Afrin merkezi TSK ve ÖSO`nun kontrolünde BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Afrin`in TSK ve ÖSO`nun kontrolüne girmesi sonrası, kamuoyunun zihninde oluşan bundan sonra ne olacak?` sorusunu gazetemize değerlendiren uzmanlar, demografik yapının korunarak gücünü halktan alan bir yönetim mekanizmasının oluşturulmasının elzem olduğunu ifade etti. Mümbiç meselesini de yorumlayan uzmanlar, ABD ve Rusya`nın Suriye`den ellerini çekmeleri gerektiğine dikkat çekti.
Muhsin Şenol-DOĞRUHABER
‘Zeytin Dalı` harekâtının 58. gününde TSK ve ÖSO güçlerinin Afrin merkezine girmesiyle zihinlerde ‘bundan sonra ne olacak` sorusu belirdi. Uzmanlar olası Münbiç operasyonunu ve operasyon sonrası Afrin`in yönetilmesi ile birlikte demografik yapının nasıl olacağını değerlendirdi. Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Abdulkadir Turan, “Tüm Suriye`ye örneklik teşkil edecek, gücünü halktan alan bir yönetim mekanizması oluşturulması gerekiyor.” derken Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Babacan ise “Türkiye orada insanı yardım meselesini ve güvenliğin sağlanması başta olmak üzere oraya tahkimat yapacak.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ÖNDERLİĞİNDE OLUŞACAK BU YÖNETİM SAYESİNDE BELKİ DE SURİYE PROBLEMİ ÇÖZÜME KAVUŞACAKTIR”
Afrin operasyonu sonrası olması gerekenler ile ilgili konuşan Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Abdulkadir Turan, “Hem Afrin`de hem de Suriye`nin Kuzey Batı kesiminde tüm Suriye`ye örneklik teşkil edecek gücünü halktan alan bir yönetim mekanizması oluşturulması gerekiyor. Bu yönetimde herkes kendini görecek ve kendini içinde bulacak. Böyle bir durumda Türkiye`nin eli de ciddi anlamda güçlenmiş olacak ve ayrıca Suriye meselesinin çözümüne katkıda bulunacaktır. Suriye probleminin esası tek taraflı bir yönetimin kurulmasıdır. Arapların ifadesiyle bir taife idaresinin yani bir grup idaresinin olması problemin temel unsurlarındandır. Suriye`de Baas yönetimine alternatif olabilecek yönetim, taifeci olmayacak yönetimdir. Türkiye önderliğinde oluşacak bu yönetim sayesinde belki de Suriye problemi çözüme kavuşacaktır.” dedi.
“ABD VE RUSYA`NIN SURİYE`DEN ELLERİNİ ÇEKMELERİ GEREKİYOR”
‘Zeytin Dalı` harekâtı sonrası olası Münbiç operasyonunu da değerlendiren Turan, “Münbiç konusu ise İslam âleminin acı gerçeklerindendir. Maalesef İslam coğrafyasının merkezinde yer alan bir bölgenin ABD ile pazarlık konusu olması büyük bir acıdır. Uluslararası güçlerin buraya yerleşmesi yanlıştı ama yerleştiler ve şu an pazarlık yapıyorlar. Hatta ABD`nin israil için buralarda alan genişletmeye gittiğine dair ciddi bilgiler geliyor. Keşke Münbiç meselesi ABD`yle değil de bir uzlaşı ile halledilseydi. Bundan sonrası için çok geç değil. Bu mesele yine de uzlaşı ile halledilebilir. Çünkü ABD bundan sonra başka şeyler de ister. Son olarak ABD ve Rusya`nın Suriye`den elini çekmeleri gerekiyor ve bütün Suriye`yi kapsayacak bir yönetim biçiminin oluşturulması lazım.” ifadelerini kullandı.
“KÜRTLER AÇISINDAN YPG-PYD`NİN BİR MEŞRUİYETİ YOK”
Afrin operasyonu hakkında Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, “Türkiye, hem diplomatik kartlarını hem de askeri kartlarını mümkün olduğu kadar açık ve net ortaya koydu. Belki de Afrin kazanımı buradandı. Amerikan`ın başını çektiği Batı bloku ilk aşamada Türkiye`ye yönelik tehditlerde bulunarak ‘bedelleri ağır olur` dedi. Daha sonra Türkiye`nin kararlılığını görünce ise bazı pazarlıklara oturabileceklerini ifade ettiler. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson`un buraya gelişi ve Savunma Bakanlarının görüşmesi de bundan dolayı gerçekleşti. Sivil ölümleri söylemleri üzerinden o dönemde operasyona kilit vurulmak da isteniyordu. Türkiye`yi Afrin`de çok ciddi bir meselinin beklediği havası oluşturulmak isteniyordu. Bunların hepsinin bir algı operasyonu olduğu dün itibariyle görüldü. Bölgede yaşayan Kürtler açısından YPG-PYD`nin bir meşruiyeti olmadığı da görüldü. Yani yerel halk Türkiye`nin karşısında tavır takınsaydı sivil kayıpları çok fazla gerçekleşirdi.” şeklinde konuştu.
“DEMOGRAFİK YAPININ DEĞİŞİMİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Afrin`de bundan sonra ciddi bir tahkimat yapılacağını belirten Babacan, “Türkiye orada insani yardım meselesini ve güvenliğin sağlanması başta olmak üzere oraya tahkimat yapacak. Vakti zamanında Afrin`den, Kuzey Suriye`den Türkiye`ye göç etmek zorunda kalan insanların yeniden yaşadıkları bölgelere dönmeleri için güvenlikli bir alan oluşturacak. Türkiye`nin stratejisi Fırat Kalkanı Harekâtında olduğu gibi savaştan önce kim orada yaşıyorsa o unsurların kendi yaşadıkları yerlere dönmesidir. Dolayısıyla demografik yapının değişimi söz konusu değildir. Aksine YPG-PYD baskı yaparak demografik yapıyı bozmuştu. Bu ne kadar başarı olacak? İşin içinde ABD henüz var, Rusya hala var. Türkiye`nin bu sürecini baltalamak isteyeceklerdir.” dedi.
“ABD POLİTİKASINDA BİR ŞAHİNLEŞME OLABİLİR”
Bundan sonra bir Münbiç kararlılığı da olduğunu söyleyen Babacan sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye Afrin`de gösterdiği kararlılığı Münbiç meselesinde de gösteriyor. Amerika ile pazarlıklar henüz devam ediyor. Amerika`nın stratejisi Türkiye`nin elinden ne kurtarabilirsem kârdır hesabıdır. İkinci olarak da Fırat`ın doğusuna geçirmeyeyim. Amerika Dışişleri Bakanı`nın değişmesi ve CIA başkanın değişmesiyle ABD politikasında bir şahinleşme olabileceğini düşünüyorum. Bir de Mevlüt Çavuşoğlu`nun Kandil`e bir operasyon sinyali vermesi şunu bize gösteriyor: Irak Merkezi Yönetimiyle ve Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin de sürece dahil edilerek PKK`nın merkez üssüne bir operasyon yapılacağı öngörülüyor. Afrin gösterdi ki PKK-YPG`nin batılı destekçileri, Türkiye`nin askeri operasyonu ile destekledikleri örgüte desteğini bir anda çekebiliyor.”