• DOLAR 32.371
  • EURO 34.964
  • ALTIN 2325.29
  • ...
Çocuk istismarının en önemli neden ahlaki yozlaşma!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Son günlerde sıkça gündeme gelen çocuk istismarı ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Adıyaman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi Profesör Doktor Hamdi Gündoğar, çocuk istismarına yol bazı nedenler olduğunu ve bu nedenlerin başında da toplumdaki ahlaki yozlaşmanın geldiğini söyledi.

Son günlerde gündeme sık sık düşen 'Çocuk istismarı' konusunda değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, istismara götüren nedenlere dikkat çekiyorlar.

Konu ile ilgili olarak İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Adıyaman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi Profesör Doktor Hamdi Gündoğar, son günlerde toplumun gündemine gelen çocuk istismarına yol açan nedenler hakkında şu tespitlerde bulundu:

"Bu nedenlerin başında, ahlaki değerlerde meydana gelen yozlaşma bulunmaktadır. Bunun yanında dini değerlerinde gözden kaçırılması ve yeterince yerine getirilmemesi bir etken olabilir. Aile içi çatışmalar, parçalanmış aileler, mutsuz evlilikler ile aile içi şiddet, anne ya da babanın üvey olması, ailenin yaşadığı ekonomik sıkıntılar, geleneksel aile yapısı ve fiziksel cezalandırmalar çocuk istismarının nedenlerinden bazılarıdır. Bunların yanı sıra yasaların yetersiz kalması, toplumsal duyarlılığının az olması ve bu konuya yeterince önem verilmemesi de çocuk istismarına yol açan nedenlerden sayılabilir."

"Bu konuda toplum bilinçlendirilmeli"

Çocuk istismarına karşı alınabilecek tedbirleri, çevre içinde alınacak tedbirler ve aile içinde alınacak tedbirler şeklinde kategorize eden Gündoğar, konuşmasına şöyle devam etti:

"Toplumda bir farkındalık olması gerekir. Toplum da bireyler ve söz sahibi olanlar, STK'lar ve en önemlisi de devletin ve hükümetin bu konuya duyarlılık göstermesi gerekiyor. Toplum içerisinde, eğitim aktiviteleri, aile destek programları, televizyon ve radyo programları yapılabilir. Bu programlarda başta psikologlar olmak üzere konunun uzmanlarına başvurulabilir. Daha önceden çocuklarına karşı istismar ve ihmalde bulunmuş ailelere, genç ailelere, çocuklarına ilgi gereken ailelere ve düşük gelirli ailelere destek programları yapılabilir. Devamlı bir şekilde çocuklarına karşı şiddet ve ihmal uygulayan ailelere yönelik yaptırımlar uygulanması ve bu ailelerin yasalar ve mahkemeler doğrultusunda engellenmeleri gerekir."

"İnternet kullanımı aile denetiminde olmalı"

Çocukların internet kullanımı noktasında dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunu söyleyen Gündoğar, "İnternet kesinlikle kontrol edilmesi gereken bir araç. Çok büyük faydaları var, ancak faydaları yanında zararları da söz konusudur. Hem çevrede hem okulda hem de evde internetin kesinlikle kontrol altında bulunması gerekir. Çocukların yalnızken internete girmemeleri, girilen sitelerin ebeveyn tarafından bilinmesi, mümkünse bilgisayarın oturma odasında olması gerekir." ifadelerini kullandı.

İstismara en ağır ceza verilmeli

İstismar olayının üzerine hem devlet ve hükümet hem de toplumsal olarak gidilmesi gerektiğini söyleyen Gündoğar, ölümle sonuçlanan istismar olaylarında da kesinlikle ölüm cezasının getirilmesi gerektiğini söyledi.

Gündoğar, "Taciz veya istismarın farkına varılır varılmaz, mutlaka polis desteği alınmalıdır. Olayın üzeri örtülmemeli, birileri zarar görecek diye olay örtbas edilmemelidir. Gerekli mercilere en kısa zamanda mutlaka haber verilmelidir. Toplumsal açıdan, devlet ya da hükümet tarafından, istismar olayının önüne geçilmesi için atılması gereken adımlar ivedilikle atılmalıdır. Yeni yasaların yapılması ve ölümle sonuçlanan istismar olaylarında kesinlikle ölüm cezasının getirilmesi gerekir." dedi.

"Kısasta hayat vardır"

"İdam cezasına karşı çıkanlar olabilir." diyen Gündoğar, bu tür olaylara en ağır cezanın verilmesi gerektiğini söyledi.

Gündoğar, "İdamın çare olmadığını söyleyenler olabilir ancak Kur'an - ı Kerimde Allahu Teâlâ 'sizin için kısasta hayat vardır.' buyuruyor. Bu Ayeti Kerime'yi iyi tefsir ettiğimizde, haksız yere, hunharca ve büyük bir şiddete maruz kalarak büyük bir insanlık ayıbının işlendiği istismar için ölüm cezasının adalete, hakkaniyete daha uygun olduğunu söyleyebiliriz. İdama karşı çıkanlara sadece şunu söylüyorum; samimi olarak cevap versinler. Sizin çocuğunuzun başına ölümle sonuçlanan bir istismar olayı meydana gelirse istismarcıya siz hangi cezayı verirsiniz? Bunu cevabını samimi olarak versinler ondan sonra idam gelsin mi gelmesin mi tartışmasını devam ettirsinler." şeklinde konuştu.

"İstismarın dinimizde, örfümüz de yeri yok"

"Aile içinde istismara engel olmak için, aile içi mahremiyetine önem gösterilmeli." diyen Gündoğar, anne, baba ve çocuklar arasında sevgiye dayalı bir aile ortamı oluşturmanın önemli olduğunu söyledi.

Gündoğar konuşmasına şöyle devam etti: "Ancak dikkat edilmesi gereken bir şey var; ailelerde, aile mahremiyetine önem verilmelidir. Ailede herkesin yeri ayrıdır. Anne, baba saygın ebeveyndir. Çocuklar ise çok sevgili ama yine saygın bireylerdir. Çocuğa sadece sevgi göstermek ile yetinilmemeli, onlara saygı da duyulmalıdır. Kız çocuklarının ve erkek çocukların odaları mümkünse ayrı tutulmalıdır. Anne ve babaların odasına çocukların her zaman girmeleri önlenmeli, aile içerisinde özel mahrem bölgeler olmalıdır. Her aile bireyine, diğerine saygı duyması ve diğerinin mahremine girmemesi gerektiği öğretilmelidir."

"Çocuklarınıza uygun şekilde cinsellik bilgisi verin"

Çocukların cinsellik konusunda da eğitilmesi gerektiğini ve bu konuda özellikle annelere çok büyük sorumluluk düştüğünü belirten Gündoğar, "Bunda utanılacak bir şey söz konusu değildir. Çocukların kendi bedenlerinin, kendilerine ait olduğu, kendilerinin özel bir birey olduğu ve bir mahrem bölgelerinin olduğu ve buna anne, baba dahil bedenlerinin belirli yerlerine onların dahi bakmamaları gerektiği bilinci verilmelidir. Bu konuda dinimizin, İslami ahlakımızın prensipleri içerisinde çocuklarımızın eğitimi ile ilgili yeterince kural kaide söz konusudur. Anne, babaların önce kendilerini eğitmeleri gerekiyor. Bu konu da devlet desteği sağlanmalı gerek aile içerisinde gerekse de toplum içerisinde bu farkındalığa ulaşabilmek için gerekli adımlar atılmalıdır." dedi. (Cemil Özdaş - İLKHA)






 

Bu haberler de ilginizi çekebilir