"Batıyı memnun etmek için zina ve haram yollara giremeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın AB uyum yasaları çerçevesinde zinaya ilişkin çıkarılan yasalar hakkında "Yanlış yaptık" açıklamasını değerlendiren Prof. Dr. İsa Yüceer, batıyı memnun etmek için haram yolla girilmemesi gerektiğini belirtti.
Bitlis Eren Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsa Yüceer, Cumhurbaşkanının zina konusundaki öz eleştirisini değerlendirerek, batıyı memnun etmek adına haram yollara girilmemesi gerektiğini belirterek, haram ve helallerin kesin olarak belli olduğunu vurguladı.
İnsanın aile hayatını Allah'ın belirlediğini hatırlatan Yüceer, zinaya yaklaşılmaması gerektiği emrine Müslümanların riayet etmesinin elzem olduğunu belirterek, "Yüce Allah bizim hayatımıza müdahale etmiş ve dinini kendi katından göndermiştir. Bu müdahalelerden birisi de bizim aile hayatımız ve özel hayatımızdır. Biz bir medeniyeti temsil ediyoruz. Bu medeniyet İslam Medeniyetidir. Bizim dışımızdakiler ise bu medeniyetten mahrumdurlar. Biz İslam'ı temsil ediyoruz. Öyleyse bu temsilciliğimiz; iş hayatımıza, aile hayatımıza, özel hayatımıza cinsel hayatımıza, her şeyimize müdahale etmektedir. Biz bu müdahaleden razıyız. Allah bize yol göstermiş, yöntem göstermiş ve kitabını göndermiş. Biz de helal ve haramlar açık olarak bellidir. Peygamber ile bize ulaştırılan dinde bu vardır. Helal, açık olarak ortadadır. Haram da açık olarak ortadadır. Biz evlenirken Allah'ın emriyle Peygamberin kavli esasına göre hareket etmekteyiz. Allah kitabından neyi belirtmiş ve Hz. Peygamber de neyi sunmuşsa ona uyarak hareket edeceğiz. Asla bir başkasına benzemek ve başkasını taklit etmek değil, başkasına özenmek değil, Allah'ın kitabında sunduğunu alıp uygulayacağız." dedi.
"Zinaya ve harama götüren yollar için tedbirler almalıyız"
"Zinanın haram olduğu kesindir. Hatta yaklaşmaması emrediliyor." diyen Yüceer, aile hayatının İslami kaidelere uygun kurulması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Öyleyse bunun tedbirleri alınacaktır. Allah neyi emretmişse bunun tamamı bizim hayrımıza ve maslahatımızadır. Bizim ana hedefimiz, her iki alemde kendi maslahatımızı gözetmektir. Bunun da temelinde Allah rızası vardır. Bizim dışımızdakilerin cazip işleri, haram işleri, asla bizi ilgilendirmez. Kendi hayatımızı ayet ve hadislere göre düzenlenmek zorundayız. Biz asla batıyı memnun etmekle mükellef değiliz. Ayet çok açık olarak Yahudi ve Hristiyanların bizden memnun kalmayacağını haber vermektedir. Öyleyse biz batıyı memnun etmek diye bir yola giremeyiz. Biz ayet ve hadislerde açık olarak belirtilen hükümlere uyumalıyız."
"Batı evlilik dışı hayatı özenmektedir biz batıyı değil, Rabbimizi memnun etmek zorundayız"
Batının, aile hayatını tahrip ederek yok etmenin gayreti içerisinde olduğuna vurgu yapan Yüceer, İslami olan ve Allah'ın hoş gördüğü evliliklerin, nikah ahdi üzerine kurulan evliliklerin olduğunu ifade etti.
Yüceer, "Batı bunu tahrip etmeye çalışmaktadır. Son zamanlarda özellikle filmler yoluyla sunulanlar, nikahsız hayattır, evlilik dışı hayattır. Biz asla buna özenemeyiz. Gençlerimiz buna özenmemelidir. Allah'ın razı olduğu hayat, nikah ile evliliktir. Meşru yol ve yöntemdir. Hz. Adem'den Peygamberimize, bin 400 yıldır birikim ile bize gelmektedir. Biz bunu izleyeceğiz. Asla batıya özenemeyiz. Asla nefsimize ve arzularımızın peşine düşemeyiz. Batı'yı memnun etmek için dünyanın cazibesine kapılamayız. Hedefimiz, Allah'ın razı olduğu yolda gitmektir. Bu da aile hayatımızı düzenlemek, tanzim etmekle, kendimize istikamet vermekle olacaktır. Biz hidayet üzere kalacağız. Hz. Peygambere layık bir ümmet olacağız. Başta Rabbimizi tanıyacağız ve ona layık bir kul olacağız. Bizim aile yuvasını kurmamız, Allah'ın razı olduğu bir yoldur. Bütün peygamberlerin sünneti ve siretidir. Biz helal yolu ve meşru yol olan evlilik yolunu izleyeceğiz. Bunun dışındaki yollar yasaklanmıştır. Öyleyse biz buna uymak zorunda ve mecburiyetindeyiz. Bunun dışındaki yollar hüsrandır. Batı bizden aile hayatını tahrip etmemizi istemektedir. Bizi çökertmek istemektedir. Aile hayatında, iş hayatında çökertmek istemektedir. Moda şeklinde gelmektedir. Gençlere nikâhsızlığı cazip hale getirmektedir. Bunu hoş göstermektedir. Öyleyse sen batıyı razı etmek zorunda değilsin. Sen rabbini razı edeceksin. Onun yolunda gideceksin." diye konuştu.
"İslam Medeniyetinde asla zinaya yaklaşılmaz, gönül âlemindeki boşluk madde ile doldurulmaz"
Yüceer, evliliklerin zorlaştırılmasının, zinaya giden yolun açılmasına neden olabileceğinin altını çizerek, gönül âlemindeki boşluğun maddiyatla doldurulamayacağını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Kur'an'a inanmışız ve Kur'an'ın yolunda gideceğiz. Hz. Peygambere ümmet olmuşuz, onun yolunu sürdüreceğiz. Yolumuz çok açık olarak bellidir. Bizde nikâh ile evlilik gerçekleşir. Orada saadet vardır, mutluluk, bahtiyarlık, sevgi ve muhabbet vardır. Sadece şu şu eşyalar alınacak, şu kadar altın alınacak, şu olacak, hepsi de olur. Fakat gönül âlemindeki boşluk madde ile doldurulmaz. Ruh âlemindeki boşluk eşya ile doldurulmaz. Önce muhabbetin olması, sevginin olması gerekmektedir. Tarafların birbirine Allah rızası için bakması gerekmektedir. Sanki aldatmak bir moda haline gelmiştir. Müslümanların kültüründe asla böyle bir şey olamaz. İslam medeniyetinde asla zinaya yaklaşılmaz. Fakat bizim toplumdaki en büyük yanlışlardan birisi de sanki kandırmak göz açıklığı şeklinde değerlendiriliyor. Sadakat, Müslümanın vazifesidir. Sadakatten birisi de dine bağlılık, sadakat, imanda sadakat, İslam'da sadakat, Kur'an'a sadaka, aynı zamanda ailede sadakat ve dürüstlüktür. Tarafların birbirine bağlı olmasıdır."
"İslam'ın özüne dönmeliyiz biz batı ile asla aynı yolda olamayız"
Müslümanın can, mal, din, akıl ve nesil esaslarının korunması gerektiğini vurgulayan Yüceer, kimsenin bir başkasının iffetine zarar verme hakkına sahip olmadığı, insanların artık bu vahşilikten kurtulması gerektiğini belirtti.
Müslümanın kendi özüne dönmesinin gerekliliğini hatırlatan Yüceer, şu ifadeleri kullandı: "Asıl olan 5 değerin korunmasıdır. Bunlar, canın, malın, aklın, dinin korunmasıdır. En temel mesele ise bu 5 esastan biri olan iffetin, neslin korunmasıdır. Kimsenin bir başkasının iffetine zarar verme hakkı yok. Gencecik insanları aldatarak, kandırarak, çeşitli hile ve tuzaklarla tuzağa düşürme hakkı yoktur. İnsanlar artık bu canilikten, bu vahşilikten kurtulmalıdır. Asli unsurumuza dönmek zorundayız. Kur'an'ın özüne dönmek mecburiyetindeyiz. İslam'ın ruhunu almak mecburiyetindeyiz. Kimse şehvetinin peşinde gitmeye, şehvetperest olma hakkına sahip değil. Ömür bitecek ve ölüm gelecektir. Ahiret azabı çok şiddetli ve çok ayrıntılıdır. Müslümanlar bu dinin gerçek temsilcisi olması gerekmektedir. Batıyı memnun etme peşine düşmeyelim. Allah'ı razı edelim. Allah'ın yolunda gidelim. Haram yollara ilgi duymayalım. Zina gibi kötü yollara başvurmayalım. Bunların hepsi insanın maneviyatını mahvettiği gibi maddi hayatını da mahvediyor. Maddi olarak bütün hastalıklara sebep olmaktadır. Biz kötü yollara giderek, o mikrobu getirip eşimize yüklemek hakkına sahip değiliz. Doğru olmak, dürüst olmak mecburiyetindeyiz. Peygamberin yolunda ve izinde gitmek zorundayız. Kendimizi ıslah ve irşat edelim. Allah'ın gazap ettiği yollara gitmeyelim. Batı'yı takip etmek bize hayır getirmez. Hristiyanların memnun etmekle bir yere varamayız. Onlar arayış ve hüsrandadır. Bizi de kendi akıbetlerine düşürmek istemektedirler. Bizim aile yuvamızı da bitirmek istemektedirler. Nikâhsız yaşamaya teşvik etmektedirler. Nikâhsız olarak arkadaşlık hayatını sürdürmemiz istemektedirler. Biz batı ile asla aynı yolda olamayız." (Şükrü Tontaş - İLKHA)