• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
"Allah`tan başkasına baş eğmek cehalet ve sefalettir"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hak ve özgürlükler Platformu üyesi Sevgi, Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği (Sevgi-Der) tarafından "Şubat Ayı Şehadet Ayı" temasıyla etkinlik düzenledi.

Derneğin konferans salonunda düzenlenen etkinlik Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Programa konuşmacı olarak katılan bölgenin tanınmış âlimlerinden Molla M. Beşir Varol, İslami mücadeleye ve şehitliğin önemine dikkat çekti.

Her dönemde İslam davasındaki şehitlerin Allah'a verdikleri sözde sadık kaldıklarını aktaran Varol, "Sahabe-i kiram döneminde Resulullah ile beraber arkadaşlık eden müminler Allah'a verdikleri sözde sadık kalmışlar. Bediüzzaman, Hasan El Benna, Seyit Kutup gibi İslam kahramanlarının yaptıkları fedakârlığı biliyoruz. Şehit Rehber ve onunla olan arkadaşlarının yaptığı fedakârlığı görüyoruz. Üzerimize inen yük dağlara inseydi, o dağlar belki de eriyecekti. Belki o dağlar baş eğecekti ama elhamdülillah bu sadık Müslümanlar, zulme, küfre, tuğyana, cehalete, hiçbir şeye baş eğmediler ve kendi mücadelelerine sadık kaldılar. Bu uğurda bin 500'e yakın şehit verildi, 5 binden fazla cezaevinde yatan insanlar vardı ve binlerce insan da muhacir durumdadırlar." dedi.

"Allah'tan başkasına baş eğmek, cehalet ve sefalettir"

Allah'ın dini dışındaki hiçbir dini kabul etmediklerini belirten Varol, "Allah'tan başka hiç kimseye baş eğmeyeceğimizi, O'nun davasından başka hiçbir davayı kabul edemeyeceğimizi kalbimiz, dilimizle ve bütün vücudumuzun zerreleriyle kabul etmişiz ve bu sözü vermişiz. Kâinat Allah'ındır ve bizi, bütün âlemi yaratan, rızkımızı veren O'dur. Onun için O'nun dininden başka hiçbir din, dava, nizam kabul etmiyoruz. Allah'tan başkasına baş eğmek, O'nun hükmünden başka hükmü kabul etmek cehalet ve sefalettir." diye konuştu.

"Halkımızın ıslahını, hidayetini istiyoruz"

Özellikle bölgede 90'lı yıllarda İslami hizmet ve çalışmalarından rahatsız olan İslam düşmanlarının hedefi olduklarını vurgulayan Varol, "90'lı yıllarda dinsizler, İslami hizmetlerimizi kabul etmediler ve bizim üzerimize geldiler. Biz defalarca, 'Derdimiz İslam'ı tebliğ etmektir. Şiddet kullanmak değildir. Şiddeti sevmiyoruz. Derdimiz, halkımızı cennete götürmektir. Onların ıslahını, hidayetini istiyoruz.' dedik. Ama dinsizler, zalimler bunu anlamadılar. Üzerimize geldiler, davayı kabul etmediler. Bize, 'Ya bu memleketi terk edeceksiniz ya bize teslim olacaksınız veyahut sizi öldüreceğiz.' dediler. Biz de 'Halkımızı, memleketimizi hiçbir zalime teslim edip de bu memleketi sahipsiz bırakmayız. Biz davamızı, dinimizi de hiçbir zaman terk etmeyiz ama ölüme hazırız. Hiçbir zaman ölümden kaçmayacağız ve ölümden korkmayacağız.' dedik. Bunu anlamadılar. Elhamdulillah, Allah yine kendi taraftarlarına, davasına, kendi sadık mümin kullarına yardım etti ve bizi galip getirdi." ifadelerini kullandı.

"Kâfirlerin yaptığı çalışmalardan daha fazla çalışmamız lazım"

İslam dinine sarılanın kurtuluşa ereceğinin altını çizen Varol, konuşmasına şöyle devam etti: "Dünyamızı diktatörlerin hâkimiyetinden kurtarıp Allah'ın adaletine teslim etmek istiyoruz. Hem de ahirette cehennemden kurtulup Rabbimizin cennetine girmek için mücadele ediyoruz. İnsanların hem dünyası hem de ahireti için çalışıyoruz. Ahirette ebedidir. O zaman şu anki kâfirlerin yaptığı çalışmalardan daha fazla çalışmamız lazım. Daha fazla gayret göstermezsek biz kaybedeceğiz. Çünkü biz inşa etmeye taraftarız, onlar ise tahribata taraftardır. Onlar tahrip ediyorlar, biz ıslah ediyoruz. Bina etmek tahripten çok daha zordur. Asıl gerçek milliyetçiler Müslümanlardır. Çünkü hem dünyayı halkımıza kazandırmaya çalışıyoruz hem de ebedi saadeti, cenneti onlara kazandırmaya çalışıyoruz. Kim İslam'a yapışsa o kazanıyor. Dünyayı da, ahireti de kazanıyor. Gerçek izzet Allah'ın, Peygamberin, Müminlerindir."

Program, seslendirilen ilahilerin ardından son buldu. (M. Fatih Akgül- İLKHA)






 

Bu haberler de ilginizi çekebilir