Suriye'de yıllardır Esed zindanlarında tutuklu bulunan kadınların özgürlüğünü talep etmek amacıyla Türkiye'de kadınların öncülüğünde 55 ülkeden oluşturulan 'Vicdan Konvoyu'na Gaziantep'ten yaklaşık 10 araç katılarak destek vermek üzere yola çıkacak.

Suriye'de 7 yıldır devam eden savaşta hapsedilen, işkence ve kötü muamele gören kadınlara dikkat çekmek ve özgürlüklerini talep etmek amacıyla Türkiye'deki kadınların öncülüğünde 55 ayrı ülkeden oluşturulan 'Vicdan Konvoyu'na katılmak amacıyla, Gaziantep'ten yarın sabah saat 07.00'de Hatay'a doğru yola çıkılacak.

Yarın yola çıkacak 'Vicdan Konvoyu' ile ilgili İnsani Yardım Vakfı (İHH) Gaziantep Şubesi tarafından bir basın açıklaması düzenlendi. Vakıf binasında düzenlenen ve kentteki bazı sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği basın açıklamasını İHH Gaziantep Kadın Kolları Başkanı Ayşe Sevin okudu.

2011 yılında Suriye'de iç savaşın başladığı günden bu yana 13 bin 581 kadının rejiminin zindanlarında işkence, diğer zalimane muamelelere maruz kaldığını ve tecavüze uğradığını belirten Sevin, "Suriye'de savaşın başlayalı 7 yıl oldu. Yüz binlerce insan bütün dünyanın gözleri önünde canlı yayında katledildi. 15 bin çocuk can verdi. Bombalar bedenlerini parçaladı ve tonlarca enkaz altında kaldılar. Klor, sârin, kimyasal gazlarını çırpına çırpına soludular. Kimisinin küçücük bedeninde de çeşitli işkence metotları denendi." dedi.

Şu an 417'si kız çocuğu olmak üzere 6 bin 736 Suriyeli kadının, Suriye rejiminin zindanlarında ölmeyi beklediğine dikkat çeken Sevin, "Tecavüz ve işkence mağduru kadınlardan bazıları da intihar etti. Bu hapishanelerden kurtulanlardan bazıları şu an aramızda ve bir gün kendilerine yapılanların hesabının sorulması umuduyla yaşama tutunmaya çalışıyor. Kadınlara yönelik cinsel saldırı, işkence, hukuksuz tutulma, uluslararası hukuka göre savaş suçu ve insanlığa karşı suç niteliğindedir. Bilinen tek gerçek şudur ki Suriye rejimi, kadınlara tecavüzü bir silah olarak kullanmaktadır." ifadelerini kullandı.

"Bu kötülüklere maruz kalan kadınlar hangi uluslararası mekanizmanın, devletin, sivil kurumların ve merciinin masasında gündem edilmekteler?" diye soran Sevin, "Biz kadınlar, Suriye zindanlarındaki kız kardeşlerimizin acı ve çaresizlik içerisindeki çığlıklarını duyuyoruz. 7 yıldır bekliyoruz. Kimse onlar için bir çaba içerisine girmiyor. Artık yeter! Onlar oradalar, acı çekiyorlar ve bizi bekliyorlar. Duymanızı ve görmenizi istiyoruz. Onlar için bir şeyler yapmanızı istiyoruz. Biz onları kurtarmak için bir şey yapmaya karar verdik. Türkiye'nin, dünyanın dört bir yanından kadınlar olarak Suriye hapishanelerinde hukuka aykırı olarak tutulan ve işkence edilen kadınların sesini dünyaya duyurmak ve serbest bırakılmalarını talep etmek için 'Kadınlar İçin Vicdan Konvoyu'nu yola çıkarıyoruz." şeklinde konuştu.

"Vicdan Konvoyu Suriye'deki mazlum kadınların sesidir"

İstanbul'dan yola çıkan, yarın Hatay'a ulaşacak 'Vicdan Konvoyu'na herkesi davet ettiklerini belirten Sevin, sözlerine şöyle devam etti:

"Bizler Suriye hapishanelerinde hukuka aykırı olarak tutulan ve işkence edilen tüm kadınların seslerini duyurmak, serbest bırakılmalarını sağlamak için dünyaya bir çağrı olarak kadınlar için vicdan konvoyu olarak yola çıkarıyoruz. Amacımız ise kadınların, Suriye'de savaşın başından bu yana işkence, tecavüz, infaz, hapis, mültecilikle gelen dramlarına dikkat çekmek, Suriye'de savaş sebebiyle haksız bir şekilde tutulan kız çocukları ve kadın mahpusların serbest bırakılması için çağrı yapmak ve girişim başlatmak, tüm insanlığı savaşlarda kadınların korunması için etkili tedbirler almaya davet etmektir. Suriye'de hukuksuzca tutulan ve işkence yapılan kadınların serbest bırakılması ve suçluların da biz yargı önüne çıkarılması için çağrı yapıyoruz. Sembolümüz olan 6 bin 536 adet oyalı yazmayı mahpus kadınlarımızın adına taşıyacağız. Suriyeli mahpus kadınlar için yola çıkaracağımız uluslararası nitelikli olan ve sadece kadınlardan oluşan 'Vicdan Konvoyu'na herkesi davet ediyoruz. 'Vicdan Konvoyu' Suriye'deki mazlum kadınların sesidir. Sizler de sesimiz olun ve sesimiz zindanların duvarlarını yıksın." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)