidirler. Dizilerin peşinde sürüklenerek hazırlanmış projelerin bir parçası haline gelmemelidirler.
Bu gibi film ve dizilere ayrılan değerli zaman, önemli sorumlulukları aksatmaya, tembelliğe ve beynin zayıflamasına da yol açmaktadır. Zaman gibi değerli bir sermayeyi boş yere heba etmeyelim.
"Çocuklarda film karakterlerine ilgi duyma ya da nefret etme algısı oluşmaktadır"
Film ve dizileri gerçek gibi gören çocuklarda film karakterlerine ilgi duyma ya da nefret etme algısı oluşmaktadır. İzledikleri dizi gün boyu zihinlerini meşgul etmekte, kahraman gördükleri şahısların söz, ifade ve davranışlarına özenmekte ve onlar gibi olmaya çalışmaktadırlar. Çocuklarımız film kahramanlarına değil, Hz. Peygambere, ashabı kirama, İslam için mücadele etmiş ve bedel ödemiş salih insanlara benzemeye çalışmalıdırlar.
Tarihi ya da İslami denen bu dizileri izleyen kardeşler televizyonun önünde harcadıkları birkaç saatlik zamanlarının muhasebesini yapmalıdırlar. Bu süreç zarfında kendilerine, çocuklarına, İslam'a ve Müslümanların kazanç hanelerine neyin eklenmiş olduğu üzerinde tefekkür ettiklerinde bir şey eklenmemiş olduğunu göreceklerdir. O halde kardeşler yavaş yavaş da olsa bu işten vaz geçmelidirler.
İslami duyarlılık sahibi Müslümanlar toplumu ıslah etmek için çabalamalı, kolay bir şekilde bozguncuların oyunlarına gelmemeli ve değerli zamanlarını zararlı dizilere mahkûm etmemelidirler. Mahşer gününde zamanımızı nasıl geçirdiğimizin hesabının sorulacağını unutmamalıyız.
"İslam'a aykırı söylem, tutum ve davranışların bulunduğu hiçbir film ve dizi izlenmemeli"
İster tarihi ister İslami şahsiyetler canlandırılıyor olsun, İslam'a aykırı söylem, tutum ve davranışların bulunduğu hiçbir film ve dizi izlenmemeli ve aile ortamında izlenmesine izin verilmemelidir. Bu gibi dizilerin yayınlandığı saatlere davet, ders ve misafirlik programı konmalı, bu programlara eş ve çocuklar dâhil edilmelidir.
Rabbim hepimizi şeytanın sağdan soldan, önden ve arkadan yanaşmasına karşı korusun.
Allah'a emanet olun. (Fırat Arslan- İLKHA)